Dün süpriz yapıp dedemlere iftara gitmeye karar verdik. Annem mamaları hazırladı, ben işten çıkınca gidip bebeğimi doyurdum toparlanıp çıktık.
İşte Üsküdar, tüm çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği yerler. Arabayla Duvardibi'nden Çiçekçi'ye doğru döndüm ve yola devam edemedim, Çiçekçi'nin ve çocukluğumun, anılarımın cazibesine kapılıp Çiçekçi'nin içine saptım. Dümdüz indim ve işte orada Harem Palas Apartmanı. Hemen altı zaten Karlık Bayırı ve dünyanın en güzel manzarası. Ayaz'a babaannemin evinini gösterdim. Karlık bayırında bir mola verdik. Arkada Kız Kulesi manzarasıyla bir sürü resim çekildik.
Karlık Bayırı'nda canlarım ve arkada kulem
Mola bitince Oradan itfaiyeye doğru eskiden hep abimle yürüdüğümüz yollardan arabayla devam ettik. İlkolulumu gördük, abimin, benim, Gökte'nin, dayımın ilkokulunu. Sonra geldik bizim meşhur Tahririye Sokağına, Postane Yokuşunda yer de bulduk mu tamamdır şimdi Konak Apartmanındayız, dedemdeyiz. Hayatımın en uzun yıllarını geçirdiğim apartmandayız artık. Yolda buralarda oturmalı dedi annem, onun sözünü ben de iliklerime kadar hissettim.
Bizi görünce nasıl sevindiklerini anlatamam. Hazal Hanım'ın büyük dedesine ilk ziyareti bu. Nazan Teyzem dedi ki "Ah bu yakınımda olsa hergün giderim ben buna", gelir de biliyorum. Benim yerim onda onun yeri de bende ayrıdır.
Soframızı kurduk, özçekimimizi de çekip gönderdik teyzemlere, dayımlara. Oh dedim iyi ki iki çocuk yaptım. Kalabalık ne kadar çoksa o kadar iyi. Keşke halim de vaktim de olsa da daha kalabalık olsak :)
Çocuklarımdan da minimum ikişer torun bekliyorum şimdiden söyleyeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder