22 Şubat 2011 Salı

yetişemiyorum..

Herkeste durum aynı mı bilmiyorum ama ben yetişemiyorum. Yeni yıl kararlarımda daha organize, daha pozitif olmak vardı. Olmasına oldum. Kendime bir ajanda aldım ilk olarak. Yazıyorum, yazınca uygulamak daha kolay oluyor. Ay onu unuttum, ay havuç da alınacaktı gibi vakit kayıplarından kurtuluyorum. Evin ihtiyaçlarını yazıyorum. Akşam yapılacakları yazıyorum. İş için mutlaka unutmamam gerekenleri yazıyorum. Çok güzel.

Eskiden %40 verimliysem şimdi %70 verimliyim. Yine de bana yetmiyor. %100 hatta % 170 olsun istiyorum. Uyumayayım çalışayım istiyorum. Oğluma yetemiyorum, kocama yetemiyorum, işe yetemiyorum, eve yetemiyorum, kendime yetemiyorum. Hep aklımda bu düşünceler var.

Evet bir koltukta on karpuz taşıyorum ben de her anne gibi. Yetmiyor, daha kendim tatmin olmuyorsam çevremdekiler nasıl olabilir diye düşünmekten alamıyorum kendimi.
Mesela işte daha verimli olayım istiyorum. Kocama daha çok romantik dakikalar hediye edeyim istiyorum. Oğlumu daha çok yaşıtlarıyla, çocuklarla biraraya getirmek istiyorum, kendimi daha çok süslemek püslemek istiyorum, bloga daha çok yazmak istiyorum, daha çok blog okumak istiyorum, kitap okuyabilmek istiyorum, daha güzel daha çeşitli yemekler yapabilmek, hamarat bir aşçı olabilmek istiyorum. Bunlar işte isteyip de yapamadıklarım.

Neden yükleniyorum kendime bu kadar biliyor musunuz? Çünkü uyuyorum. Oğlanı uyuturken uyuya kalıyorum. Hadi kalmadım diyelim, yarım saat bir saat sonra mutlaka bir uyanıyor, o zaman tekrar uyuturken uyuyakalıyorum. Çok kızıyorum bu nedenle kendime. Uyku durumunu hem oğlum hem de kendim için bir türlü düzeltemediğim için çok kızıyorum.

Hiçbir zaman gece insanı olamadım ben. Hep sabah insanıydım. Sabah gözlerimi "çiling" diye açar, hiç uyku mahmurluğu yaşamazdım. Öğrenciyken sabah erken kalkar ders çalışırdım. Ben okula geç gittiğim halde mutlaka sabahın köründe uyanır annemle kahvaltı ederdim o işe gitmeden. Duşumu sabah alırdım. Yapılacak bir işim varsa sabah hallederdim. Şimdi bile uykusuzken bile sabah kalktığımda genelde sorun olmuyor benim için. Hatta Ayaz'dan önce uyanıyorum genelde. Oğlanın uyuyacağını bilsem yine birçok işimi halledebilirim ama ben yanından kalkınca en fazla on dakika sonra uyanıyor o da. Benim gibi sabahçı galiba.

Uyku? Bilemiyorum. Hiçbir zaman uykuya düşkün olmadım ama her gece uyuyakalıyorum neredeyse. Böyle olunca da yapılacak işler keyif vermiyor, görev oluyor. Bir sürü görevle yaşamak da insanı geriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder