Cuma günü, Ayaz'ın 11.15'te uyanmasıyla yeni bir rekora imza attığımız gün olarak kayıtlara geçti. Üzerine bir saate yakın kardeşiyle birlikte yatakta keyif yaptı. O bir saatte bana kaldı. Ani bir kararla Ayaz'ı havuza götürdüm. Baktım yataktan çıkacağı yok, baktım güneş var hava da fena değil, hemen kahvaltını edersen havuza inebiliriz sanırım dedim ve işte sonuç:
derinlere atlayan oğlum
Hazal'ı uyutup inmiştik. Gelince önce oğlumu iyice bir yıkadım, ardından kızımı ve en son kendimi. Sonra da sıradan bir ev günü geçirdik. Hatta akşam üstü biraz kestirmişim. Öğleden sonra saatin kaç olduğuna hiç bakmamışım. "Timeless" yaşamışım. Telefonun çalıp kocamın geldiğini öğrenince saatin ve evde yemek olmadığının farkına vardım. Hemen Ayaz'ı bahçeye saldım, kızı emzirdim ve 1 saat içinde haftasonumuzu kurtaracak 3 çeşit yemek yaptım. Tabii bir önceki akşam kayınvalidemin gönderdiklerinin de katkılarıyla.
haftasonu güne hep bu güzellerle başladım
Cumartesi ve Pazarı da yarın kahvaltıya dışarı çıkalım, boşver evde yapalım, öğlen gideriz, neyse evdekileri yeriz, akşam mı çıksak derken Pazar akşamı eve yemek söyleyerek geçirdik. Site sınırlarının dışına çıkmadık. Pazar günü ailecek havuz sefası yaptık ve Hazal ilk kez pusetinde uyumayı başardı. Hatta yine Pazar günü bir bölüm Game of Thrones bile izledik. Baya verimli geçmiş. Çok kalabalık olduğumuz ya da çok gezdiğimiz haftasonlarını seviyorum ama arada böyle sakin geçirmek de süper oluyor.İlaveten Ayaz da hiç bahçeye bile çıkmadı tüm Cumartesi-Pazar. Hepimize bir rehavet gelmiş demek ki. Tatil için yapılacak alışverişleri de haftaiçine bıraktım. Bavul hazırlamak namına tek yaptığım hazırlanacak bavulları ortaya çıkarmaktı. Çılgın bir hafta beni bekliyor. Herkese iyi haftalar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder