21 Ocak 2010 Perşembe

Çalışan Anneler Diyarı..

Evet, başlıktan da anlaşılacağı gibi çalışan anneler grubunun bir üyesiyim artık.. Bu konuda o kadar çok yazı okudum ki kendimi hazırlayabilmek için.. Annlerin Dünyası'nda da konu işlenmişti, orayı da hatmettim.. Ne okursam okuyayım kalbime hükmedemedim..
Ebeveynlerin hayatlarını çocukları üstüne kurmaması gerektiğine inananlardanım. Gerektiğinde fedakarlık yapmamız gerekiyor tabii ki, çünkü yavrularımızı dünyaya biz getirdik. Onları biz istedik. Tamamen kendimiz için. Şimdi onları bu dünyaya hazırlamak, mutlu yaşamaları için elimizden geleni yapmak da bizim görevimiz. Zaten normal olan her anne babanın da seve seve yapacağını düşündüğüm bir görev bu. Görev kelimesi belki itici gelebilir ama bu görevlerin en tatlısı dersem söylemek istediğimi anlatabilirim sanırım. Tüm bunların yanında esas olarak, onları hayata hazırlamak ve gelecekte büyük beklentiler içinde olmamak için de gereksiz fedakarlık yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Onlar hep bizim meleklerimiz olacaklar ama bir gün kendi kanatlarıyla uçacaklar.
Çalışmaya alışmış, bebek olmadan önce iş hayatını bırakmayı düşünmemiş annelerin de iş hayatına kesinlikle dönmeleri taraftarıyım.
Bir yandan aklım ve mantığım doğrusunun bu olduğunu söylüyor diğer yandan kalbim farklı atıyor. Keşke imkanlar elverse de işimizden ayrılmadan altı ay bebişimize evde kendimiz bakabilsek, sonra da en az iki yaşına kadar yarı zamanlı çalışabilsek. Maalesef Türkiye'de işler böyle yürümüyor.
Benim kararım başlıktan da anlaşılacağı üzere işe dönmek oldu. Eğer biraz mutsuz olduğum, sevmediğim bir işim, anlayışsız, esnek olmayan işverenim olsaydı, çalışma hayatına birkaç yıllığına veda edebilirdim. Ancak benim için durum kalbime dur bakalım n'oluyoruz diyecek kıvamda sanırım. Ben Türkiye şartlarında şanslı azınlıktanım.
İpucunu verdiğim gibi, işimi ve işyerimi gerçekten seviyorum. Mutluyum. İşyerinde huzurum tam, arkadaşlık süper. Anlayış had safhada.. Kolay kolay bulunamayacak bir ortama sahibim açıkçası. Üstelik evim ve iş yerim de birbirine çok yakın olduğu için hiç zaman kaybım olmuyor. Minik bebeğimi bensiz bıraktığım saatler olsa da güzel bir denge yakaladım.
Birincisi, öğlen tatilinde eve gidebiliyorum, öğlen tatilini biraz uzatarak kullanabiliyorum. İkincisi her gün dörtte çıkıyorum ve 10-15 dakikada evde olabiliyorum. Üçüncüsü ise Ayaz altı aylık olana kadar cumaları da çalışmıyorum :) (Anlayışlı işveren ve huzurlu işyeri derken abartmamışım sanırım.) Bu koşullarda olunca işimi bırakmanın nankörlük olacağını düşündüm. Tüm bunlar bir yana ara kendimi keşke sevmediğim bir işim olsaydı diye düşünürken de yakaladım. İki hafta olmasına ve işlere direk başlamama rağmen aklımın devamlı bebeğimde olduğunu da itiraf etmeliyim.
Kendimi ve koşullarımı bu sürece çok iyi hazırladığımı düşünüyorum ve yaptıklarımı, iyiki yapmışım dediklerimi de ayrı bir yazıda paylaşmak istiyorum.
Bu yazıyı da şunu yazmadan bitiremeyeceğim:
"Çocuk da yaparım, kariyer deeeeee"
Yazdım, rahatladım :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder