31 Ağustos 2010 Salı

Tatilden devam..

Uçakla gidip geldik. İnişte ve kalkışta Ayaz'a emzik verdim bir sorun olmadı. Hatta giderken biraz oynayıp uyuya kaldı. Dönüşte hem aktarma sırasında hem de uçakta biraz daha huysuzdu ama çok da değil. Tabii tatilde tavan yapan şımarıklığın da etkisi gözardı edilemez.

Tam pansiyon olduğu için öğle yemeği yoktu. Ben de akşam verilen çorbalardan uygun olandan yanımda götürdüğüm kavanoza aldım, ertesi öğlen ısıtarak içirdim.

Sabah ve akşam meyvelerden Ayaz için bol bol aldım, aralarda devamlı meyve takviye ettim. Gün içinde denize girmenin ve açık havanın da etkisiyle, toplam 1 muz, 1 şeftali, 1 elma/armut, 4-5 kayısı, 4-5 erik, 2-3 dilim karpuzu afiyetle yedi miniğim.

Yoğurdunu hazır aldım. Orada yoğurt mayalamak filan gibi çılgınlıklara girişmedim.

Ayşam yemekleri bol ve çeşitli olduğundan Ayaz'a uygun olanlardan çeşitlemeler yaptım. Tabii tuzsuz ya da salçasız yeme durumu olmadı maalesef. Bu tür ekstra durumlarda pek takılmıyorum öyle şeylere.

Uyku düzenine mümkün oldukça sadık kalmaya çalıştık ama yine denizin etkisiyle daha erken uykusu geldi.

Akşam animasyonu keşfetmemiz biraz geç oldu. Bu gibi yerlerden ne anlayacağını kestiremiyorum ama her seferinde herşeyi anlıyor, ve tabii ki yardımımla ama zevkle katılım gösteriyor.

Kesinlikle çok sosyal bir çocuk. Umarım yanılmam.

Ayaz için çok fazla kıyafet götürmüşüm. Önümüzdeki tatil bu hatamdan ders alacağım.

Kıtafetten ziyade onun için; bıçak, kap-kacak, kavanoz, kaşık, su ısıtıcısı götürmüştüm. Bunlardan su ısıtıcısı dışındakilerin hepsini kullandım. Su ısıtıcısı zaten odalarda vardı.

Tatile çıkmadan bir-iki gün önce Ayaz'ın bir gözünde hafif kızarma vardı. Tatil süresince de artarak her iki gözü de kan çanağına döndü maalesef. Biz telefonda doktoruyla konuşarak bir damla kullanmaya başladık ama durum değişmedi. Babasında da olduğu gibi alerji olduğundan şüphelendik. Döner dönmez de doktorda aldık soluğu. Tabii aynı zamanda göz doktoruna da göründü oğlum. Son günlerin moda hastalığı virütik konjiktivitten şüphelenerek iki damlaya başlattı ki, bunlar da hastalık virütik olduğu için tedavi edemiyor yalnızca rahatlatıyor ve başka hastalıklardan koruyor. 5 gün süre vermişti, 15 gün oldu hala tam iyileşme yok. Gündüz iyi ama akşama doğru hafif kızarıyor ve kaşınıyor. Yarın kontrole götüreceğim.

27 Ağustos 2010 Cuma

Tatil, Tatil, İlk Tatil..

Aslında daha önce Ankara üzerinden Antakya olarak bir tatilimiz vardı ama tatil deyince deniz-güneş-kumsal üçlüsünü anlayan milletimizin en bi ferdi olarak ilk tatili bu ilan etmiş bulunuyorum. Çok da kızarsanız ilk deniz tatili deyiveririz olur biter canım..

Mini mini minnoşum Çevlik'te(Antakya) ayaklarını, Şile'de de tamamını zorla denize sokma denemelerini saymazsanız, denizle ilk kez tanıştı demek isterim. Çünkü bu gerçekten bir tanışmaydı. Babasıyla yavaş yavaş sokalım filan derken kendisinin gösterdiği heyecan üzerine çabucacık kendini denizde buluverdi. Sonra da su kuşu oldu çıktı :) Bunda tabii dalgasız çarşaf gibi denizin ve Ilıca'nın ılıcacık suyunun etkisinin büyük olduğunu düşünüyoruz.
En başa dönersek 11 Ağustos sabahın körü itibariyle bir haftalık tatilimiz için, anne-baba-babaanne-dede-Ayaz beşlisi olarak uçakla çeşme yollarına döküldük. Öğlen saatlerinde de süper otel Sheraton Çeşme'ye vardık. Güzel bir dinlenmeden sonra da kendimizi denize attık. Aslında herkes dinlendi, Ayaz'ım oğlum minicik bir kestirme yaptıktan sonra kendisini bomba gibi dinç hissettiği için uyandı ve biz oğlumla etrafı keşfe çıktık. Sonra da gidip diğer tembelleri uyandırıp denize götürdük. Ayaz'ın tatil macerasını alışık olduğum üzere maddelemek istiyorum :)
  • İlk giriş oldukça başarılıydı, annesinin kucağında başlangıç yaptı, simitle yüzme gelişme kısmını, simitsiz yürüyerek denizden çıkma da sonucu oluşturdu..
  • Resimde de görebileceğiniz simidini çok sevdi kendisi. Genelde pek ayrılmak istemedi ama biz suyla temasını arttırabilmek için zaman zaman ayırdık bu ikiliyi..
  • Tatilde herkese mavi boncuk dağıttı. Öpücük yolladı, laf attı, el salladı..
  • Superman kıyafetiyle acayip sükse yaparak otelin superman i ilan edildi ve herkes tarafından tanındı..
  • Nerdeyse her aileye bir çocuk düşen populasyonda, kendini gerek şirinliği gerek asabiliğiyle herkese tanıttı ve otelin sweatheart ı oldu..
  • Annesi ve babasının hergün yanında olmasından ve bonus olarak babaanne ve dedenin de bulunmasından mütevellit şımardı da şımardı..
  • Çok konuşur, çok bağarır oldu..
  • Akıllandı da aklıllandı.. (Bu akıllanma da anneye hem mutluluk hem de vicdan azabı oldu.. Bak biz yanındayız nasıl da gelişti gibi düşünceler annenin kafasını yedi ve yemeye devam ediyor.)
  • Yine de kısa bir aradan sonra uzun bir bayram tatili yapacak olmak annenin içini rahatlattı..
  • Televizyonla, hatta müzik klipleriyle tanıştı maalesef.. Ama şimdi 10-15 dakika seyrettirip, dans edip, oynayıp kapattırıyorum. Aklına esince kumandayı elime tutuşdurup aç diyor. (Aç diyemiyor tabii de aaeeeeıııhhh karışımı birşey diyor.)
  • Çarşaf denize alışınca daha sonra dalgalanan denize de hayır diyemedi.
  • Başlarda ağzı açık ayran budalası tabir ettiğimiz şekilde yüzse de biraz su yutunca ağzını kapamayı öğrendi.. Hatta daha sonra gülmekten kendini kaybettiği anlar dışında ağzını açmadı..
  • Denizde, yemekte, kahvaltıda, lobide hep herkesle muhabbet etti, güldü, öpücük yolladı, el salladı, yapmadığı cilve kalmadı. Hatta o sıra bize mızmızlanıyorsa bile yabancı biri onunla ilgilendiği anda hemen cici çocuk maskesini takıverip bizi de hayretlere düşürdü..
  • Unutmadan, bu şirinliklerin yanında gelene geçene elinde o an ne yiyorsa ikram etti. Almak isteyenlere tabii ki asla vermedi. Sadece yemeleri için verdi benim çocuğum canım, sadece ısırabilirler, hepsini verecek değil ya..
  • Tabii bu ikramları asla karşılıksız bırakmayan annesine alışık olduğu için insanlar ısırmayınca şaşırdı, onlar da bizimki hem ikram edip hem de vermeyince şaşırdılar, güldüler..

Kısa kısa bu kadar.. Bayramdan önceki cumartesi de Gümüldür'e doğru yola çıkıyoruz. Bu sefer babaanne-dede ikilisi önden gidiyorlar, orada buluşacağız. Biz arabayla gideceğiz ancak bu konuda endişelerim var. Bakalım Ayaz Paşa ne kadar sabırlı olabilecek?

Ayrıca buradan tüm Sheraton Çeşme personeline teşekkür etmek istiyorum, bebekli-çocuklu herkese tavsiye ediyorum.