Bu da geçmişten, Nisan 2013..
ben dugune gitmek icin giyindikten hemen sonra
- Ayaz: anne neden gelin elbisesi giydin?
- ben: gelinlik degil bu oglum sadece suslendim
- Ayaz: anne sakin sen evlenme
- ben: ??
- Ayaz: anne sen evlenme, sakin unutma senin bir cocugun var..
17 Ocak 2014 Cuma
10 Ocak 2014 Cuma
herkes mi hasta olur? herşey mi aksi gider?
Bu hafta tam da Murphy denen azizin görev başında olduğu haftaydı benim için..
Geçen haftasonu babasının ateşlenmesiyle eve hapsolan Ayaz ve ben.. Bunun akabinde kuduran bir oğlan ve +1 hasta baba ile başa çıkamayıp sinirli bir anneye dönüşen ben.. Hiç orta yol bulamadık, ne denesem olmadı pek de deneyemedim hatta..
Pazar gecesi isyeri ile ilgili bir durum nedeniyle koltuk altımda oğlumla bilgisayar başına oturup anca yatmaya gittik ki, Ayaz'la en sulh içinde olduğumuz anlar bu anlardı. Ondan önce istesem de çıkamadım gerginlikten ve elimde oğlumla kalan yegane zaman haftasonu da zehir oldu..
Sonra iş ile ilgili Pazar günü çıkan kriz ta Perşembe geceye kadar sürdü, aynı zamanda bir büyük birkaç küçük kriz daha çıktı. Eve hep geç gittim, bir gece gidemedim bile.. Bu arada kayınpederim de hasta olunca Ayaz bayrağını annem devraldı, babaanneyi evine gönderdik..
O erken çıktım sayılan -yani saat 20:00 gibi- yegane gün de önce annemi almaya giderken 10 dakikalık ve su gibi tüm girişini çıkışını bildiğim yolda 4 kez filan yanlış yere saptım, anneme gidişim yarım saat sürdü. Sonra da annemi alıp girebileceğim tüm trafiklere girip eve gittim.
Bu arada yarın sabah abime gitmeyi ve doğum gününü kutlamayı planlarken yengem Senoş'un da grip olduğu bilgisini almış ve bu güzel programı iptal etmiş bulunuyorum. Zaten bugün aldığım başka bir habere göre de iki ay önce yaptırdığım bulaşık makinem yine aynı sebeple bozulmuş ve servis sağolsun tam da cumartesimi berbat edecek 13:00-15:00 saatleri arasında gelecekmiş.
Yani bütün negatifi aldım daha haftasonuna girmeden.. Ağlasam mı ne?
Bu jüpiter mi, venüs mü, mars mı, hangi biri aslan burcunun neresinde?
Geçen haftasonu babasının ateşlenmesiyle eve hapsolan Ayaz ve ben.. Bunun akabinde kuduran bir oğlan ve +1 hasta baba ile başa çıkamayıp sinirli bir anneye dönüşen ben.. Hiç orta yol bulamadık, ne denesem olmadı pek de deneyemedim hatta..
Pazar gecesi isyeri ile ilgili bir durum nedeniyle koltuk altımda oğlumla bilgisayar başına oturup anca yatmaya gittik ki, Ayaz'la en sulh içinde olduğumuz anlar bu anlardı. Ondan önce istesem de çıkamadım gerginlikten ve elimde oğlumla kalan yegane zaman haftasonu da zehir oldu..
Sonra iş ile ilgili Pazar günü çıkan kriz ta Perşembe geceye kadar sürdü, aynı zamanda bir büyük birkaç küçük kriz daha çıktı. Eve hep geç gittim, bir gece gidemedim bile.. Bu arada kayınpederim de hasta olunca Ayaz bayrağını annem devraldı, babaanneyi evine gönderdik..
O erken çıktım sayılan -yani saat 20:00 gibi- yegane gün de önce annemi almaya giderken 10 dakikalık ve su gibi tüm girişini çıkışını bildiğim yolda 4 kez filan yanlış yere saptım, anneme gidişim yarım saat sürdü. Sonra da annemi alıp girebileceğim tüm trafiklere girip eve gittim.
Bu arada yarın sabah abime gitmeyi ve doğum gününü kutlamayı planlarken yengem Senoş'un da grip olduğu bilgisini almış ve bu güzel programı iptal etmiş bulunuyorum. Zaten bugün aldığım başka bir habere göre de iki ay önce yaptırdığım bulaşık makinem yine aynı sebeple bozulmuş ve servis sağolsun tam da cumartesimi berbat edecek 13:00-15:00 saatleri arasında gelecekmiş.
Yani bütün negatifi aldım daha haftasonuna girmeden.. Ağlasam mı ne?
Bu jüpiter mi, venüs mü, mars mı, hangi biri aslan burcunun neresinde?
6 Ocak 2014 Pazartesi
inci minci birinci II
Uykusu gelmiş Ayaz'ım iyice de duygusallaşmış:
Ayaz: Anne ben hiç büyümek istemiyorum!
Ben: Neden oğlum?
Ayaz: Çünkü oğul olmak çok güzel birşey..
Ben: Sen büyüsen de benim oğlumsun, babanın oğlusun canımın içi.. Hem bak baban büyümüş ama hala babaannenin oğlu..
Ayaz: Ama oğlu olmak çok güzel.. (iyice ağlamaklı ses tonuyla) o zaman bizim evde oturursunuz büyüyünce de tamam mı? (göz yaşları dökülür)
Ben: Tabii ki oğlum..
Ayaz: Anne ben sizi çok seviyorum..
Ben: Biz de yavrum.. hadi uyuyalım artık??
Napıcam ben bu çocukla, çok sevgi dolu, herkesi, herşeyi sınırsız seviyor.. kredisi de sınırsız.. Onun bu iyiliği hiç bozulmaz, iyiliği sebebiyle de başına iş açılmaz umarım.. Canımın içi..
Ayaz: Anne ben hiç büyümek istemiyorum!
Ben: Neden oğlum?
Ayaz: Çünkü oğul olmak çok güzel birşey..
Ben: Sen büyüsen de benim oğlumsun, babanın oğlusun canımın içi.. Hem bak baban büyümüş ama hala babaannenin oğlu..
Ayaz: Ama oğlu olmak çok güzel.. (iyice ağlamaklı ses tonuyla) o zaman bizim evde oturursunuz büyüyünce de tamam mı? (göz yaşları dökülür)
Ben: Tabii ki oğlum..
Ayaz: Anne ben sizi çok seviyorum..
Ben: Biz de yavrum.. hadi uyuyalım artık??
Napıcam ben bu çocukla, çok sevgi dolu, herkesi, herşeyi sınırsız seviyor.. kredisi de sınırsız.. Onun bu iyiliği hiç bozulmaz, iyiliği sebebiyle de başına iş açılmaz umarım.. Canımın içi..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)