22 Ekim 2010 Cuma

yine bir devrin sonu..

Emzirme hikayemizin sona erişini yazmak istedim. Sonuçta 12.5 ay tam tekmil em.di oğluşum ama içimde yine de bir burukluk var.

Hamile kalmadan önce emzirmek konusunda kesin kararlıydım ancak hani bunun bir kadın için ne kadar ayrıcalıklı olduğunun kesinlikle farkında değildim. Özellikle sürecin bitişi sırasında duygusallaşan anneleri kesinlikle anlayamıyordum. Saçma geliyordu. İç güdüseldi belki ama bir görevdi yapılmalıydı. Şimdi ise tamamen anlıyorum o anneleri.

Doğa o kadar ahenkli ki.. İçimizde bir nokta olarak başlayan hayat gelişimini tamamladıktan sonra bir yavru olarak karşımıza çıkıyor. Bizim hayatımızı geri dönülmez bir şekilde değiştiren o minikler yavaş yavaş annelerinden kopuyor. Aradaki bağ gittikçe azalıyor ve onlar da aynı oranla bir birey olma yolunda ilerliyorlar. Bize düşen her bağ koptuğunda onlara destek vermek ve hep yanlarında olduğumuzu hissettirmek. Belki biz de istemiyoruz ama doğanın gereği bu, bebeklerimizin de bizim de sağlıklı bireyler olmamız için bu aşamaları tadına vararak yaşamalıyız. Hem fiziksel hem de duygusal açıdan gelişmelerine ve bizden uzaklaşmalarına izin vermeli, desteklemeliyiz. Öyle insanlar tanıyorum ki 40 yaşına gelmiş hala anneleriyle göbek bağları kopmamış. Bunun ne denli kötü birşey olduğunu bilmemiz gerekiyor. Anneyle bebek arasındaki fiziksel bağ öncelikle göbek bağı kesilince kopuyor. Sonra emzirme süreci başlıyor. O kadar güzzel bir paylaşım ki. Bebeğin hem karnı hem de ruhu doyuyor. Sonra emzirme aralıkları artıyor gittikçe, sonra bitiyor. Zaten her anne zamanı geldiğinde kendisi de bu bağların kopmasını istiyor. Yani artık doğuralım diyoruz. Artık şu e.mme aralıkları artsa da bir dışarı çıksak, kendimize vakit ayırsak diyoruz. Doğa bizi herşeye hazırlıyor adım adım.. Keşke hayatlarımızın gidişini daha çok olayların akışına bırakabilsek..

Başa dönersek, bizim bırakma hikayemiz kısa ve kolay oldu. Bir-iki hafta önce Ayaz'ın doğum gününü takiben ben gayet hasta olunca, özellikle iki gün ve gece pek emziremedim çünkü kucağıma bile alacak halim yoktu. Hatta neredeyse hiç emziremedim. Bu arada zaten geceleri bir biberon(240 ml) mama takviyesine de başlamıştık. Sonraki günler de hala iyileşemediğim için ben de oğluşa oğluş da bana(emzirme hususunda tabii, diğer türlü gayet iyiydik) pek yüz vermedik derken, ben verdim o almadı. Dış olaylarla çok ilgiliydi. Hasta olduğum için de başbaşa kalamadık. Böyle böyle bitti. Burukluğum da bundan sanırım, halbuki pek de düşkündü kerata nasıl vazgeçiverdi bilemedim.

İki hafta kadar hiç emmedi, sonra bir gün sabah uyandığında kendisi istedi, süt de geldi.. Şimdi öyle bir e.miyor bir e.mm.iyor. Bitti diyebilirim.

Ancak gece mamaya devam. Şimdi mama mı inek sütü mü kararsız kaldım. Dişleri için de gece aslında hiçbirşey vermek istemiyorum ama bu zor. Bakalım gelişmeleri anlatırım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder