Bunun için de biraz biraz araştırma yapmıştık ama haftasonu güzel bir etkinliğe katıldık süper oldu. Bümed'in düzenlediği anaokulu tanıtım günlerine gittik. Oradan dört okulu aklımıza yazdık. Hatta biriyle önümüzdeki hafta için randevulaştık.
Gelelim sadede.. Ayaz'ı daha önce bir kez hemen evin yanındaki belediyeye bağlı anaokuluna götürmüştüm, pek iyi bir tecrübe değildi. Dibimden ayrılmadı, aklı içerde kalsa da koridorda benimle olmayı tercih etti. O gün bugündür beynini yıkıyorum, okul mantığına alıştırmaya çalışıyorum.
uyumak üzere oğlum
Bu kez açık havada yaklşık 10-15 okulun kurduğu standların ve aktivite masalarının olduğu bir ortamdaydık. Ortada kurulu olan masaya oturdu ve önlemini aldı. "Anne sen de otur". Oturmadım tabii ama yanında durdum, kendisi yaklaşık 20 dakika sonra beni sallamamaya başladı, biz de canım arkadaşım Burcu'ya emnet edip gezdik standları bir bir. Ayaz bir buçuk saat kadar o masada oturdu, arada gelip bizi bulup yaptıklarını büyük bir gururla gösterdi. Normalde beni gözünün ucundan kaybetmez. Bir ara kendisini orta alanda aranırken ve ağlamaklıyken yakaladım, saf anne olarak "buradayım oğlum, merak etme" dedim. "hayır sen değil, öğretmenim nerede?" cevabıyla kalakaldım. Evet farkındaydım ki Ayaz okul için hazır, hatta okul artık onun gelişimi için çok da gerekli ama bu kadar büyük ilerleme, harika. Beyin yıkama taktiklerim iyi tutmuş(kendine pay çıkaran anne).
o şekerlerin hepsini yemedi tabii ki
Ayşecim, Sinan ve Taylan, Murat ve Mert de geldiler ama çocuklar yoğunluktan birbirleriyle pek ilgilenemediler. Biran önce bu kuzuları da biraraya getirmeliyiz.
Ayaz'ı o masadan zor kaldırdık. Diğer masaları da keşfedince bizimle beraber dolaşmaya başladı. Günün sonuna doğru ilk masasına geri döndü ve uykuya hiç dayanamayan ve bütün gün uyumamış olan oğlum yavaş yavaş arıza çıkarmaya başladı. İlk seansta okula kaydını alıyoruz artık diyen öğretmenleri, daha başlamadan elimize tasdikname vermesin diye hemen ortamdan uzaklaştık.
Sonrasında trafiği de göze alıp bir güzel balık ekmek yedik, oğlanı da pusetinde uyutup bir de güzel çay-tatlı keyfi yaptık boğazda. Üstüne de canım Elifim, Mustafa ve çocukları Gökçe'yle Yiğit'le uğradı tam oldu.
Haftasonunu mutlu, Ayaz'ın okul hayatından umutlu noktalamış olduk. Ne de olsa pazartesi sendromumuz yok di mi ama :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder