23 Haziran 2015 Salı

haftanin sekeri..

Oldukca yogun gunler geciyor.. Yazin gelisinin habercisi bu resmi es gecmeyeyim bari..


Acilmis, sacilmis tombul ayaklar..

22 Haziran 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Yine, yine yeniden bir koltukta onbeş karpuz taşıdığım haftasonlarından birini geride bıraktık sayın seyirciler. Ne yapalım gitmek gerek, ne yapalım yapmak gerek, ne yapalım almak gerek.

Dört aylık iznim boyunca bugün de hiçbirşey yapmayacağım, tembel tembel evde oturup yavrularımla oynaşacağım demedim, diyemedim. Büyüklere gidildi, küçüklere gidildi, her biri sevilip sayıldı. alışverişler yapıldı, işler tamamlandı, bankalara gidildi ki hala gitmem gerekenler var. O işler bitmedi bitmedi. Gezmelerin sonu gelmedi. Gezmeye açık bir insan olmasam bitmiştim ama pabuçlarım hemen dışarıda beni bekler. Gidiveririm fırsatları kaçırmam.

İkinci bir emre kadar benim haftasonlarım uzun haftasonu/longweekend olarak sürmekte. Yazı izinli olarak geçiremesem de bu da iyi bir teselli ikramiyesi.

Geçtiğimiz cuma da yağmur çamur dinlemeden kattım bebelerimi yanıma en yakın alışveriş merkezine attım kendimi. Babaanneleri de aynı engelleri umursamadan geldi yardıma ve tabii ki alışverişe. Bizden korkulur canım, bıçak kemiğe dayanmış eksikler vardı, valla bak. Üstüne bir de babalar günü hediyeleri eklendimi başka sebebe gerek kalmadı. Gerçi ben bizim evin babasının hediyesini önceden ayarlamıştım ama üzerine ilave ettik birşeyler. Kah Hazal'ı emzir, kah Ayazı yedir aralarda da iki mağaza gez derken akşamı buluverdik. Eve gittik yemekten sonra sızmışım tabii ki ilk kıvrılabildiğim yerde.


Haftasonunun en güzel karesi

Cumartesi pek bir sakin başladık. Sabah geç uyanıldı en azından. Ben 5 ve 8 arasında nöbetteydim ama sonradan bir yarım saat yatabildim ya buna da şükür. Çok güzel bir pazar kahvaltısı yaptık. Evet Pazar kahvaltımızı Cumartesiden yaptık. İçimden geldi. Sonra evimizin babası işe gitti, ben de iki saat sonra çıkmak için söz verdim. Üç saat sonra çıkabildik. İş yerinde de bir saat kadar oyalanıp koyulduk yola ve gittik abimlere. Emirim sünnet olmuştu, iki hafta geçti iyice iyileşti rahat rahat oynadılar.

İftardan sonra bir saat kadar oturup eve döndük. Hazal'ın ne yapacağını merakla bekliyordum. Uykusunu sıçratmadan geldi kendisi eve kadar. Yolda durduğumuz tek ışıklarda vızıldadı. Arabanın kapısı açılınca gözüne giren ışıklara sinir oldu ama eve gelince e.mip uykusuna devam etti.

Pazar Ayaz'a söz verildiği üzere havuz günüydü. Bu sefer daha hafif bir Pazar kahvaltısının ardından babasıyla indiler havuza. Epey sonra Hazal'la ben de indik. Ben de sezonu açtım böylece. Hazal pusette uyumak istemeyince de tekrar çıktım yukarı yatırdım.

Akşam üstü babaanne ve dedesi geldi bizim miniklerin. İftar yaptık birlikte, babalar gününü kutladık. Bir haftasonunun daha böylece sonuna geldik.


5 Haziran 2015 Cuma

Hazal bu aralar..

Hazal canım 3 ayını devirirken neler yapıyor;

  • Büyük bir dikkat ve azimle elleri ile tanışıyor.
  • Bol bol çiçekli, çizgili, puantiyeli desenler bulup onlarla konuşuyor.
  • İnanamıyorum ama kendi kendine uyuyor. Ne kadar sürer bilmem. Maşallah deyin, bişeyler yapın işte nazar değmesin. Yani Ayaz'ı ben mi bozdum o mu öyleydi bilemedim. 
Hatta bu konuda şöyle bir anımız var.


Bir gün Hazal'ı beşiğine yatırıp Ayaz'la odasına gideriz ve pazarlık başlar. İşte kaç ninni, kaç kitap, kaç masal vb. Ben: "Aman oğlum sessiz ol kardeşin uyumaya çalışıyor. Seni öyle alıştıramadım ama Hazal kendisi uyuyabiliyor, bırak öyle kalsın ki ileride de rahat edelim."
Ertesi gün, oğlum sen koca adam oldun iyi geceler deyip yatağına gidip, uyuyabilirsin diyen babasına el-cevap "Babacığım annem beni öyle alıştırmadı ben kendim uyuyamam, bu yüzden annemi istiyorum"

çilek kız

Hazal biraz dediğim dedik öttürdüğüm düdük bir bebek. Karnı mı aç altını değiştiremezsin, uykusu mu var zinhar m.eme veremezsin. Ne istiyorsa o bilinecek ve o yapılacak. Buna karşın neşesi keyfi yerindeyse, bir ihtiyacı da yoksa yattığı yerde kendi kendine, yukarıda yazdığım gibi desenlerle, şekillerle bir güzel oyalıyor ki kendini sorma gitsin.


  • Oyun halısını çok seviyor, bir keresinde oradan aldık diye kıyameti kopardı, bir saatte zor sakinleşti.
  • Geceleri iki kez uyanıyor ama ikincisi biraz sancılı, öyle pat geri uyumuyor, e.miyor, sonra gaz, sonra bezini kirlet alt değiş, kikirde, sonra tekrar m.eme, sonra uyku derken sabah güneş doğuyor. Ondan sonra ancak 1 saat uyuyabildiğim için biraz sersemliyorum ama buna da şükür.

yeni sezon hazırlığı..

Sezon finalini ve yaz sezonunu yazmışken gelecek sezondan fragman paylaşmazsam olmaz.

Bizi neler bekliyor?

İki çocuklu hayat: Evet bu hayata başladık ama daha başındayız. Henüz gülücükler saçan bir bebeğimiz var. Gazı var, bezi var ama diş ağrıları yok, katı gıda geçişi yok. Daha da önemlisi yeni sezona 6 aylık hareketlenmiş bir bebişle gireceğiz ve aldığı zaman da istediği ilgi de artacak. O gülücükler dağıtıp emeklemeye başladıkça ev de düzen de değişecek.

Mini mini birler: Gözümüzün nuru Ayaz'ımız birinci sınıfa başlayacak. Bu sene Emir Hakkı'dan gördüm ne kadar zor olduğunu biliyorum kimse beni kandıramaz.

Soruyla başladık soruyla bitirelim. Başka mı? Daha ne olsun aile komedisinden gerilime doğru bir geçiş görüyorum siz ne dersiniz?


Adı vasıtasıyla konuya bağladığım sevgili şarkı da bu yazıya eşlik etsin bakalım

4 Haziran 2015 Perşembe

sezon finali, yaz tatili..

Benim işe başlamam ve bugünkü Ayaz'ın yıl sonu gösterisi ile birlikte biz de bu yıl ailecek sezon finalini yapıyoruz. Keşke dizimize ara verilse de biz de bütün yaz tatil yapabilsek ama nerde? Yine de beklediğimden dolu bir yaz programımız var. Bu yıl için tatil planları çoktan yapıldı bile. Bayramda İzmir/ Gümüldür, Temmuz sonu Ayaz için Kıbrıs, Ağustos sonu tekrar beraberce Antalya/ Kemer gibi bir rotamız olacak tabii arada hep İstanbul var. Bol koşuşturmalı haraketli , sıcak sımsıcak bir yaz olsun. Hazalın baldır bacaklarını açalım, güneşlendirelim. Oğluşum büyüsün serpilsin çünkü çocuklara güneş ve deniz kadar iyi gelen başka birşey yok. Aslında bundan sonra öyle hızlı büyümesin. Yani zaman yavaş geçsin, Ayaz'ın çocukluğunun Hazal'ın bebekliğinin tadını çıkaralım. Bizim en verimli yaşlarımızı doya doya sindire sindire yaşayalım. Konuyu dağıtmadan yaz sezonuna dönüyorum.

Bu yaz yapmak istediklerim:

Bol bol piknik/ mangal yapalım
İlk maddeyle tezat da olsa biraz kilo vereyim
Yürüyüş yapalım/ yapabilelim
Evimizin kalabalığı bereketi eksik olmasın, çocuklarım hep büyük aileleri etraflarında büyüsün

Çünkü benim en güzel çocukluk anılarımda çoğunlukla kalabalık var, açık hava var, geziler var, hareket var, kuzenlerim var..

Daha somut istediklerim;

Adalara gitmek; hafta içi olsun, hafta sonu kalabalığını çekemem.
İzmir'e gitmek istiyordum, Gümüldür gezisinin başına iliştiriverdim.
Bu yıl kampa gidersek Gümüldür olsun istiyordum ki o da oldu zaten.
Akşamları Ayaz ve Hazal beni parkta karşılasınlar biraz eğlenelim.

geçen yaz sezonundan bir kare

Böyle mutlu mesut, Ayaz'ın doğum günü partisi ve Hazal'ın 6 aylık olmasıyla yeni sezona başlayalım.

hastalık..kısa kısa..

Hazal Hanım Çarşamba sabahı sık sık hapşırmaya ve öksürmeye başladı. İlk hastalığı bu hanımefendinin. Gün içinde devam etmiş ama akşam iyiydi. Gece uyandığında durmadan hapşırma ve öksürme devam etti. Uyurken bir şey yok ama uyanınca başlıyor. Burnu da tıkalı. Klasik geniz akıntısı yani. Tabii hemen serum fizyolojik yapıldı, buhar makinesi açıldı. Sabah uyandığında gene vardı ama azalmıştı, tekrar serum fizyolojik yaptım. İki kez emzirdim, babaannesine emanet edip çıktım. Bu sefer kaşlar gözler de kızarmıştı. Bakalım gün içinde nasıl seyredecek hastalığın durumu. Allah'tan yarın evdeyim. yoksa içim hiç rahat değil. Hastalık olacak tabii ama böyle ufak ufak atlatalım, ilerlemeden kurtulalım.

Bugün büyük gün, yıl sonu gösterisi ve başrolde Ayaz Bey var. Heyecanlıyız, akşamı nasıl ederim bilemiyorum. Aç tırtıl olacak kendisi.


Başrolü kapmış adamım, ne de olsa sanatçı ruhu da var yeteneği de. İçinden geliyor yani, Müzik, oyunculuk, edebiyat bunlara yatkınlığı var. Ben uzman değilim ama o kadar belli ki. Bakalım zaman neler gösterecek. Bu yolun sonunda içinden bir mühendis çıkması da büyük olasılık tabii. Mutlu olsun da başka birşey istemem.. Bugün için dileğimse kızımın hemen iyileşmesi..

3 Haziran 2015 Çarşamba

hızlı günler..

Hayat ne kadar hızlı, zaman ne çabuk geçiyor. Hazal 3 aylık olduktan tam iki gün sonra işe başladım ben. Şunu belirteyim ki ilk seferinden daha kolay oldu başlamam. Çünkü biliyorum ki oluyor. Yürütülebiliyor, anne sütü verebiliyorsun ve günün ne kadar büyük bir kısmı ondan uzak kalsan da annesi sensin. Gerçi ufak bir bunalım yaşamadım değil tam iki aylıkken kızım. Bir kaç gün depresyonda geçtikten sonra kocamın da telkinleriyle kendime geldim ve zehir etmedim kalan günlerimi kimseye.
Evde hayat daha yoğun daha hareketli tabii ki öncesine göre. Bir düzen oturttuk gidiyoruz. Şimdilik Hazal gündüzleri anneannesinde oluyor, Ayaz Serap Ablasıyla evde ve okulda akşamı getiriyor. Akşam olunca da evimizde buluşuyoruz hep beraber. Hazal annemde kalınca öğlenleri emzirmeye gidebiliyorum. Okullar kapanınca bir süre hep beraber annemde kalıp sonrasına da bakacağız.
Ağabey kardeşten bir resimle kapatalım bu kısa yazımızı..

benim güzelliklerim..