- Rezene+Kimyon Çayı: Aktarlarda satılan minik ot halindeki rezene ile yine aynı şekildeki kimyonu(Bir tatlı kaşığı rezene bir çay kaşığı kimyon) kaynatıp içiyorsunuz. Gaz filan kalmıyor. Ne sizde ne de bebişinizde. Bu arada bu kaynattığınızı atmayıp, iki-üç kez daha kaynatıp içebiliyorsunuz. Üstelik süt için bol bol sıvı tüketimine de faydası oluyor. Ben kendim için sütüme de faydası olduğunu düşünüyorum ama bunu iddia edemem, denemeye değer. Ben bunu sezaryenden sonra gaz problemi olan bir arkadaşıma önermiştim, işte onun hayatını kurtardı. Kendi deyişi yani. Ancak dışarılarda içmenizi pek önermem. Gazman durumu oluyor maalesef.
- Minibook/ Netbook: Ne alaka dediğiniz duyar gibiyim, hemen açıklıyorum. Annem bana doğum hediyesi kurutma makinesi almak istedi, istemedim. O da bir gün gelirken bir minibook almış. Daha önce de söylemişti ama ben istememiştim. Evde bir notebook vardı nasılsa. Fazla kalabalığa gerek yoktu. Tamam akşam kocişten pek alamıyordum ama akşam kullanmasam ne olurdu? Derken Ayaz'ın 45 dakika/ bir saatlik emme sefaları başladı ve ben yalnızsam sıkılıyordum. Tabii ki emzirmek harika ama sürekli, iki saatte bir 45 dakika emzirdiğinizi düşünürseniz kendinize sadece bir saat kalıyor. Nitekim ben bu minibook ile Ayaz'ın emzirme sefalarını kendi dizi sefalarıma dönüştürdüm. O uyku halinde emmeye geçtiğinde ben de bir bölüm izliyordum. Böyle dört sezon kadar dizi bitirdim. Özellikle de mesela misafir varken emzirmeye gittiğimde süper oluyordu. Burada minibook ya da netbook olması bence önemli çünkü hafif ve kolay taşınabilir olduğu için rahat ediyordum. Şimdi de kendi üzerinde kamerası olduğu ve hafif olduğu için heryere taşıyabiliyor ve uzun süre göremediklerimize online bağlanabiliyoruz. Teknolojinin nimetleri..
- Aileden ve dışarıdan gelen, sinirimi bozmayacağını bildiğim her türlü yardım teklifine "Evet" demek.. Gerektiğinde yardım istemekten çekinmemek. Örneğin, hafta sonu eşimin evde olmayacağı, gece de çok geç geleceği bir gün, henüz Ayaz kırkının içindeyken, her zaman yanımda bulunanlar o gün bulunamıyorlardı. Yani annem, kayınvalidem, Berrin olamıyorlardı ve ben de her ne kadar onların yardımlarından mutluysam da bir değişiklik ihtiyacında olduğumu farketmiştim. Bu durumda hiç de çekinmeden canım dostum Çidocuğumu aradım, böyleyken böyle bu hafta sonu bizdesin dedim. Ne kadar iyi geldiğini anlatamam.
19 Ocak 2011 Çarşamba
lohusalıkta hayatımı kurtaranlar..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder