28 Aralık 2010 Salı

bir de hastalık..

Antakya'dan döndükten iki-üç gün sonra Ayaz'ın burnu akmaya başlamıştı. Çok önemsemedim, biraz artınca da peditus verdim. Bu arada geçen hafta da 15. ay kontrolüne gittik, orada muayene de oldu tabii ki, bir sorun görmedi doktorumuz. Sadece kulaklarda hafif kızarıklık var, ateş çıkarda orta kulağa çevirebilir. Ateşi çıkarsa hemen getirin dedi. Böyle bir sorun da yaşamadık. Ancak haftasonu öksürüğü gittikçe arttı, en son pazar gecesi tabiri caizse "köhür köhür" öksürdü bir-iki kez. İyice ciğerler inmeden doktora götürelim istedik hemen. Aslında babası biraz panik yaptı diyebilirim. Bronşiyolit bile değil sadece başlangıcı olduğunu söyledi doktor. İki tane nur topu gibi öksürük şurubu verdi. Dün de şurupları vermeye başladık. Çok öksürmüyor, ancak öksürdüğünde de korkutucu bir ses çıkarıyor.

Bunun dışında, neşesi, keyfi, enerjisi gayet yerinde. İştahı iyi maşallah. Kulaklardaki kızarıklık da geçmiş. Başka bir sorun yok yani. Bir önceki yazıda bahsettiğim kızarıklıklarsa büyük ihtimalle sinek ısırığı, hatta en sonunda dün gece sineği de yakaladık. Başını vurduğu yerse şişmedi bile (hemen soğuk kompres yapmamızın büyük faydası oldu) sadece hafif morardı ancak aynı yerde bir de sinek ısırığı olduğu için dikkati çekmiyor.

Ne oluyor anlayamadım, sinekler, düşme bir de hastalık. Canım yavrum. Tüm bu kötü enerjiyi savuşturmak istiyorum senden uzaklara.. Bir de hiç hasta etmedik yavruyu diye övünüyorduk.. Bir haftasonunda başına gelmeyen kalmadı oğlumun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder