Oğlumun "Ayaz maşallah çok güzel oturur mama sandalyesinde" gibi beni memnun eden ve rahatlatan davranışlarının bazılarının arkasında gizlice kendimle gurur duyduğumu itiraf ediyorum. Belki başka bir bebeğim olursa ve aynı şekilde hareket etsem bile bu faydayı göremeyeceğim çünkü çocuk çocuktan farklıdır biliyorum. Sadece tutturabildiğim alanlarda kazandığım başarıları yazmak istedim.
Gece uykusu konusunda çok başarısız oldum, çok hatalar da yaptım biliyorum ama çok doğru olması gerekenleri de denedim olmadı. Belki yine de tam yapamamışımdır. Yemek konusundaysa başarılıyım işte. Tabii ki Ayaz iştahlı bir çocuk. Yine de birebir aynı davransam da belki başka bir çocuk hiç uyanmadan gece uykusu uyuyabilir ve iştahsız olabilir, mama sandalyesiyle barışık yaşamayabilirdi. Olsun kendimle biraz gururlanmak istedim çok mu?
Oğlumu ilk günden beri yemek yerken sofrada yanımızda tutuyoruz. Sadece emerken bile eğer uyanıksa biz yemek yerken mutlaka yanımızdaydı. Ana kucağında pek duramayan bir bebek olarak yemeğin başında orda olsa da sonunda, gerçek ana ya da baba kucağında olurdu ama mutlaka sofra başında olurdu. Sonra mama sandalyesine terfi etti. İlk başlarda hemen kucağa gelmek istediyse de yavaş yavaş onu oyalayıp süreyi uzatarak daha uzun oturmasını sağladık. Sonra da prensip olarak yemek bitene kadar genelde kucağa almadık. Bunları deldiğimiz oldu ama nadiren yaptık. Netice de mama sandalyesinin onun için de bir rahatlık olduğunu ona da anlatabildik. Çok rahat birşey bence. Mama sandalyesini yemek için kullandık sadece, yemek ve yemekten sonra sofra muhabbeti için. Genellikle yemek bittiğinde artık Ayaz oturmak istemiyor olsa da mesela ayaklarını koklayıp bayıldık, kürdanları tuzluğa attık, eğlendik, sofra kültürünü oturttuk. Çok önemli benim için. Sofra kültürünün ailemde olması, masa başında sohbet etmek çok güzel bence. Sonra Ayaz'ın mama sandalyesinden memnun olması da büyük rahatlık ve pratiklik.
Hala önlük kullanması yine böyle sabırla direndiğim bir konu. Üstüne bir de hala açıklama yapıyorum, ama bak oğlum üstün kirlenir istemezsin di mi diyerek titizlik duygularını sömürsem de hedefe ulaşıyorum. Gayet anlayışla önlük takmama izin veriyor o zaman.
Sevdiği ve sevmediği yemekleri mikslemek. Bir ara kakalamak yöntemini seçtiysem de Ayaz hiç bu ayaklara gelmeyecek bir çocuk olduğu için hemen pes ettim. Uzun zamandır "Oğlum pilav yiyecek misin, o zaman önce bir kaşık ıspanak" düsturuyla damak tadı epey gelişti. Tabii inadı tutarsa ya da gerçekten doyarsa bunların hiçbirini dinlemiyor kesinlikle!
Ayazla asla inatlaşmadım. Bunu deneyen babasının bile asla kazanamadığını görünce denemedim bile zaten. Babası da pes etti artık. İkna bizim herşeyimiz. Çünkü Ayaz bebeklikten beri hep, onu adam yerine koyup anlattığımızda bize pozitif karşılık verdi. O zaman o güzel enerjiyi mi hissedip de yola geliyordu bilmiyorum ama şimdi zaten herşeyi anlıyor.
Testi kırılmadan önce davranmak. Ben Ayaz'a olay inada bineceği zaman değil de önceden şartları söylüyorum. Mesela "Mehtap Teyzenlere gideceğiz ama ben dönelim deyince kalkacağız, ağlamak yok. Yarın sabah da onlar gelir işleri yoksa. Zaten döndüğümüzde uyku vakti gelmiş olacağı için Demirkan da uyuyacak. Hem biz de seninle kitap okur uyuruz." gibi uzun bir açıklama ve uyarı yapıyorum. Sonra ilk cümlenin üzerinde bir daha geçip ana fikri tekrarlayıp "Tamam mı?" diye soruyorum mutlaka. Ondan da "amam" cevabı gelirse bu iş gerçekten de amamdır(amam=Ayazca tamam). o sırada ağlasa bile "ama tamam demiştin" diyince kendine geliveriyor. Herşey ama herşey böyle bu aralar önce uyarı ve anlatış ve başına geleceklerden haberdar ediş. Sonra eylem. Bazen çok sıkıcı olduğumu düşünüyorum ama işe yarıyor. Ayaz'ın da pek itirazı var gibi görünmüyor.
Bazı elzem şeyleri yani kuralları yıkmamak. yıkılmayacağını anlamalı. Araba koltuğunda oturması bir zorunluluk, aksi düşünülemez gibi. Huysuzlansa da direniyorum. Buna itiraz edenlere de alıver işte ne olacak diyenlere de sinir oluyorum. Yani bıçak istese verecek miyiz eline? Geçenlerde bir kez koltuktan kucağıma aldım, ama bir farklılık vardı, almam gerektiğini hissettim. Annelik bambaşka birşey işte. Aldığımla kusması bir olmuştu yavrumun. İyi ki de almışım.
Dediğim gibi bunlar her çocukta farklı olabilir ama deneyin derim. En önemlisi tutarlılık, her zaman tutarlı olduğunuzda başta zorlansanız da sonunda faydasını siz görürsünüz.
Tabii doğrularım bu kadarla biter mi? Devamı gelecek ama yanlışlarım da gelecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder