25 Kasım 2010 Perşembe

diş..diş..diş..


Diş konusunu, tabii şimdiye kadar geldiğimiz haliyle toparlayıp yazmak istedim.

Ayaz, hareketli ama aslında tam da biraz erkenci bir kitap bebek olarak ilk dişini yaklaşık altı aylıkken çıkardı. Tabii sıralamada biraz şaşırmalar oldu. İlk önce alt santral kesici iki dişini, sonra alt lateral kesicileri, sonra üst santral kesicileri, en son üst laterallerden birini seri şekilde çıkardıktan sonra(yaklaşık 3 atlık bir süreçte) diğer üst lateral için dört ay kadar bekledi. Diş görünüyordu ancak ucu bir türlü çıkmıyordu.


Bayram tatilinden önce, oldukça uykusuz geçen bir geceden sonra bir de baktık ki diğer üst lateralin ucu da görünmüş. Zaten epeydir bekliyorduk kendisini. Bundan sonra diğerleri ne durumda diye kontrol ettiğimde taarruza geçmiş kabarmış bir sürü diş buldum. Aman dedim tam da tatile filan gidiyoruz. Şimdi bunlar bir de azı dişi, ateş filan eyvah eyvah. Normalde bu gibi durumlarda pek panik yapmam ama, evde olmama fikri beni ürküttü.

Nitekim gittik tatile, Ayaz'ım da daha önce yazdığım gibi dört günde üç azı dişi çıkardı. Birinci azılar. Diğeri de kabarmış şişmiş. Ayrıca üstte iki köpek dişi de çok şişmiş.

Ne oldu peki, uykusuz her gece oldu. Ne ateş, ne de büyük birşey yok şükürler olsun. İlk dört dişte görmediğimiz şunlar oldu ama; ishal olmasada sık kaka yapma durumu(günde 2'den günde 5-6'ya çıktı kaka sayısı), pişik(epeydir pişik kremi vs. kullanmıyordum, geri döndük bunlara), geceleri uyumama-uyuyamama sıkıntısı, yine geceleri oğluşumun inlemesi, acı/ağrı çektiği belli olan çığlıkları, ağlamaları. Üç azı çıktı ama hala da tam olarak çıktıklarını söyleyemem, bazısı tam görünüyor, bazısı ele geliyor. Sanırım bunların ağrıları ve belki de diğer kabaranların ağrılarıyla hala bir gün uyuyor, birgün uyumuyor, birgün keyifli, birgün keyifsiz. Kaka sayısı hala çok, pişik hala olabiliyor.

Kendisine yardımcı olabilmek açısından, dentinox yerine jel olarak calgel e geçtik. Tadı daha iyi olduğu için en azından sürdürüyor. Genelde günde 2-3 kezden çok sürmedim. Gündüzleri hiç sürmedim çünkü gerek kalmadı. Bol bol kemirebileceği yiyecekler verdim. Elma, havuç gibi şeyleri soğuk verdim. Tüm anne şevkatimle üzerimde uyumasına izin verdim. Sadece iki kez gece ağrı kesici verdim çünkü durumu çok acıklıydı. Anne olmak o kadar enteresan ki bu durumda bile kendimi sorguladım. Acaba kendi gücüm yetmediği için mi ağrı kesici veriyorum diye. İlaç taraftarı da olmadığım için(aşırı karşıtı da değilim gerçi) istemeye istemeye verdim. Sonra düşündüm de ne saçma. Bebiş orda ağrıdan inliyor, uyuyamıyor, perişan durumda. Ben bu yaşımda aynı durumda olsam ve ilaç içmesem kendime gülerdim. Oğlana da verdim işte. Olay bundan ibaret, bu kadar sorgulamaya gerek var mı.

Neticede Ayaz ve ben özellikle gece uyku saati yaklaşınca koala moduna geçiyorduk. Hala da durum çok değişmiş değil. Bir öyle bir böyle..

Dişlere selam ederim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder