İlk gün yola saat 15.30 gibi çıktık, Bolu'da Berceste'de güzel bir mola verdikten sonra devam ettik. Akşam da Ankara'ya vardık. Gittiğimiz yerde yani kocamın biricik halası Demet Halamızda minik bebek Pamir de olduğu için, yani bebekli bir eve gittiğimiz için çok rahat ettik doğrusu.. Mama sandalyesi, oyun parkı hatta yürüteç bile vardı. Oğlum burda yürüteçle ilk kez tanıştı. Ben yürüteç almayı düşünmüyorum çünkü doktorlar önermiyor. Kendisi de pek küçük olduğundan mütevellit, yürümekten çok üzerindeki oyuncaklarla ilgilendi.
Ama en çok Pamir'le ilgilendi. Pamir önünden bir o tarafa bir bu tarafa pıtır pıtır emekledikçe peşinden bakıp durdu.
İki gece Ankara'da kaldık. Ankara'da Ömür Ablamı da ziyaret ettik. Dönüşte de Anıtkabir'e gitmek istedik ancak 16:30'da kapanıyormuş. Hem de 23 Nisan'da! Yetkilileri tebrik etmek gerek.
Bundan sonra yola çıkışlarımızı Ayaz'ın günlük rutinine uyacak şekilde ayarladık. Normalde sabah 10:00'da uyuyor, biz de o saatte yola çıktık. Molaları da onun uyandığı saate denk getirdik. Arabada uyanık olduğu saatlerde de yarım/ bir saat kadar oyalanabildi. Böylece çok rahat bir yolculuk geçirdik. Yol normale göre biraz uzadı ancak, keyifli geçti.
Cok cok guzel yaziyorsunuz hanimefendi. Bilirsiniz ben kitap okumayi fazla sevmem ama yazilariniz cok akici, cok keyifli bir hikaye kitabi okur gibi okuyorum.
YanıtlaSilSize ve oglunuza selamlar.
Galatasarayli