Gerçekten iyi bir gözlemci olmasanız bile bebeğinizle o kadar içiçe oluyorsunuz ki onun ihtiyacının ne olduğunu bir süre sonra fark edebilir hale geliyorsunuz. Oğluşumun iki ayı dolduğunda, bu her istediğinde istediği olsun durumu ikimiz için de gereksiz hale gelmeye başlamıştı. Böylece üç günümü tam konsantre şekilde, evde onun durumunu gözlemlemeye ayırdım. Uyku aralıklarını tespit ettikten sonra, gerisi çorap söküğü gibi geldi. Benim bu işe başlarken mottom çalışacak olmamdı. Oğlumu rutine oturtmuş, onun günün hangi vaktinde ne yaptığını biliyor olacaktım ve onun uykusunu, beslenmesini vb. kimsenin ellerine bırakmamış olacaktım. Şimdi düşünüyorum da güzel bir mantık olmakla birlikte çalışıyor olmak gerekmiyor. Her bebeğin ve her annenin buna ihtiyacı var.
Daha önce de yazdığım gibi bence dezavantajı yok, o halde avantajlarına ve uygularken dikkat edilmesi gerekenlere geçelim;
- Bebek demek düzen demek. Kendine göre bir düzene alışmış ve o yolda giden bir bebeğin ne kadar huzurlu ve mutlu olduğunu gördüğünüzde aradaki farka inanamayacaksınız.
- İlk başlarda biraz emek istese de (örneğin düzeni oturtmak için bir süre evde kalıp devam etmeniz gerekebilir, bizim için üç gün yeterli gelirdi genellikle) sonra bunu kaymağını bol bol yiyorsunuz. Özellikle dokuz aydan sonra rutinde yapılacak değişiklik için o kadar da zorlanmıyorsunuz.
- Ne zaman dışarı çıkıp bir kahve içebileceğinizi biliyorsunuz. Ne kadar vaktiniz olduğunu biliyorsunuz, bebeğiniz yanınızdaysa ne zaman neşeli ne zaman huzursuz olabileceğini biliyorsunuz.
- Artık aç mı, uykusu mu var, başka bir sıkıntısı mı var %99 emin olabiliyorsunuz.
- Kitapta da özellikle belirtildiği gibi bu bir rutin. Saatlere bağlı bir durum değil. Örneğin bebeğim 7'de uyanır, 10'da uyur değil de bebeğim yaklaşık 7 civarı uyanır, yaklaşık üç saat sonra uykusu gelir, uyanık kalabilme süresi üç saattir vb.
- Ayaz genellikle saat gibi tam 7 de uyandığı için bizde bu rutin durumu gerçekten de neredeyse saate bağlanmıştı. Biz de bir yere gideceksek bile onun rutinine uyum göstermeye azami dikkat ettik. Örneğin nerede olursak olalım, uyku saatinde uyuttuk. Tabii ki bu bir alışveriş merkezinde olamazdı. Ev gezmelerinden bahsediyorum daha çok. Bu bizim için de çok rahat oldu, bir arkadaşımıza gittiysek saat 20:30-21:00 den itibaren bebeksiz dostlarımızın bildiği eksi halimize geri dönüyorduk. O saate kadar da onlar da Ayaz'ı sevmenin tadını çıkarıyorlardı. Böylece birine gideceğimiz zaman Ayaz'ı başka bir yere bırakmamız gerekmedi hiç.
- Dışarı çıkacağımız ve uzun süreceği zamansa genelde babaanne ya da anneanneye bıraktık. Ayaz uyanınca emzirip çıkıyordum, böylece bir sonraki uaynmasına kadar bana zaman kalıyordu. Bu o zamanki rutinimize göre 4 ya da 6 saat demekti.
- Tabii bu yazdıklarım daha çok bizim için iyi gibi görünse de bunların bebeği de nasıl rahatlatacağını olayları tersine çevirerek anlayabilirsiniz.
- Daha önce da bahsettiğim gibi uzun araba yolculuğumuzda bile yola çıkışımızı ve molaları Ayaz'a göre ayarlamış, çok da rahat etmiştik.
- Ben bu uygulamaya başladığımızda Berrin'e de (Ayaz'a bakan teyzesi) detaylı olarak anlattım. Yaklaşık bir buçuk ay kadar da onunla beraber uygulamış olduk. Böylece Berrin de gözlem ve rutini kendi aklında oturttu. Ben işe başladıktan sonra en az benim kadar güzel uyguladı. Gerektiğinde hep bana sordu.
- Çalışıyor olsam da değişiklik yapmak gerektiğini gayet iyi gözlemleyebildim. Berrin'in de fikrini aldım, birlikte uyguladık. Genellikle geçiş dönemlerini haftasonuna getirdim ki ben başlayayım o da gerisini getirsin.
Not: Bazen düzen bazen rutin kelimesini kullanıyorum, Türkçe'de anlam olarak bu iki kelimeden biri daha doğru olabiliyor. Kurulan cümleye göre değişiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder