Ayaz'ın doğum hikayesi tabii ki benim doğum hikayem olarak başlıyor.
En son izne çıkarkenki durumumdan bahsetmiştim. Hamileliğim gerçekten çok rahat geçti son iki hafta dışında.. O kadar kusur kadı kızında da bulunur demeden edemeyeceğim ama zor günlerimden de bahsedeceğim. Başka okuyanlar olursa yardımı olabilir.
İznimin ilk haftası da oldukça ağırlaşmama rağmen çok hareketli ve koşuşturmalı geçti. Ancak sonraki hafta gerçekten zor zamanlar başladı. Ben izne ayrıldıktan sonra her an doğurabilirim diye düşündüğümüzden annemde yanımıza geldi ve bizimle kaldı. İyi ki de gelmiş çünkü o zor günlerde ve hacı yatmaz gibi geçirdiğim gecelerde yanımda olması benim için büyük şanstı. Doğuma kadar geçen son iki hafta + 4 gün sürekli ağrılarım başladı. Geceleri koltukta ancak oturarak uyuyabiliyordum. Devamlı da yalancı sancı dedikleri sancılardan sanırım , geceler de gündüzler de biraz uyuyarak, biraz ayakta biraz, oturarak geçiyordu. Bu arada birkaç kez doğuruyorum heralde dedim. Test olarak evdeki meşhur koltuğuma geçip oturuyordum, bir süre sonra eğer rahatlarsam, tamam yine doğum yok diyorduk :) Sevgili kocacığım ve anneciğimi istim üstünde oturttuğum günler sonunda 16 Eylül'ü 17'sine bağlayan gece ağrılarım dinmek bilmedi. Belimde sürekli bir ağrı, ne oturabiliyorum ne kalkabiliyorum ne de yatabiliyorum.. 18 Eylül'de de NST ye girecektim. Sabah altıda dayanamayıp kocacığımı uyandırdım ve ben bugün doğursam mı gibi abes bi soru sordum :)
Ağrılar bitmek bilmiyor, ancak o anlatılan gelip giden sancılardan yok, sancı giriyor ama düzensiz ya da sürekli. Sonra kendime de şaşırıp biraz daha bekleyeyim dedim. Annem gidelim diyor ben de yok gidip de rezil mi olacağız diye tutturuyorum :) Derken öğlen Baran aradı. Ben de dayanma gücümün sonundaydım artık. Bugün gidelim istersen dedi, ben hala kararsızım ama ağrılar karar verdirdi tabii ki, gittik. NST de sancı çıkmadı, doğum yok dediler. Ben artık nasıl bir halde dokoruma ben dayanamayacağım, yatırın beni bugün suni sancı filan ne gerekiyosa yapalım dediysem doktorum hemen harekete geçti. O an eve dönmeyi aklımdan bile geçiremedim. Muayeneye girdik benim bu durumum karşısında veeee 8 cm açılma olduğu belli oldu. Doktorum doğumun %80 i bitmiş dedi. Onların da yapabileceği birşey yok, teknolojik olan herşey doğumun başlamadığını gösteriyor! hemen beni odaya aldılar ve epidurali verdiler. Ben tabii ağrılarım boşa olmadığı için muzaffer bir komutan edasındaydım.
Herkese haberler verildi, sanki sezaryenmiş gibi herkes hastanede bulunabildi. Ben fazla kimsenin olamayacağını düşünüyordum normal doğum olacağı için.
Bundan sonrası ayrı macera..
Bana epidural verildikten sonra son iki haftamın en rahat anlarını yaşadım. Herkes bana acıklı gözlerle bakarken ben gayet rahattım. Epidural gerçekten çok rahat. Ancak çok iyi bir ekibin yapması gerektiğini düşünüyorum. Suni sancı da verilerek doğumu beklemeye başladık. Bebişmin zaten kilolu olduğu belliydi. Bu nedenle tam açılma olması gerekiyordu.
Biz bekledik ancak Ayazım bekleyemedi. Meconium unu yaptı bebişim. Bu durum çok tehlikeli olduğu için doktorum ve diğer nöbetçi doktor kocişi da çağırarak bize durumu anlattılar. Meconium soluduğu anda çok zor ve uzun bir tedavi gerekeceği için sezaryen olması gerektiğini açıkladılar. Biz de hemen okey verdik, sonuçta normal doğum istememizin nedeni ikimizin de sağlığı içindi. Epidural arttırıldı ve doğuma kocamla birlikte girdik. Biraz sonra da bebişimizi kucağımıza aldık. Ayaz Paşam 4.210 kg ve 51 cm bir tombinik olarak dünyaya gözlerini açtı.
Çok makul bir saatte dünyaya geldiği için doktor amcası da kendisine teşekkür etti.
Dogumdan onceki son 2-3 hafta annesini otturdu minik yaramis cocuk. Ne kadar afacan bir bebek olacagi o zamandan belliymis.
YanıtlaSilKime cekmis acaba!!
Babasi