Bugün kontrole gittim. Son bilmem ne tarihimi filan bilmediğim için(sonradan bir tarih tahmin ettim ama) doktorun ölçümüne göre takip ediyoruz.
12. haftanın yıldızı ikili test oldu tabii ki. Henüz kan testleri belli değil, ölçümler iyi çok şükür.
Böylece Ayaz'dan önce kız istememe rağmen Ayaz için erkek dediklerinde neden sevindiğimi de hatırlamış oldum. Oldukça duygusal bir insan olmama rağmen bu gibi durumlarda tüm soğuk kanlılığımla gerçeklere odaklanıyorum. Şöyle açıklayabilirim belki; geçen kontrolde (9. hafta) doktorum büyük ihtimalle erkek dediğinde biraz bozulmuştum. Bu gittiğimde ise cinsiyetini merak etmeme rağmen benim için son sıralardaymış. Tamamen test, testin sonucu, bebeğin gelişimi odaklı olduğumu fark ettim. Evladım bize bişey göstermedi, terbiyeli çıktı bu çocuk. Gösterseydi de benim için kız/ erkek ya da şuandaki gibi belirsizlik hiç mi hiç farketmiyor. Eninde sonunda gösterecek.
Zaten hamilelik sıkıntıları olmasa ne duygusallaştım ne hormonlarım coştu ne de öyle birşey. İlk hamileliğimden oldukça farklı geçiyor. Biraz ona güvenmiştim, güvendiğim dağlara karlar yağdı.
İlkinde son on güne kadar fiziksel olarak hiç ama hiç sıkıntım olmadı. Duygusal olaraksa dibine kadar yaşadım. Bu sebeple hem rahat hem çok eğlenceliydi. Ek olarak da kendimi prenses gibi hissediyor, hissettiriliyordum. Bu kez bulantılar mı dersin, erken gelen kramplar mı halsizlik mi ne arasan var canım. Sayılı gün çabuk biter diyor ve hiçbirşeyin tadını çıkaramıyorum. Darısı ikinci trimesterin başına. Ona da gelmiş bulunuyoruz.
Bebemin el ve ayak parmaklarını gördüm çok tatlıydı. En duygulandığım anda buydu sanırım. Saçlarımı boyatabileceğimi öğrendim, tabbi ki organik/ bitkisel filan boyalarla. Bir de magnezyum kullanmaya başlayacağım. Erken gelen kramplar sebebiyle. İlkinde de oldu ama 7. ay filan, bu ne ya böyle 3 ay dolmadan?
Neticede seni heyecanla bekliyoruz bebeğim. Ben de heyecanı hissetmeye başladım sanırım ama en çok Ayaz'ım heyecanlı.. 17. hafta tekrar kontrol olacak ve artık kız mısın erkek misin bakacağız. Kız olursa Gül erkek olursa Boran, Ayaz öyle diyor..
22 Ağustos 2014 Cuma
20 Ağustos 2014 Çarşamba
Ayaz'dan ilk tepki..
Olaylar şu şekilde gelişti.
Biz mutlu haberi hemen vermedik tabii ki, öncelikle en riskli sürenin geçmesini bekledik. Zaten bebek haberini kendimiz de epey geç öğrendik.
Önümüzde babaanne ve dedeye yapılacak süpriz bir Antakya seyahati vardı. Tabii bunu da Ayaz'a söylemedik ki süprizi kaçmasın, biraz heyecanlı bir tip de kendisi.
Babasıyla birlikte beni iş yerinden almaya geldiler, havaalanına doğru yola koyulduk. Koyulunca da ilk süprizi açıkladık "Antakya'ya gidiyoruz". Zaten babaannesini çok özlemişti, hatta son günlerde sayıklıyordu, havalara uçtu. Fıkır fıkır, zevkten dört köşe uçağa bindik. Havalandıktan biraz sonra Ayaz her zaman ki gibi desibeli arttırınca babası "Çok bağırma kardeşin korkabilir" dedi. Bizim ki de anemin karnında bebek yok ki dedi. Olduğunu öğrenince de delirdi. Ne kadar sevindiğini anlatamam.
Annecim ben iki süprize de çok sevindim ama en çok kardeş süprizine sevindim dedi durdu. Yolda sıkıca tembihledik ki hemen söylemesin bebek haberini. Önce Ayaz'ın gelmesinin sevincini yaşasınlar doya doya sonra da söyleriz müjdeli haberi. Kapıyı çaldık, şok oldular. İnanamadılar Ayaz'ı görünce. Daha ayakkabılarını çıkarmadan bizimki anne söyleyeyim mi, anne çok heyecanlandım demeye başladı. Beş dakika dayanabildim baskılara ve nasıl istersen dedim, hemen ağzındaki baklayı çıkardı. Açıklama cümlesi de şu şekilde
Ayaz: Annem bebek doğuruyor
Babaanne: Ne zaman
Ayaz: Şimdi!!
Böylece haber yayıldı.
Çok fazla üzerinde konuşmuyoruz, Ayaz sorunca, merak edince cevaplıyorum mümkün olduğunca sorularını. Ortak oluyorum hayallerine. Daha kendim alışabildim mi acaba bana soran var mı?
Biz mutlu haberi hemen vermedik tabii ki, öncelikle en riskli sürenin geçmesini bekledik. Zaten bebek haberini kendimiz de epey geç öğrendik.
Önümüzde babaanne ve dedeye yapılacak süpriz bir Antakya seyahati vardı. Tabii bunu da Ayaz'a söylemedik ki süprizi kaçmasın, biraz heyecanlı bir tip de kendisi.
Babasıyla birlikte beni iş yerinden almaya geldiler, havaalanına doğru yola koyulduk. Koyulunca da ilk süprizi açıkladık "Antakya'ya gidiyoruz". Zaten babaannesini çok özlemişti, hatta son günlerde sayıklıyordu, havalara uçtu. Fıkır fıkır, zevkten dört köşe uçağa bindik. Havalandıktan biraz sonra Ayaz her zaman ki gibi desibeli arttırınca babası "Çok bağırma kardeşin korkabilir" dedi. Bizim ki de anemin karnında bebek yok ki dedi. Olduğunu öğrenince de delirdi. Ne kadar sevindiğini anlatamam.
Annecim ben iki süprize de çok sevindim ama en çok kardeş süprizine sevindim dedi durdu. Yolda sıkıca tembihledik ki hemen söylemesin bebek haberini. Önce Ayaz'ın gelmesinin sevincini yaşasınlar doya doya sonra da söyleriz müjdeli haberi. Kapıyı çaldık, şok oldular. İnanamadılar Ayaz'ı görünce. Daha ayakkabılarını çıkarmadan bizimki anne söyleyeyim mi, anne çok heyecanlandım demeye başladı. Beş dakika dayanabildim baskılara ve nasıl istersen dedim, hemen ağzındaki baklayı çıkardı. Açıklama cümlesi de şu şekilde
Ayaz: Annem bebek doğuruyor
Babaanne: Ne zaman
Ayaz: Şimdi!!
Böylece haber yayıldı.
Çok fazla üzerinde konuşmuyoruz, Ayaz sorunca, merak edince cevaplıyorum mümkün olduğunca sorularını. Ortak oluyorum hayallerine. Daha kendim alışabildim mi acaba bana soran var mı?
18 Ağustos 2014 Pazartesi
haberler..
En son yeni evini de seviyor mu demişim? Biz oldukça heryeri seviyor, evet evi de seviyor ama Demirken'ı çok özlüyor. Ben özlemiyor muyum sanki, ben de çok özlüyorum ama ben hiç değilse işe geliyorum evde en çok vakit geçiren Ayaz oluyor.
Hem artık sıkıldı okul başlasın isiyor, hem yaz hem ramazan dolayısıyla anneanne-babaanne ilgisinden de mahrum kaldı.. Neyseki arada bir Antakya kaçamağı yaptık ve en sonunda haftaya tatile çıkıyoruz.. Dönüşte de okul başladı mı tamamdır.. Adaptasyon inşallah hızlanır..
İnci minci sıkıştırayım araya;
Seçimde oy kullanmak için yeni okuluna gittik..
Ben: Ayazcım işte sen bu sene bu küçük binada okula gideceksin, seneye de daha da büyüyeceğin için büyük binada..
Ayaz: Anne ben çok heyecanlandım, hemen yarın okul başlasın.. (Daha önce anasınıfını görmüş beğenmiş/ etkilenmişti)
Ben: Ayazcım az kaldı zaten..
Ayaz: Anne ben sabırsızlanıyorum, çok heyecanlanıyorum hemen başlasınnnnn..
Ben de eskiden okullar biran önce açılsın isterdim ne mutlu ki oğlum da böyle ve hep böyle gider inşallah..
Yukarıda görüldüğü üzere Ayaz ve Emir su kuşu olarak yaşadıkları bir haftasonunu daha geride bırkatılar. Cumartesi Şiledeydik, Pazar da havuz başında. Zaten ikisini koy suya sonra gidene kadar bir daha da düşünme.
Biz de okey ve kağıt oyunu dolu bir haftasonundan galibiyetle ayrılmanın sevinci ve mutluluğu içindeydik. Balkondaki masa performansını görenler ne düşündü bilmem ama valla eğlencesine bu işler.
Son olarak "haberi" de vereyim; Ayaz Agabey oluyor..
Sevgiler..
Hem artık sıkıldı okul başlasın isiyor, hem yaz hem ramazan dolayısıyla anneanne-babaanne ilgisinden de mahrum kaldı.. Neyseki arada bir Antakya kaçamağı yaptık ve en sonunda haftaya tatile çıkıyoruz.. Dönüşte de okul başladı mı tamamdır.. Adaptasyon inşallah hızlanır..
İnci minci sıkıştırayım araya;
Seçimde oy kullanmak için yeni okuluna gittik..
Ben: Ayazcım işte sen bu sene bu küçük binada okula gideceksin, seneye de daha da büyüyeceğin için büyük binada..
Ayaz: Anne ben çok heyecanlandım, hemen yarın okul başlasın.. (Daha önce anasınıfını görmüş beğenmiş/ etkilenmişti)
Ben: Ayazcım az kaldı zaten..
Ayaz: Anne ben sabırsızlanıyorum, çok heyecanlanıyorum hemen başlasınnnnn..
Ben de eskiden okullar biran önce açılsın isterdim ne mutlu ki oğlum da böyle ve hep böyle gider inşallah..
Yukarıda görüldüğü üzere Ayaz ve Emir su kuşu olarak yaşadıkları bir haftasonunu daha geride bırkatılar. Cumartesi Şiledeydik, Pazar da havuz başında. Zaten ikisini koy suya sonra gidene kadar bir daha da düşünme.
Biz de okey ve kağıt oyunu dolu bir haftasonundan galibiyetle ayrılmanın sevinci ve mutluluğu içindeydik. Balkondaki masa performansını görenler ne düşündü bilmem ama valla eğlencesine bu işler.
Son olarak "haberi" de vereyim; Ayaz Agabey oluyor..
Sevgiler..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)