Oğlumun doğum günü partisini tam gününde değil de, cumartesiye denk geleceği için 18 Eylül'de yaptık. Artık doğum günü partisi mi, düğün mü ben bilemedim.. Davet etmek istediğimiz kişileri kağıda dökmeye başladığımızda bu işin içinden çıkabilmek için evin de dışına çıkmamız gerektiğini anlamış olduk. Çocuklar hariç 70 kişi kadar vardık sanırım. Sonuçta benim için de fiziksel olarak daha kolay, zihinsel olarak da hemen hemen aynı zorlukta bir aktivite olmuş oldu. Dışarıda yapınca tadını da daha iyi çıkardım. Yine de sonraki senelerde, küçük bir grupla evde kutlamak istiyorum. Belki iki ayrı gurup olabilir, aile ve arkadaşlar olarak ayrılabilir. Buna o zaman karar veririz.
Partinin temasını aylar önceden "Mickey Mouse" olarak belirlemiştik zaten. Hatta şirketimize çok yakın bir çocuk/bebek/ parti malzemeleri mağazasından süslemeler de almıştık. Bunları gelen çocuklara dağıtmayı düşündüğümüz, mickey ve mini taçları ve düdük sayısını arttırarak destekledik.Parti zamanını da özellikle Ayaz'ı ve gelecek çocukları düşünerek sabah olarak belirledik ve brunch daveti vermeye karar verdik. Sabah 10:30 gibi başladık, öğleden sonra 14:00 gibi hemen herkes dağılmıştı.
Biz sabah 08:30 gibi Baran'ın Ankaradan gelen halası ve yengesiyle ve tabii ki Ayaz'la birlikte süsleme ve masa organizasyonlarını halletmek için gittik. Baran da kardeşiyle birlikte hazırladığımız slayt gösterisi ile ilgili son rötuşları gerçekleştirdi. İşimizi bitirdiğimizde misafirler de gelmeye başlamıştı. Bu arada hazırlıklarla ve süslemelerle ilgili resim çekmeyi maalesef akıl edemedim.
Ayaz da Berrin teyzesine emanet ederek mekanın asma katında bulunan salonda koltuklarda bir güzel sabah uykusu çekti. Misafirler geldiğinde uyuyordu yani paşam :) Güzel güzel uykusunu aldığından oldukça iyi bir performans gösterdi. Genelde benden bağımsız masa masa kucaktan kucağa gezdi. Sonra pasta kesimi için anne-baba-oğul üçlüsü bir araya geldik.
Gerçekten çok güzel, keyifli, büyük şehrin cilvesi olarak uzun zamandır göremediğimiz arkadaş ve akrabalarımızı da gördüğümüz, onların da Ayaz'ı gördüğü bir gün geçirdik.
Günün sonunda paşamı babaanneye emanet edip onlara yolladım, çok uykusu gelmişti, zaten daha arabada uyuyakalmış. Biz de işleri nedeniyle biraz geç gelen arkadaşlarımız ve tabii Ayaz'ın arkadaşları Masal&Melodi, anneleri ve babalarıyla güzel bir keyif kahvesi içip sohbet ederek partiyi bitirdik.
Daha sonra kayınvaldeme geçen misafirleri görmek ve tabii oğlumuza kavuşmak için oraya geçtik. İlk doğum günün de böylece geçti oğlum. Hala bir senenin nasıl geçtiğine inanamıyorum.. Annesinin içinden kopup yavaş yavaş özgürlüğünü ilan eden bağımsız bir birey olmaya doğru yolculuğunu hayret ve hayranlıkla izliyorum. Unutma ki bu yolda hep istediğin zaman yanında istediğin zaman da arkanda yer alacağım. Seni çok seviyorum.
Cadsiz demis ki: "yavaş yavaş özgürlüğünü ilan eden bağımsız bir birey olmaya doğru yolculuğunu hayret ve hayranlıkla izliyorum. Unutma ki bu yolda hep istediğin zaman yanında istediğin zaman da arkanda yer alacağım. Seni çok seviyorum. "
YanıtlaSilBen (Babasi) de diyorum ki: "Ben de.. Ben de..."