24 Eylül 2015 Perşembe



Birlik ve beraberlik içinde, neşeyle kutladığımız sağlık ve huzurlu bayramlar!
Kurban bayramınız kutlu olsun!

22 Eylül 2015 Salı

hafta sonu..

Yine bir uzun hafta sonu yazısıyla karşınızdayız efendim. Ne hafta sonuydu ama.. Düşündükçe hala başım dönüyor.

Perşembe gecesinden başlıyorum, 17 Eylül Ayaz'ın doğum günü olduğu için anne&baba&Ayaz olarak fast food yemeye gittik. Oradan sonra Ayaz'ın bayıldığı porsiyon pastalardan aldık ve gününde mum üflettik.

Sonra da annemle bizim mesaimiz başladı. Gece üçe kadar ertesi gün için hazırlık yaptık.

Cuma günü Ayaz'ın doğum günü partisi vardı, sitedeki arkadaşları babaanne ve anneannesiyle birlikte kutladık. Teyzem ve Erk de geldiler. Tam istediğim gibi bir kutlama oldu. Bir ara Ayaz biraz snir krizi geçirdiyse de atlattık çok şükür, sonuçtan kendisi de memnun kaldı.

ev partisi fotosu

Akşam, Ayaz dahil üç kişinin doğum gününü kutlamak için eşimin tarafından akrabaları ile birlikte Fenerbahçe'de yemeğe gittik. Gece geç döndük. Ertesi gün programımız için babaannesi de bizde kaldı.

Cumartesi sabah bir kahvaltı ettik. Oradan Ayaz'ın okuluna forma bakmaya gittik ama halledemedik. Sadece küçük bedenler varmış. Çok kızdım aslında ben çalışıyorum başka vakit nasıl ayırabilirim ki? Neyse ki babaanne, dede, anneanne buradalar. Ya olmasaydı?

Okuldan direk yiğenim Emir Hakkı'nın sünnet mevludu için abimlere geçtik. Geçtik diyorum ama 35 km yol, ikisi de İstanbul içi. Bu arada iş ile ilgili de promlemler çıktı ve onlarla ilgilenmek zorunda kaldım, ne dua dinleyebildim ne bir şey anladım. Sonra aynı yolu geri döndük. Bu kez babaanneyi yolda bıraktık, anneanneyle eve kadar geldik.

Pazar sabahı ise bu kez evlilik yıl dönümümüzü kutlamak için Kız Kulesi'ne kahvaltıya gittik ki o da aslında cumartesiydi. Çok güzeldi, kocama bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Daha güzel bir plan yapılamazdı. Hepimiz ayrı ayrı çok güzel vakit geçirdik. Merak edenler için 9 yılı devirdik.

 Kız Kulesinde aile saadeti

Akabinde de Üsküdar'ın güzel çarşısını dolaşıp, yemek yedik. Balığımızı da alıp eve geldik.

araştırmacı kişilik

Hem güzel hem de yoğun hafta sonunun ardından dinlenmek için bayramı bekliyorum, yapabilirsem. Herkese iyi haftalar.

18 Eylül 2015 Cuma

devlet okulu mu? özel okul mu? I

Her şey Ayaz 3 yaşındayken başladı. O zamanlar okula başlamalı mı başlamamalı mı diye bir soru düşünmedim bile. Son bir yılı evde oğlumla geçirmiş, çok keyif almış ve benim bile yeri geldiğinde ona ne kadar yetemediğimi düşünmüştüm. Artık evden çalışmaya da başladığıma göre bakıcı yerine okul daha iyi bir seçenekti. Bir sürü yuva araştırdım, gezdim gördüm. En sonunda bundan iyi nimet bulunmaz diyerek evimizin dibindeki devlet lisesinin kreşine verdim. Ayaz'la aynı yaşta oğlu olan komşumu da ikna ettim, iki kanka beraber başladılar okul hayatına. Okul zaten iki adımdı, müdür idealistti, lise binasında anaokulu açmıştı bin bir uğraş vererek. Üstelik küçük sınıf olarak bizimkileri ayırdılar ve 8 kişilik sınıfta oldu oğlum. Yarım gün gönderirim derken Ayaz'dan gelen istekler üzerine 2-3 ay sonunda tam güne döndük. Bizimkiler öğretmenlerinin de ilk öğrencileriydiler. Elif Öğretmen onlarla çocuk oldu, onlarla aslancılık oynadı, enerjisi hiç bitmedi. Beklentim de çok değildi zaten, sosyal imkanları ve hijyenik koşulları yeterli olsun, oyun grubu gibi oğlum eğlensin eve mutlu gelsin. Dört ayağımın üzerine düşmüştüm, hedefi on ikiden vurmuştum.

kreşin ilk günü

Bir sonraki yıl yine araştırdım yine en güzeli en yakını diyerek devam ettim. Bu kez tek sınıf vardı, daha kalabalıklardı ve esas öğretmenleri de klasik öğretmendi. Üstelik oldukça disiplinliydi ve hamile olduğu için çocukların peşinde çok da koşturmadı. Bana göre daha kötü bir yıldı ancak Ayaz'a sorarsanız hala en sevdiği öğretmeni odur, okula gitmekten de hiç vazgeçmek istemedi. Aslında bu yüzden oynamadım hiç bir şeyle, sadece yakından takip ettim.


Ayaz & Elif Öğretmen

Sonra taşındık, artık ilkokul hazırlık olacaktı, yine başladım araştırmaya. Herkes bir öğretmeni işaret ediyordu Sevgi öğretmen. O da Ayaz'ın kaydının çıktığı okulun anaokulu öğretmeni. Yarım gündü, öğlenciydi ama zaten küçük evde bakıcı da var ne olur dedik verdik yine devlete. 28 kişilerdi hiç abartmıyorum. Bir öğretmen, bir yardımcı personel, bir de yardımcı stajyer öğremen vardı. Öğretmenin ne kadar önemli olduğunu teyit ettiğim yıl bu yıl oldu. İlkokula hazırlamak neymiş anladım. Ek olarak İngilizce de verdi öğretmenleri bizim çocuklara.

geçen yıl, yıl sonu gösterisinden sonra

Geldik en önemli kısmına. Artık ilkokul olacaktı ve benim gönlüm hep özelden kocamın gönlü de hep devletten yanaydı. Yalnız ikimizin ortak fikri uzağa göndermemekti ve en önemlisi öğretmenin iyi olmasıydı. Yine araştırdım, döndüm dolaştım. Bir çok donelerden sonra en iyi öğretmen olduğuna karar verdiğimiz için yine aynı okulda devam etmesine karar verdik. Bizim seçimimiz devlet okulu oldu.

17 Eylül 2015 Perşembe

6 yıl oldu, iyi ki doğdu!

Ayaz oğlum bugün itibariyle 6 yaşını doldurdu. İyi ki doğurduğum. Gözümün nuru.. Ben de şöyle bir flashback yaptım geçmişe..

burada tam 32 haftalık hamileyim.. sanki çıkmak istiyor ama bir türlü çıkmak bilmedi :)


ilk gün.. güzelliğim, toromançim.. tam 4210 gr doğdu

hala ayrılamadığı ana kucağı

evdeki ilk günler, var mı ev gibi rahatı..

minnoşum, keltoşum 1 yaşında.. 

 minnoşum 4 yaşında, mumlardan yanmadan hemen önce.. 
yok yok bir vukuat olmadı sadece hafif bir sıcaklık hissi..

Var mı anne olmak gibisi? Var mı onu büyütürken yaşadığın tatmin ve gurur hissi? Bu duyguları insana başka ne yaşatabilir ki?

16 Eylül 2015 Çarşamba

bir çocuk & bir bebek ve uzun araba seyahati..

Bizim kadromuz; Anne + Baba + Anneanne + Ayaz(6 yaş) + Hazal(6 ay) şeklindeydi.


saat belli olmamış ama sabaha karşı 04:00
  • Özellikle bebekle seyahat edeceklere en önemli önerim, bol bol mola vermeye hazır olmaları. 8 saatlik yol 10 saat sürer ama buna değer. Molaların kimi uzun, kimi kısa olabilir. Hem minikler, hem büyükler hem de arabayı kullanan için çok kritik bence bu.
  • Yolda Ayaz ve büyükleri oyalamak ve doyurmak için sandviçler, kutu meyve suları, herkese bir şişe soğuk su, herkese kutu meyve suyu ve tatlı atıştırmalıklar olan bir yolluk çantası hazırlamıştık. Çok işe yaradı, hatta aburcuburlar dönüşe bile kaldı. Dönüşte de aynı menüye sadık kaldık.
ilk molamız
  • Ayaz için bir de kitap almıştım yanıma, yarım saat kadar onu okudum. Başka da oyalayacak hiçbir şey almadım. Çocukların böyle şeylere de alışık olmasını istiyorum.
  • Çok sık tuvalet molası verdik. Bunlara gerilmeyeceğiz di mi ama?
  • Giderken gece 4' te yola çıktık, böylece ilk 3-4(arada bir kısa mola verildi) saat herkes uyudu. Herkes uyanınca bir yarım saat daha yol alıp uzunca bir mola verdik. Sonra yine herkes uyudu. Böylece yolun büyük kısmı uyuyarak geçmiş oldu. Sonra da daha uzun bir yemek molası verdik. Gerisini de şen şakrak tamamladık, tabii arada bir de kahve molası verdik.
  • Dönüşte otelden öğle yemeğimizi yeyip çıktık. Sonra tuvalet molaları başladı, önce ben ve herkes, sonra Ayaz ve herkes, sonra Hazal altını doldurdu. Böyle sık sık durduk. Dönüş olduğu için yollardan meyve-sebze almaya durduk. Afyon'da şehre girdik hem alışveriş hem yemek molası oldu. Sonrasında gece olduğu için yine herkes uyudu. Sadece bir kez çay ve ihtiyaç molası yapıp evimize sağ salim ve olaysız gelmiş olduk. 
Neticede çocuklarla uzun bir araba yolculuğu söz konusuysa benim en önemli iki tavsiyem, gece araba kullanmak zor olsa da yolculuğun bir kısmını çocukların uyku saatine denk getirmek ve bol bol mola vermek olurdu. 

Afyon Özdilek'te uzun molamız

Hiç de korktuğum gibi olmadı, iyi ki de arabayla gitmişiz.

 
bu da giderken son molamız, tavuk/horoz/ördek peşinde oğlum

Yalnız hiç düşünemediğim bir şey oldu. Çocukların ikisine de uzun kollu vs. almıştım sabah ayazında üşürler diye ama kendime almamışım. Dondum deyim ben size. Valizden çıkardım ama yetmedi. Anadolu'nun karasal iklimi neymiş anladım, saat 11:00'lere kadar buz gibiydi. Yoldan ayaklarıma çorap aldım da öyle ısındım. Aman mevsim filan düşünmeyin bana bir şey olmaz demeyin.


14 Eylül 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bu kez hafta sonu yazısı perşembe gecesinden başlıyor. Anne tarafımdan en küçük kuzenimizi evlendirdik.

düğüm mekanımız çok güzeldi, boğazda yalı.. daha ne olsun :)

Hazal Hanım & Anneannesi

Hazal da ilk kez bir düğünde arz-ı endam etmiş oldu. 19:30 gibi gittik, nikaha da yetiştik. İki saat kadar sonra da gelin odasında Hazal'ı emzirip uyuttum. Sonra 23:00' te biz kalkana kadar bir daha da uyanmadı. Eve gelince uyandı. Sabah oldu zannetti. Bizden 1,5 saat kadar sonra da abimler bize geldi. Onlara da bol bol gülücük dağıttı. Bu arada Ayaz eve gelir gelmez uyumuştu :)

annem & teyzem & ben & yengem

cuma delikanlılar havuz keyfinde.. 

Cuma çocukların keyfi olsun diye ben de havuza girdim. Hava güzel olmasına rağmen su buz gibiydi. Oradan da çıkıp toplantıya gittim. Sonra da dönüp Emir Hakkı'nın doğum gününü kutladık.


çocuğa oyuncak alınır :)

 süslü güzel

Cumartesi İkea'ya gittik evdeki kızlar olarak. Dönüşte küt oynadık, ben kazandım. Pazar günü Efe'nin 1. yaş gününü kutladık. Oradan aynı zamanda nikah şahidimiz olan bir aile dostumuza ziyarete gittik. Dönünce de Efe'nin doğum gününe gelenlerin bir kısmı bize geldi. Bu hafta Hazal'ı bol bol süsledim, bu kıyafeti haftaya üzerine olamayacak ne de olsa. Çok çabuk büyüyor.

Çarşambadan beri ek gıdaya ufak ufak geçiş yaptık. Üç gün öğleden önce meyve verdik. Cumartesi sebze çorbasına da geçtim. Daha yemeyi bilmiyor kuzucuğum. Özellikle şeftaliyi çok sevdi bu da tarihe not olsun.

Herkese iyi haftalar.


7 Eylül 2015 Pazartesi

tatil.. Göynük, iki çocukla tatil köyü tatili..

Bu yılın tek planlı tatilini de gerçekleştirdik en sonunda. En korktuğumuz başımıza gelmedi. İstanbul'dan Göynük'e arabayla gittik çünkü. Çocuklar gayet usluydu. Sakin sakin gittiler de döndüler de.

Bu tatilimizi hem bebekli olduğumuz ve çok gezinmek istemediğimiz hem de Ayaz'ın keyif alacağını düşündüğümüz için her şey dahil sisteminden yana kullandık. İyi de yapmışız. Bu kez yanımızda yardımcı kuvvet olarak annem vardı.

Otel, yemekler, deniz beklediğimizden çok daha iyi çıktı. Oteli biz araştırıp seçtik ama gidene kadar okuduklarımızdan olumsuz izlenimlerimiz olmuştu.


havuz yetmez denize atladık

Güne sabahın köründe Hazal'ı emzirdikten sonra havuz ve denizde yer tutarak başladım. Ardından sabahları hep birlikte kahvaltıya indik. Kahvaltı sonrası Hazal anneannesiyle odada biz de Ayaz'la kaydıraklı havuzdaydık. Oradan da denize geçtik. Öğlen sıcağında yemekleri yedikten sonra yine hep birlikte odaya kısa bir molaya çıktık.

oğlumla gece hayatımızdan kesitler.. sahil partisi ve peşinden köpük partisi.. çocuklar gibi şendim, Ayaz'la hayat oh ne rahat

Bu kısa molalarda diğerleri uyurken bazen biz annemle kahve içmeye gittik, bazen de Hazal'ı alıp deniz kenarına..

bu kız biraz afacan galiba

Ayaz havuzu çok sevdi. Daha doğrusu kaydırakları. Bu yüzden denize girmek pek istemese de uyumlu oğlum öğleden sonraları hep bizimle denizde geçirdi.

Akdeniz'in tadını Hazal çıkarttı.. yine her gün denize girdi, bu kez plajda da bol bol uyudu

Otelimizin yemekleri bol ve çok çeşitliydi. Alternatif olarak 13:00-16:00 arası gözleme ve 16:00 civarı da çay ve poğaça/tatlı çörekler vardı.
Akşamları genelde açık büfede yedik. İki akşam alakart tercih ettik, İtalyan ve Latin fena değildi. Kötü kesinlikle diyemem ama orta diyebilirim. Masaya servis olması çok güzel tabii. Bunun dışında Türk ve Balık restoranları da vardı.

kaydırakların kralı Ayaz.. ben çok hızlı kayıyordum, son gün tacımı Ayaz'a devrettim. rekorlardan rekorlara koştu.

Gayet başarılı bir çocuk klubü vardı, biz pek faydalanmadık. Ayaz'la hep beraberdik. Gece animasyondan önce hep çocuklarla gündüz yapılanların geri bildirimleri yapıldı. Sertifikalar verildi, çocukların yetenekleri ya da yapmak istedikleri performanslar sahnede sergilendi.

30 Ağustos Zafer Bayramımızı da kutladık

aktivite peşinde

Çocuklar için simli boyama yapılan bir alan vardı, ücretliydi. Kaçırmadık biz de. Türk gecesinde Ayaz deveye binmek istedi, ben istemeyince midilliyle yetindi. Aynı gece animasyondaki dans gurubu muhteşemdi, bir çok yöreden hepsi birbirinden güzel oyunlar sergilediler.


anne&kız ve süper manzara..

Ayaz bütün scooter ve ginger ları tek tek test etti

Bir akşam Göynük'ün çarşısını gezdik. Ufak bir çarşı çok da gerekli değilmiş ama gezmiş olduk. Otelden yürünüyor, ihtiyaç dahilinde böyle yakın olması çok iyi olabilir.

Noel Baba'nın kızağını da es geçmedi tabii ki

Kemer'de arabadan koltuk yapmışlardı bir kafede, hemen fotoğrafladık..

Bir gün de öğleden sonra Kemer çarşısını gezdik. Daha büyük, gezilebilir. Ben ilk kez gittiğim için güzel geldi. Seneye tekrar gitmem mesela. Her iki çarşı da tamamen Rus'ların alışveriş yapmasına yönelik ama bu sene pek az yabancı turist var maalesef.

güzel ve süslü bir kız

Biz Majesty Mirage Park Resort'a gittik. Beklentiye göre değişir ancak biz genel olarak memnun kaldık. Kalabalık olmasına rağmen temizlik ve hijyen gayet iyiydi. Odamız çok güzeldi sadece biraz uğultu vardı, ses yalıtımı daha iyi olabilirdi. Ben odaların mobilyalarını ayrıca çok beğendim. Personel oldukça başarılıydı. Eski bir otel olduğu için bazı yerleri eski denebilir ancak beni rahatsız etmedi. Yapılan olumsuz yorumlarda animasyon için ayrı bir alan olmadığı söylenmiş, evet yok kaydıraklı havuzun yanında yapılıyor, bence bu da sorun değil çünkü alan gayet geniş ve yeterliydi. Yeni yerler görmek taraftarı olmasam yine giderim. 

ve dönüş..

Mango reklamı gibi olmuş ama bu da artık otelden çıkışımız ve oğlumuzun keyfi. Böyle ufak şeyler çocukları çok mutlu ediyor.

Herkese iyi haftalar..

5 Eylül 2015 Cumartesi

2015 Ağustos nasıl geçti..

Ne okudum?

Ahmet Ümit - Sultanı Öldürmek, benim Ahmet Ümit'le tanışma kitabım oldu. Başladım ve hala devam ediyorum.


Ne izledim?


  • Yıllardır bir unutup bir kapıldığım "The Mentalist" bitti. Düğünü de yaptık. Sezon aralarında bıraktığım, izleyecek birşey bulamadığımda hatırlayıp tekrar sardırdığım joker dizim. Kim tutar senin yerini?
  • Yeni başladığım "Devious Maids" in hepsini izledim. Geçmişte bir "Desparate Housewifes" sever olan benim için onun bıraktığı koltuğa oturduğunu söyleyebilirim. O koltuğu doldurdu mu? Aynı paralelde ama taklitler aslını yaşatır demişler. Yine de severek izliyorum. 
Başka neler?



  • Hem ailemle hem arkadaşlarımla, doğum günümü kutladım.. Doğum günü kutlamayı seviyorum, sade de olsa abartsak da seviyorum. O gün şımartılmak istiyorum, önem veriyorum, ne de olsa Aslan burcuyum.
  • Annemin doğum gününü de tatilde kutladık. Bizim için kutlu doğum ayları başladı demiş miydim? Benim ve annemin doğum günü, sonra Ayaz'ın, hemen peşinden evlilik yıl dönümü ve kocamın doğum günü ile ekimde bitiriyoruz.
Not: Yazı taslak haliyle yayınlanmış, biraz elini yüzünü düzeltip güncelledim. Aslında daha detaylı ve uzun yazmak istiyordum ama bu seferlik böyle olsun.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bu hafta sonumuz da oldukça sakin geçti. Cuma gününü evde yemek ve hafta sonu için atıştırmalık hazırlıklarıyla geçti. Yine bu kekten yaptık, oğlumla birlikte ilk kez poğaça yaptık, başarılı oldu ama az oldu. Ayaz'la yine cuma günü kurulan minik pazarımıza gidip bol bol meyve aldık.

Akşam ben çok sevdiğim arkadaşlarımla(eski iş yerimden kadim dostlarım) yemekteydim, her birimizin doğum gününde yemeğe çıkıyoruz adet olarak. Ben yemeğe Hazal'ı da götürdüm. Baran ve Ayaz da sinemaya gittiler. Hazal hiç rahat vermedi, üstüne üstlük kimselere de gitmedi, ağladı. Tam uyuttum derken gözlerini açtı, ben iflas etmek üzereydim ki Babası ve ağabeyi geldiler, Hazal'ı da alıp eve gittiler. Ondan sonra rahat bir nefes alıp sohbetin tadını çıkardım.

Cumartesi klasik ev günümüzdü dinlendik, bir ara hep beraber bahçeye çıktık, dolaştık.

Pazar bu kez sevgili kuzenimin düğününde giyecek bir şeyler bulmak için alışverişe çıktım. Annem ve Hazal'la birlikte. Girdiğimiz ilk mağazadan beğendim ve aldım. Zaten bildiğimiz bir yerdi ve annem de elbisesini oradan almıştı. İnanılmaz indirim vardı bu sayede annem aklımın kaldığı bir diğer elbiseyi bana hediye olarak aldı.

şirinlik mi yapsam yaramazlık mı?

Sonra eve gittik çocukları yıkadık, Hazal'ı uyutmam iki saati buldu. İlk kez bu uyutma seremonisinde gerildim. Normalde ikinci anneliğin verdiği deneyimle böyle olsa bile sorun etmiyordum. Gerildim çünkü evdekiler yemek bekliyor, fırında yemek pişiyor her an yanabilir ve ben biraz Ayaz'la ilgilenmek istiyorum. Kendime telkin filan da yapamadım, gerildim şiştim işte. Ne zaman ki uyuttum gerginliğim bir yarım saat sonra ancak geçti.

Ayaz da üzüldü, hatta yatarken böyle şeyler olmasın lütfen diye ayar verdi bana.

Hafta sonunu elektrikli bir şekilde kapasak da bunu havadaki elektriğe bağlıyor ve sezonun son tatiline çıkacağımız bu hafta herkese iyi haftalar diliyorum. Çarşamba yolcuyuz kısmetse bu kez istikamet Kemer..

18 Ağustos 2015 Salı

alış veriş işleri..

Duty Free söz konusu olunca alınacaklar listem olur benim. İlk sırayı rimelim çeker. Sonra karı koca parfümlerimiz. Bol bol çikolata ve içemeyip de koleksiyonunu yaptığımız içkilerimiz.

Bu kez son anda karar verdiğimiz için rimelim de olduğu için değişik bir şeyler bakayım dedim. Bol bol kremler bakarım, değişik parfümler denerim diye düşünüyordum. Bir de ne göreyim fiyatlar almış yürümüş. Ancak kampanyalı ürünler almaya değer. Ben de böyle bir iki parça aldım bakalım nasıl çıkacaklar. İşte karşınızda onlar;


Kalemleri denedim ve çok beğendim. Kutunun içinden bir adet siyah kalem çıkıyordu zaten, ek olarak koyu yeşil ve mürdüm rengi aldım. Rimeller de oldukça uygundu, sağa sola malzeme taşımayı sevmediğim için şirkette, arabada bulundurmak için bu seti tercih ettim.



Daha önce denemediğim bir de el kremi aldım. Bakalım nasıl çıkacak? Fikri olup da söyleyen olursa sevinirim.

Parfümlere de baktım ama elim gitmedi. İyi ki de gitmemiş orada 66 eruo olan parfümümü dönüşte burada indirimde 139 TL'ye buldum. 

Bu aralar yurt dışına gideceklere önerim, duty free söz konusu ise dikkatli olun derim.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bir uzun hafta sonu ile daha karşınızdayız sayın seyirciler. Genellikle evde geçen verimli bir hafta sonuydu.

Ara not: "hafta sonu" birleşik kelimesini ayrı yazmakta hala zorlanıyorum. Vakit buldukça geriye dönüp eski yazıları da düzeltmek istiyorum, yazım kurallarına dikkat etmek benim için hep önemli olmuştur.

Biraz yemek yaptım. Mesela cuma günü oğlumla cevizli-fındıklı kek yaptık. İlk kez denedik, çok lezzetli oldu ama hamurunu biraz daha yoğun yapsam daha iyi olurmuş. Dün de bugün yemek üzere Şıhılmahşi yaptım.

 cuma sabahı oğlumla havuza girdik.

sonra mis gibi kek yaptık

Cumartesi sabahın körü gibi Hazal'la birlikte uyandıktan sonra onu ikinci uykusuna yatırırken bizimkiler uyanmasın diye dua ettim.Dualarım kabul oldu ki ben de bir saat kadar daha uyudum. Sonra ailece havuza indik, hatta Hazal'ı havuz başında uyutup hep beraber girebildik. Akşam da Trabzon Park'taki Lider Pide'de pide denedik. Güzeldi ama mutlaka gidilmesi gereken bir yer değil bence.

cumartesi sabahı şekeri

Pazar gününü saat bire kadar Devious Maids izleyerek geçirdim desem? Kahvaltıdan sonra baba-oğul bizim arabaları yıkamaya karar verdiler. Su gibi olunca de duş alıp havuza gittiler. Bu arada Hazal da tarihin en uzun gündüz uykusunu yaptı mı, yaptı. Ben de ses olmasın diye -iyi bahane- yattım dizi izledim. Sonra da bütün işlerimi hallettim, bir şey kaçırmadım yani. Bir motivasyon gelmişti ki sormayın gitsin.

cumartesi akşam şekeri

Bir koşuturmamalı, evde çekirdek aile seanslı hafta sonumuz da böylece geçti.

13 Ağustos 2015 Perşembe

geçen hafta..

Biraz kurulu düzenimize geçebildiğimiz bir hafta oldu. Haftaya damga vuran streslerim neticesinde motivasyonumun arttığı bir hafta. Lütfen bunu düşürecek bir şey olmasın.

Hafta sonu için iki planımda benim dışımda sebeplerle iptal oldu. Zaten evde oturup yapmak istediklerim var, bir sonraki hafta yine tatile gidiyoruz ve dönüşte de okul ve Ayaz'ın doğum günü telaşesi başlayacağı için bu hafta bu aralar son sakin hafta sonum.

aman nazar değmesin

Hafta içinin benim için son gününde yani bugün, oğlum sürekli arayıp programda şimdi ne var anne diye soru yağmuruna tuttu. Ben söylersem dinliyor ya da ben iyi ikna edebiliyorum. Yazdıklarıma uyarsa mutlu olacağını söyledim, ki buna inanıyorum, şuanda o da böyle hissediyordur umarım.

Bugün bir süredir yapmak istediğim gibi işe servisle geldim. Hem erken geldim, işe başlamadan bir 15 - 20 dakikam oldu hem de böylece kitap okumak için vakit ayırabildim. En çok bu sebeple servise binmek istiyorum. Bir taşla iki kuş yani.

Ufak ufak düzenlemeler yapıyorum hayatımda, yukarıdaki servis - kitap örneğindeki gibi büyük olmayan ama beni mutlu eden şeyler. Bunlardan biri de bu blog. Fazla bir şey demeyeceğim sonra nazar değiyor yazamıyorum. Bu yüzden bu yazıya da bir nazarlık kondurdum.

Herkese iyi hafta sonları, benim için "long weekend" başlıyor!

Not: Bu yazıyı yazarken hafta sonu kelimesinin ayrı yazılması gerektiğini öğrendim. Dil bilgisi bilgime de fazla güvenirim aslında ama olmuş bir hata affedin..

annelik hakkında ahkam kesmek..

Çocuklarım hakkında, anneliğim hakkında ahkam kesme küstahlığını henüz kimse açıkça gösteremedi şükür. Ancak imalı bakışlar, ay biz şöyle yapıyoruz, ay bizim kız çok dikkat ediyor kesinlikle şunu bunu yapmıyor demeler beni benden alıyor.

Annelik zaten bir yetememe, yetişememe ve vicdan azabı hali, ne yapsak hep daha iyisini yapmak istediğimiz. Bazen durup kendime söylüyorum zaten yapıyordun diye. Bazen durup düşünüp hakkımı verdiğim de oluyor.

Benim tarzıma gelirsek, ben rahat olmaya çalışan bir anneyim. Rahat diyorum bak geniş değil. Çocuklarıma mümkün olduğunca serbest alan bırakmaya çalışıyorum. Nasıl anlatsam, gece dışarıdayız mesela aman da benim çocuğumun uyku vakti geldi hadi bana iyi günler diyerek kalkmıyorum. O günün getirdiği oysa biraz geç yatabilir. Evdeysem yatma vaktine, yemek vaktine, ne yediğine çok dikkat ediyorum da tatildeysem kaydırabiliyorum. Koşullara göre esnetebiliyorum bazı şeyleri.

evdekiler için günlük rutin

Listelerim var, günlük düzenlerim var, Ayaz'ı böyle büyüttüm ben çalışırken. Herşeyi planlıydı evdeyken.Yapacak başka bir alternatif yokken günlük rutini neyse o yapılırdı. Hazal için bir türlü oturtamıyorum ama ona annem bakıyor ve annelere bunu anlatmak zor oluyor. Tatillerin bitmesini bekliyorum. Bitince bastıracağım.

Yere düştüğünde ellerini hemen yıkamıyorum mesela. Lavabo yoksa ıslak mendille de idare ediyorum. O gün muz yiyecekse ama evde yoksa kayısı da yediriyorum, merak etmeyin çocuğa birşey olmuyor.

Bu şekilde yapmak benim tercihim, anneliğin kendine eziyet etmek olmadığını düşünüyorum. Küçük minik kelebeğiniz o gün yoğurt yiyememiş olabilir. Bu sayede biz Ayaz'la, 15 aylıkken, 10 gün Avrupa tatili yaptık. Meyve ve hazır mama dışında hiçbirşey yememişti, pardon bir de Burger King. Taktım mı hayır, çok nadir olacak bir durumdu.

Kısaca ben böyleyim bir başkası öyle. O iğneleyici bakışlar hiç ama hiç hoş değil onu söylemek istedim. En iyisini ben yaparım, çocuğuma en iyi ben bakarım, hiçbirşeyini ihmal etmem söylemleri.. Cık cık cık.. Hiç kimseye yakışmıyor bilesiniz.