Haftasonunu yine dolu dolu yasadik. Cumartesi sabah önce sitede olusturdugumuz oyun grubuna katıldık sonra da Adacığın doğum gününün ikinci versiyonuna ışınlandık, bu kez bahçede çok güzel bir parti oldu. Ayaz bu aralar grupla iletişimden çok kendi kendine takılmayı seçiyor kalabalık içinde de olsa. Çanak çömleğe, temizlik, ütü ve yemek yapmak gibi ev işlerine ilgisi aynı yoğunlukla devam ediyor.
Akşam da bebeyi anneanneye havale edip kuzenlerle buluşarak biraz büyük insan muhbbeti biraz yaşlanmanın getirdiği nostalji yaptık. Herbirini ayrı ayrı özlüyorum. Eskiden her günümün birarada geçtiği kardeşlerim onlar benim. Kolay değil Ferduşum hariç diğerleriyle aynı evde yaşadık bir dönemler.
Anadolu yakasına her geçişimde içim huzur doluyor. Herkes orada, kuzenlerim, arkadaşlarım, aile büyüklerim. Büyüdüğüm yer orası. Şimdilik orada yaşamak hayal görünüyor tabii. İşler bu tarafta oldukça trafiği göze alamam.
Pazar da sabahın köründe yollara düşüp yine kapanan köprüden nasibimizi alıp en sonunda boğaza geldik. Kocamın ilkokul arkadaşlarıyla kahvaltı yaptık. Ayaz da katıldı tabii ve bütün kahvaltı boyunca sandalyesinde oturmayı başararak bizi sevindirdi. Bu arada yaklaşık 50 kesme şeker ve bir o kadar kürdan filan heba olmuş olabilir ama ne yapalım.
Oradan çekirdek aile künefe yedik. Kendisine balon veren dükkan sahibine "ben de yiycem ama ben de acıktım" diyerek insanları hayrete sürükledi biraz. Eh iştahlıdır oğlum nazarlar değmesin.
Sonra kendisini bu kez de babaannesine havale ederek biraz iş-güç hallettik. Sonra da ben babaannesine babası maça geçti. Yine inanamadım ama baştaki bir restleşmenin ardından gayet uslu akıllı benim maç seyretmeme müsade etti ve oyalandı, arada yemek filan yedirdim, ilgilendim tabii ama %60 oranında filan da maçları takip edebildim.
İşte böyle de bir haftasonu daha geride kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder