27 Ocak 2011 Perşembe

uyku serisi II

Ayaz'ın odası ve bizim yeni yatma şeklimiz bu. Ben bu uyku belasıyla başa çıkamıyorum. Şimdi baktım da o zaman öksürüyormuş, şimdi yine öksürüyor. İki adım ileri bir adım geri gide gide zaten koca adam olup kendi yollayacak beni en sonunda.
Şimdi o yatağında, ben de onun yanında yer yatağında uyuyoruz. Sabaha karşı da yanıma gelmek için pike yapıyor. İlk günler her uyandığunda gelmeye çalışıyordu ama gittikçe pes etti. Genelde almamaya çalışsam da bazen alıyorum - hata1.
Saçlarımı severek uyumasının tadı kaçalı zaten çok olmuştu, ben de başörtüsüyle bağlıyorum on gündür. Sonra hasta diye açtım saçımı - hata2. iki gün sonra başlarım hastalığına diye yine bağlamaya başladım çünkü saçlarımla oynayacak diye uyumuyor. Zaten saçımı bağlayınca da bir-iki aç diyor sonra pes edip kabulleniyor ve kendi saçlarıyla(komik çocuk) ya da eşeğiyle oyalanıp uyuyor. Hem de çok çabuk uyuyor. gece de uyandığında bazen bir şansını deneyip aç diyor ama vermeyince pek huysuzlanmıyor, bazen biraz mız mız o kadar. Yine çok çabuk uykuya dönüyor.
En fenası tam kesintisiz uykuya alışsın derken öksürükten uyanması. Uyumak istiyor ama uyuyamıyor. Bir de iştahsızlık olduğu için gece beslenmelerine devam ediyoruz tabii ki, kesemiyorum çünkü akşam yemeğini güzel yiyen, üstüne de meyve ve muhallebi yiyen oğlum yarım porsiyon birşeylerle geçiştiriyor şimdi akşam yemeklerini. Resmen ağzının tadı yok..
Evvel gece mesela baya güzel bir uykudan sonra sabah 5'e doğru öksürerek uyandı. Onun öksürüğünü duyan ve sanırım gece ilk kez bu şekilde uyandığını sanan babası da koşarak geldi. Ben de yaşasın dedim. Baba süt yapacak, Ayaz da ayılmadan uykuya dönecek. Ancak baba aklına takılanları söylemek için odaya girdikçe bizimki de hadi oynayalım babacığım moduna girdi. Belki de babam uyanık olduğuna göre sabah olmuştur diye düşünmüştür kimbilir. Sonra bir daha yedide uyudu. Bu arada burnu şıpış şıpır akan ben de dünü zombi olarak geçirdim.
Bakalım işte mehter marşıyla devam ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder