Geç kalmış biz yazı da olsa paylaşmak istedim..
Oğlumun karne almasına gidemedim, okul evimize çok yakın, iş yerime çok uzak olduğu için gidemedim işte.. Her anne gibi ben de çare buldum bu hüzünlü ayrılığa ve ofisimi görmeyi çok isteyen oğluma karneyi al bana gel ordan da karne emeği yiyelim dedim.. İkimiz de buruk ama ikimiz de mutlu olduk böylece..
Sabah kalktık, baktım bizimkinde bir heyecan bir telaş. Anladım tabii nedenini, kötü karnen olursa annene götüremem demiş babası.. Ah ah nasıl anlatsam nerden başlasam, kadınlar venüsten erkekler marstan..
Öyle böyle evden çıktım ağladım ağlayacağım.. Derken saatler birbirini kovaladı ve adamım geldi.. İşte bunlar da kanıtları..
Sonuçta pek de güzel oldu.. Denklemi bu kez testten yazayım, Mutlu çocuk=Mutlu anne..
25 Şubat 2014 Salı
17 Ocak 2014 Cuma
inci minci birinci III
Bu da geçmişten, Nisan 2013..
ben dugune gitmek icin giyindikten hemen sonra
- Ayaz: anne neden gelin elbisesi giydin?
- ben: gelinlik degil bu oglum sadece suslendim
- Ayaz: anne sakin sen evlenme
- ben: ??
- Ayaz: anne sen evlenme, sakin unutma senin bir cocugun var..
ben dugune gitmek icin giyindikten hemen sonra
- Ayaz: anne neden gelin elbisesi giydin?
- ben: gelinlik degil bu oglum sadece suslendim
- Ayaz: anne sakin sen evlenme
- ben: ??
- Ayaz: anne sen evlenme, sakin unutma senin bir cocugun var..
10 Ocak 2014 Cuma
herkes mi hasta olur? herşey mi aksi gider?
Bu hafta tam da Murphy denen azizin görev başında olduğu haftaydı benim için..
Geçen haftasonu babasının ateşlenmesiyle eve hapsolan Ayaz ve ben.. Bunun akabinde kuduran bir oğlan ve +1 hasta baba ile başa çıkamayıp sinirli bir anneye dönüşen ben.. Hiç orta yol bulamadık, ne denesem olmadı pek de deneyemedim hatta..
Pazar gecesi isyeri ile ilgili bir durum nedeniyle koltuk altımda oğlumla bilgisayar başına oturup anca yatmaya gittik ki, Ayaz'la en sulh içinde olduğumuz anlar bu anlardı. Ondan önce istesem de çıkamadım gerginlikten ve elimde oğlumla kalan yegane zaman haftasonu da zehir oldu..
Sonra iş ile ilgili Pazar günü çıkan kriz ta Perşembe geceye kadar sürdü, aynı zamanda bir büyük birkaç küçük kriz daha çıktı. Eve hep geç gittim, bir gece gidemedim bile.. Bu arada kayınpederim de hasta olunca Ayaz bayrağını annem devraldı, babaanneyi evine gönderdik..
O erken çıktım sayılan -yani saat 20:00 gibi- yegane gün de önce annemi almaya giderken 10 dakikalık ve su gibi tüm girişini çıkışını bildiğim yolda 4 kez filan yanlış yere saptım, anneme gidişim yarım saat sürdü. Sonra da annemi alıp girebileceğim tüm trafiklere girip eve gittim.
Bu arada yarın sabah abime gitmeyi ve doğum gününü kutlamayı planlarken yengem Senoş'un da grip olduğu bilgisini almış ve bu güzel programı iptal etmiş bulunuyorum. Zaten bugün aldığım başka bir habere göre de iki ay önce yaptırdığım bulaşık makinem yine aynı sebeple bozulmuş ve servis sağolsun tam da cumartesimi berbat edecek 13:00-15:00 saatleri arasında gelecekmiş.
Yani bütün negatifi aldım daha haftasonuna girmeden.. Ağlasam mı ne?
Bu jüpiter mi, venüs mü, mars mı, hangi biri aslan burcunun neresinde?
Geçen haftasonu babasının ateşlenmesiyle eve hapsolan Ayaz ve ben.. Bunun akabinde kuduran bir oğlan ve +1 hasta baba ile başa çıkamayıp sinirli bir anneye dönüşen ben.. Hiç orta yol bulamadık, ne denesem olmadı pek de deneyemedim hatta..
Pazar gecesi isyeri ile ilgili bir durum nedeniyle koltuk altımda oğlumla bilgisayar başına oturup anca yatmaya gittik ki, Ayaz'la en sulh içinde olduğumuz anlar bu anlardı. Ondan önce istesem de çıkamadım gerginlikten ve elimde oğlumla kalan yegane zaman haftasonu da zehir oldu..
Sonra iş ile ilgili Pazar günü çıkan kriz ta Perşembe geceye kadar sürdü, aynı zamanda bir büyük birkaç küçük kriz daha çıktı. Eve hep geç gittim, bir gece gidemedim bile.. Bu arada kayınpederim de hasta olunca Ayaz bayrağını annem devraldı, babaanneyi evine gönderdik..
O erken çıktım sayılan -yani saat 20:00 gibi- yegane gün de önce annemi almaya giderken 10 dakikalık ve su gibi tüm girişini çıkışını bildiğim yolda 4 kez filan yanlış yere saptım, anneme gidişim yarım saat sürdü. Sonra da annemi alıp girebileceğim tüm trafiklere girip eve gittim.
Bu arada yarın sabah abime gitmeyi ve doğum gününü kutlamayı planlarken yengem Senoş'un da grip olduğu bilgisini almış ve bu güzel programı iptal etmiş bulunuyorum. Zaten bugün aldığım başka bir habere göre de iki ay önce yaptırdığım bulaşık makinem yine aynı sebeple bozulmuş ve servis sağolsun tam da cumartesimi berbat edecek 13:00-15:00 saatleri arasında gelecekmiş.
Yani bütün negatifi aldım daha haftasonuna girmeden.. Ağlasam mı ne?
Bu jüpiter mi, venüs mü, mars mı, hangi biri aslan burcunun neresinde?
6 Ocak 2014 Pazartesi
inci minci birinci II
Uykusu gelmiş Ayaz'ım iyice de duygusallaşmış:
Ayaz: Anne ben hiç büyümek istemiyorum!
Ben: Neden oğlum?
Ayaz: Çünkü oğul olmak çok güzel birşey..
Ben: Sen büyüsen de benim oğlumsun, babanın oğlusun canımın içi.. Hem bak baban büyümüş ama hala babaannenin oğlu..
Ayaz: Ama oğlu olmak çok güzel.. (iyice ağlamaklı ses tonuyla) o zaman bizim evde oturursunuz büyüyünce de tamam mı? (göz yaşları dökülür)
Ben: Tabii ki oğlum..
Ayaz: Anne ben sizi çok seviyorum..
Ben: Biz de yavrum.. hadi uyuyalım artık??
Napıcam ben bu çocukla, çok sevgi dolu, herkesi, herşeyi sınırsız seviyor.. kredisi de sınırsız.. Onun bu iyiliği hiç bozulmaz, iyiliği sebebiyle de başına iş açılmaz umarım.. Canımın içi..
Ayaz: Anne ben hiç büyümek istemiyorum!
Ben: Neden oğlum?
Ayaz: Çünkü oğul olmak çok güzel birşey..
Ben: Sen büyüsen de benim oğlumsun, babanın oğlusun canımın içi.. Hem bak baban büyümüş ama hala babaannenin oğlu..
Ayaz: Ama oğlu olmak çok güzel.. (iyice ağlamaklı ses tonuyla) o zaman bizim evde oturursunuz büyüyünce de tamam mı? (göz yaşları dökülür)
Ben: Tabii ki oğlum..
Ayaz: Anne ben sizi çok seviyorum..
Ben: Biz de yavrum.. hadi uyuyalım artık??
Napıcam ben bu çocukla, çok sevgi dolu, herkesi, herşeyi sınırsız seviyor.. kredisi de sınırsız.. Onun bu iyiliği hiç bozulmaz, iyiliği sebebiyle de başına iş açılmaz umarım.. Canımın içi..
14 Aralık 2013 Cumartesi
Ayaz bu aralar..
- Bu aralar ve bir süredir en sevdiği çizgifilm "Cille", en sevdiği cille ise "Behmut" ama Ayaz'ın deyişiyle "Meymut"..
- Evet tv ile arası iyi ama çok izlemiyor, bazen ipad den filan da çizgifilm izliyor ve burdan izlediğinde dil fark etmiyor, Japoca'dan İspanyolca'ya geniş bir yelpazesi var..
- Yine ipad de "HayDay" çiftlik oyunu oynuyor, babasıyla birlikte..
- Hala bana aşık, hem de çok aşık..
- Demirkan'la çok güzel oynuyorlar ve bütün gün birlikte oynayabilme kapasiteleri var..
- Aynı şekilde Emir'le biraraya geldiklerinde de bütün günü bize dokunmadan geçirebilirler..
- Nutella'yla arası maalesef çok iyi..
- Tatlılardan baklava seviyor ama olsa da en fazla bir tane yiyor.. Bunların dışında bir de napoliten ve çukulatalı gofret seviyor.. Yine de her bulduğunda yemez, tatlıyla arası çok yok.. Sonra yerin der kaldırır mesela..
- Yemeklerden en çok patates kızartması ve mantı seviyor. Beyaz pilav aşkı bitti.. Ispanak ve semizotu kesinlikle yemiyor ancak ıspanaklı börek yiyor.
- Cille oynamayı(evet çizgifilmin oyuncakları var), lego oynamayı seviyor. Yeni aldığımız ve kendi seçtiği korsan gemisini seviyor.
- Kış için aldığım botları giymiyor. Geçen seneki kar botlarını istiyor. Bulsam yine alacağım onlardan.
- Kar yağsın bekliyordu, yağdı da rahatladı.
- Çok büyüdü, boyu çok uzadı.
- Ayakları 30 numara, boyu sanırım 120cm civarında, kilo 24..
- Kendi aramızda uzun süredir en sevdiğimiz oyunlar, "soru sormaca", "aslancılık", "marketçilik"..
13 Aralık 2013 Cuma
kar tatili..
Bu yıl erken yağan kar bana da bir gün evden çalışma hediyesi getirdi. Sabah 10:00'a kadar oğlumla ilgilenebildim, yatağımı filan toplayabildim, hoşuma gitmedi değil. İnsanın çalışması tamam güzel de evine hakim olamaması, mesela dolapta ne var bilememesi koyuyor biraz.. Evle iş arasındaki mesafe de etkili tabii ki burada.. Nitekim, yine çokkkk çalışmam gerekti ama fıstıklı çukulatamı kartopu oynamaya indirebildim. İşte burada..
Tabii ki biricik kankasıyla beraber eğlendiler. Zaten bütün gün önce Demirkan bizdeydi, sonra fazla gürültüden muzdarip olunca aramızdaki diyalog şöyle gelişti.
Ben: Çocuklar siz biraz da Demirkanlar'da oynayın..
Çocuklar: Neden?????
Ben: Çok gürültü yapıyorsunuz çalışamıyorum..
Çocuklar: Tamam..
Sonra sepetledim bunları.. Bazen herşey ne kadar kolay oluyor. Çocuklar arkasında art niyet aramıyorlar hiçbirşeyin, herşey olduğu gibi gayet net ve açık.
Akşam altıya doğru internetin sekteye uğramasıyla ben de paydos ettim. Normalde 08:00-20:00+ evde olamayan biri için süper tabii ki. Geçtim komşuma, oh mis gibi kısırlar yapılmış, çaylar demlenmiş. Eve geldiğimizde nerdeyse sekiz olmuştu. Oğlum keyifli, ben ondan keyifli.. Sonra da verdiğim sözü tuttum ve ikimiz başbaşa oynadık. Ben diyeyim yarım saat siz diyin 35 dakika.. Yetti mi, mis gibi de yetti..
Ertesi sabah da biraz geç çıktım çünkü uludağ bir bizim orası iki. İşte tespiti;
İşe bir geldim ki Anadolu yakasında hiçbirşey yok, kalmamış. Yine de servisle çıktım, geldim evime. Hem dinlendim, hem eğlendi. İşte bu sebeple de bu yazının adını kar tatili koydum..
bu da karda açan çiçeğimiz..
Etiketler:
alalade yazılar,
Ayaz büyürken
4 Aralık 2013 Çarşamba
traş olmuş güzel oğlan..
traş oldu benim oğlum geçen haftasonu, ben de bu güzelliği buraya ekledim
Günler çok hızlı akıp gidiyor, hayat sanki yine değişikliklere gebe.. Benim çok uzun zamandır beklediğim, hatta artık sıkılmaya başladığım konular var önümüzde.. Herbirinde sırayla gelişmeler olacak ve ben her defasında mutlu olacağım. Mutluluğumu da önce aileme yansıtacağım, güzel günler gelecek..
İnanılmaz yoğun çalışıyorum, yapmak istediğim gündelik aktivitelerin ancak %20 sini filan yapabiliyorum. Yine de hala heyecanımı kaybetmiyorum bu yeni düzenim için. Bir de son iki haftadır haftasonunu evde geçirebildim ya deymeyin keyfime.
Televizyon neredeyse hayatımdan çıktı. Bu hep aklımın bir köşesinde olan ancak bir türlü aksiyon alamadığım bir konuydu. Kaderin ağları öyle bir örüldü ki başıma da çorap örüldü, uyumaya zor vakit buluyorum, ne televizyonu. Çok da iyi oldu, pek kolay ve pek güzelmiş canım. Herbikeslere tavsiye ederim. İtiraf edeyim ki aklım Muhteşem Yüzyıl'da kalmadı değil, çok da değil ama bitireyim bari son sezonu diyorum..
Maraton şeklinde bir haftasonu beni beklerken, bu hafta bitsin mi? Emin miyim?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)