Hazal&Ayaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hazal&Ayaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ocak 2018 Cuma

Kartepe.. İlk kar tatili..

2018'e gezerek girdim çok şükür. Önce Amsterdam sonra Kartepe.. Hepside olmaz derken oldu, gidemem derken gittim. Hayat ağlarını bu şekilde ördü ve çok bilinmezli denklemlerim birden bire çözüldü. Bu konuya balıklama girmek istesem de kendimi tutup teğet geçiyorum şimdilik. Esas olaya odaklanıyorum ve birden bire ayağıma gelen ortaya gole çevirerek gittiğim 2 günlük kısa kar tatiline dönüyorum.

Ayaz doğmadan önce biz her yıl kaymaya giderdik, ben bayılıyorum kaymaya, Baran da seviyor diyebiliriz :) Aslında benden çok onun geçmişi var bu konuda, bana kendisi öğretmişti. Ayaz'dan beridir de hiç gitmedik maalesef. Bazen biz istemedik bazen de olmadı. Kış tatili fikri zaten benim hatta bizim için de çok yeni bir kavram. Eskiden tatil dedin mi deniz&güneş&kum aklımıza gelirdi. Başka alternatifler düşünmezdik ki. Ne mutlu ki bu kavram değişti de başka güzelliklerle de buluşur olduk.

Uzun girizgahtan anlaşıldığı gibi bu aynı zamanda çocukların ilk kar tatili oldu. Anneler ve çocuklar olarak gittik tatile, babaları ektik..

ilk gün, karsız gün

Vardığımızda karların aslında buz olduğunu görmek ve yağmur yağıyor olması epey moralimizi bozsa da çocukları eğlendirdik. 

bu guzellikler benim mi?
Guzellikler de benim sol alt kosedeki parmak da :)

karsız günün kartopu etkinliği

Abimin eşi ve yiğenlerim, kuzenimin eşi ve yiğenim, ben ve bizimkiler olarak 8 kişilik bir ekiptik. Giderken bir Transporter araç ayarladık, dönüşte Vito. Giderken şöförün İstanbul'dan bir türlü çıkmayı becerememesi bizi gerse de yolculuklarımız oldukça rahattı. Kapıdan bindik otelin kapısında indik. O kadar çocukla aksini düşünemiyorum zaten.

çocuklara tulum kadar yakışan bir giysi daha var mı acaba?

Zaten dağda tek otel var ve biz de orada kaldık. Yataklar rahat geniş ve temizdi. Genelde temizlik açısından iyiydi otel, yemekler filan vasat ve fiyatlar yüksek tabii ki.. Sucuk ekmek - 25, Türk kahvesi - 15, çay - 5 lira gibi.. Bir çok tesis var otelin etrafında ama sanırım farklı işletmeler ama üç aşapı beş yukarı böyle fiyatlar. Kızak kiralama da 1 saat 40 lira o da burada not olsun.

tulumdan bahsetmiş miydim:)

Otelin içinde çocuklar için şu elektronik aletlerin/ oyuncakların olduğu bir yer var. Bunun dışında başka birşey yok. Gündüz zaten karla geçiyor, gece de uykuyla. Yine de hani bir top havuzu, bir ablanın gözetiminde bir oyun odası aradı gözlerim.

..ve karlı gün..

Gittiğimiz gün yağmur yağsa da gece kara çevirdi ve hiç durmadı. Sabah kalktığımızda heryer bembeyazdı. Tam kaymalıktı diyebilirim. Peki kaydım mı? Tabii ki canım kızakla! Ne demişler neye niyet neye kısmet :)

anasının oğlu :)

Beklentiyi çok yüksek tutmayınca, illa şunu yapalım demedikçe, kendini yıpratmadıkça mutlu oluyor insan. Laf aramızda erkekleri ektiğimiz iyi mi oldu ne? Gerçi ben özellikle Hazalla telesiyeje bindiğimde çok aradım kocamı. 

işte Seniha hariç bizim ekip, o da kamera arkasında

Bir daha gidebilirim. Biz 1 gece kaldık, en az 2 gece kalınmalı ya da günü birlik gidilmeli. Çünkü o kadar hazırlığa bir gün bavul açıp ertesi gün toplamaya değmiyor. Ya hiç bavulsun bir yedekle gidip dünülsün ya da gittin mi biraz kalıp tadı çıksın. Kayabilirdim mesela :) Ayaz'a da ders aldırmak istedim ama fırsat olmadı..

Böylece Ocak ayı bitmeden yılın ikinci kaçamağını yapmış oldum. Darısı diğer ayların başınaaaa...



4 Aralık 2017 Pazartesi

hafta sonu..

Biraz da hafta sonundan mi bahsetsem? Aralik basi bahar havasini goren Istanbullu instagrami ele gecirdi. Biz de eksik kalmadik tabii. Gerci story cikti cikali ben normal foto koymaz olmusum :)

Cumartesi basketten ciktigimiz gibi babaannelerini ve yengelerini de yanimiza katip solugu Masukiye'de aldik. Cok da guzel yaptik. Biz Masukiye'de restorantlarin oldugu bolgede biraz ileride Selale Restaurant'i tercih ediyoruz. Tercih ediyoruz dedigim 2. gidisimiz zaten ama ortam guzel ve ferah, cocuklar icin genis alan var.


Hii! Araba koltuguna oturtmamislar cocugu! Yaptik iste bir eski usul affediverin. Bu seyahatimizde babaanne koltugunda istirak etti kucuk hanimefendi :)

Su asagidaki foto Kartepe'ye cikarken Sakli Vadi'de cekildi. Boyle yamaca dogru sallaniyorsun senin de bir icin cekiliyor! Bence nefis birsey. Bir dahaki sefere burayi da deneyebiliriz cunku calisanlar cok sempatikti, ufak bir cocuk oyun alani var kapali kisimda. Cay ictik yemekleri denemedik.

  Ogullarini yamaca dogru ittiren aile! Ya sallanirsin ya kilicimin tadina bakarsin :)

Burasi oyle ortada bi otelin onu, uygun bulduk poz vermek icin

Burasi da Selale Restaurant( Yaramazlik icinde var)

Pazar gunu ogleden sonraya kadar daha bir dinlenerek gecti ve iki cocugum da uyanikken kitap okudum yeayyy. Sonra hepsini parka gonderdim. Kuzenimin aileye yeni katilan bebegini gormeye gidecegimiz icin Ayaz'i geri cagirdim. O gelmek istedi cunku. Hazal'a alternatif sunamadim. Bahcede kaldi ablasiyla. Biz kactik. Mis gibi bebek kokusunu icimize cekip donduk.

Mutfaktan bir kare ve tabii ki hepsi onun

Pazar gununun akillarda kalan diyalogu soyle gelisti;
Hazal: Anne ben bahceye ciktim, sen kitap okudun. Sonra ben eve geldim sen yoktun. Seni bulamadim.
Anne: Evet canim benim, ben migrosa gittim bak sana bunlari aldim. Tabii ki hepsi senin. (yoksa gezmeye filan gitmedim sensiz)

Yalanci ve cocugunu ekmis gezmeye gitmis, ustune bir de kokorec yemis, alisverisini de yapmis anne olarak icim rahat ve huzurlu bir sekilde, bebelerimle ilgilendim. Yani birinin eline ipad digerine telefon verip bir sonraki gunun yemegini hazirladiktan hemen sonra!!!

Iyi haftalar!


26 Nisan 2016 Salı

hafta sonu..

Cumartesi günü abimlerle annemde buluştuk. Çocukların çocuk bayramını kutlamak için desem biraz abartı olabilir tabii. Program kendi kendine gelişti. Önce Hazal'ı emanet edip yengemizi alıp Ayaz'ı İngilizce dersine götürdük. Senoş'la bize de bedavadan Üsküdar'da gezecek 1 saat kaldı böylece. Acele tarafından bir kaç mağaza gezildi, 40 yıllık kasabımızdan etler alındı. Meşhur Üsküdar fırınlarından birinden çaylık bir şeyler alındı. Hop Ayaz dersten alındı :) Gittik tekrar anneme.. 1 saat kadar muhabbetten sonra Senoş'la aldık çocukları parka götürdük. Ayaz ve Hazal ilk kez birlikte kaydılar.

ağabey, kardeş kaydıraktan kaymaca

Mest oldu tabii ikisi de. Kimse parktan çıkmak bilmedi. Ayaz bir su isterim krizine girdi. Onun dışında bir yaramazlık yok. 

ağabey, kardeş sallanmaca

Parklardaki kaydırakların elektrik üretmesinden hiç hoşlanmayan Emir kaymadı, onun yerine Hazalla salıncak sefası yaptı. Bizimki istese sallanabiliyor ama istemiyor. Oturduğu gibi salıncağa önündeki emniyeti açıp iniyor.


iki kuzen eğlenmece

Hep Hazalın gönlü yapılmadı, iki kuzen birlikte de parkın tadını çıkarttı. Parktan sonra hemen oranın çarşısını gezdik, işte ne bileyim kuru üzüm istediler, içecek istediler, su istediler, çevirme tavuk istediler hepsini aldık. İstekler de insaflıydı zaten. 

Döndük anneme, Yediler oynadılar, gece sekiz civarı herkes yollandı evine.


bu video pazar günü meşhur zürafalı parktan :)

Pazar günü önce gösteri için okula gittik, sonra planımız Barış Manço'nun evini ziyarete gitmekti, sözüm vardı Ayaz'a. Trafiğe bakalım dedik gitmek ne mümkün? Bazı yollar kapalı olduğu için kalanlar da kilit olmuş.

İkna ettik oğlumuzu, gittik burnumuzun dibindeki zürafalı parka. Parkta zürafa şeklinde bir kaydırak olduğu için adı böyle kaldı. Buz gibi havada bir de dondurma yedi mi keyfine diyecek kalmadı. 

Peşi sıra ödevlerini bitirmek kaydıyla istediği kadar tv hakkı verdim kendisine, Bir ara benimle fasulye ayıklarken görüldü. Hafta sonu da böylece bitti.

Minik kuş mu? Ona zaten ne kadar o sokak o kadar mutluluk demek :)

İşte çocuklar gibi şen olmak bence bu demek..

20 Şubat 2016 Cumartesi

ilk ayrılık ilk kavuşma..

Hafta sonu kaçamağından dönüyoruz bir heyecan bir mutluluk. İnsan hafta sonu bitiyor diye sevinir mi? Bebeğine kavuşacaksa sevinirmiş. Baktım babasında da bir iddia bir kendine güven, kızı kollarını açıp ona kavuşacak bekliyor. Abisi zaten uyuyor. Bense silahlarıma güveniyorum.

Vardık eve kapı açıldı ve salonun kapısından Hazal bebek göründü. Dört ayak ama koşar adım, yüzünde koca bir gülümseme "memme, memme" diğe bacaklarıma tırmandı. Kaptığım gibi koşar adım kavuşturdum isteğine biraz keyif bir iki gülücükten sonra hop babasının kucağına.

O gün bugündür de o kelimeyi söylemiyor. Biz yokken de söylememiş zaten. Çok sakinmiş, hiç sorun çıkmamış. Annem depresyondaydı, kendini uykuya verdi diyor mübalağa yaparak.

konuyla alakasız Hazal Hanım fotosu

Bunun üzerine ben her gün işten geldiğimde aynı heyecanı bekledim ama yazdım ya olmadı. Olmamasından da memnunum ama içerde bir deli anne de var sanırım. Sadece perşembe akşamı gelip gidip sıkı sıkı sarıldı. Sanırım duygularını daha az ifade eden bir çocuk olacak.

Bir yaşında bebenizi bırakıp kaçamak yapabilirsiniz bir şey olmuyor. Tavsiye bile ediyorum. Hatta büyük olan için tadından yenmiyor. Yine eskisi gibi bütün ilgi, alaka onun üzerinde. Yine onun beyefendiliği ön planda. Hem ne biz süründük ne Hazal. Özledik ama hepimize de bir motivasyon gelmedi değil.

Zaten bu yaz ikisini de bırakıp kaçamak yapmayı da hedefliyorum :)

16 Eylül 2015 Çarşamba

bir çocuk & bir bebek ve uzun araba seyahati..

Bizim kadromuz; Anne + Baba + Anneanne + Ayaz(6 yaş) + Hazal(6 ay) şeklindeydi.


saat belli olmamış ama sabaha karşı 04:00
  • Özellikle bebekle seyahat edeceklere en önemli önerim, bol bol mola vermeye hazır olmaları. 8 saatlik yol 10 saat sürer ama buna değer. Molaların kimi uzun, kimi kısa olabilir. Hem minikler, hem büyükler hem de arabayı kullanan için çok kritik bence bu.
  • Yolda Ayaz ve büyükleri oyalamak ve doyurmak için sandviçler, kutu meyve suları, herkese bir şişe soğuk su, herkese kutu meyve suyu ve tatlı atıştırmalıklar olan bir yolluk çantası hazırlamıştık. Çok işe yaradı, hatta aburcuburlar dönüşe bile kaldı. Dönüşte de aynı menüye sadık kaldık.
ilk molamız
  • Ayaz için bir de kitap almıştım yanıma, yarım saat kadar onu okudum. Başka da oyalayacak hiçbir şey almadım. Çocukların böyle şeylere de alışık olmasını istiyorum.
  • Çok sık tuvalet molası verdik. Bunlara gerilmeyeceğiz di mi ama?
  • Giderken gece 4' te yola çıktık, böylece ilk 3-4(arada bir kısa mola verildi) saat herkes uyudu. Herkes uyanınca bir yarım saat daha yol alıp uzunca bir mola verdik. Sonra yine herkes uyudu. Böylece yolun büyük kısmı uyuyarak geçmiş oldu. Sonra da daha uzun bir yemek molası verdik. Gerisini de şen şakrak tamamladık, tabii arada bir de kahve molası verdik.
  • Dönüşte otelden öğle yemeğimizi yeyip çıktık. Sonra tuvalet molaları başladı, önce ben ve herkes, sonra Ayaz ve herkes, sonra Hazal altını doldurdu. Böyle sık sık durduk. Dönüş olduğu için yollardan meyve-sebze almaya durduk. Afyon'da şehre girdik hem alışveriş hem yemek molası oldu. Sonrasında gece olduğu için yine herkes uyudu. Sadece bir kez çay ve ihtiyaç molası yapıp evimize sağ salim ve olaysız gelmiş olduk. 
Neticede çocuklarla uzun bir araba yolculuğu söz konusuysa benim en önemli iki tavsiyem, gece araba kullanmak zor olsa da yolculuğun bir kısmını çocukların uyku saatine denk getirmek ve bol bol mola vermek olurdu. 

Afyon Özdilek'te uzun molamız

Hiç de korktuğum gibi olmadı, iyi ki de arabayla gitmişiz.

 
bu da giderken son molamız, tavuk/horoz/ördek peşinde oğlum

Yalnız hiç düşünemediğim bir şey oldu. Çocukların ikisine de uzun kollu vs. almıştım sabah ayazında üşürler diye ama kendime almamışım. Dondum deyim ben size. Valizden çıkardım ama yetmedi. Anadolu'nun karasal iklimi neymiş anladım, saat 11:00'lere kadar buz gibiydi. Yoldan ayaklarıma çorap aldım da öyle ısındım. Aman mevsim filan düşünmeyin bana bir şey olmaz demeyin.


14 Eylül 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bu kez hafta sonu yazısı perşembe gecesinden başlıyor. Anne tarafımdan en küçük kuzenimizi evlendirdik.

düğüm mekanımız çok güzeldi, boğazda yalı.. daha ne olsun :)

Hazal Hanım & Anneannesi

Hazal da ilk kez bir düğünde arz-ı endam etmiş oldu. 19:30 gibi gittik, nikaha da yetiştik. İki saat kadar sonra da gelin odasında Hazal'ı emzirip uyuttum. Sonra 23:00' te biz kalkana kadar bir daha da uyanmadı. Eve gelince uyandı. Sabah oldu zannetti. Bizden 1,5 saat kadar sonra da abimler bize geldi. Onlara da bol bol gülücük dağıttı. Bu arada Ayaz eve gelir gelmez uyumuştu :)

annem & teyzem & ben & yengem

cuma delikanlılar havuz keyfinde.. 

Cuma çocukların keyfi olsun diye ben de havuza girdim. Hava güzel olmasına rağmen su buz gibiydi. Oradan da çıkıp toplantıya gittim. Sonra da dönüp Emir Hakkı'nın doğum gününü kutladık.


çocuğa oyuncak alınır :)

 süslü güzel

Cumartesi İkea'ya gittik evdeki kızlar olarak. Dönüşte küt oynadık, ben kazandım. Pazar günü Efe'nin 1. yaş gününü kutladık. Oradan aynı zamanda nikah şahidimiz olan bir aile dostumuza ziyarete gittik. Dönünce de Efe'nin doğum gününe gelenlerin bir kısmı bize geldi. Bu hafta Hazal'ı bol bol süsledim, bu kıyafeti haftaya üzerine olamayacak ne de olsa. Çok çabuk büyüyor.

Çarşambadan beri ek gıdaya ufak ufak geçiş yaptık. Üç gün öğleden önce meyve verdik. Cumartesi sebze çorbasına da geçtim. Daha yemeyi bilmiyor kuzucuğum. Özellikle şeftaliyi çok sevdi bu da tarihe not olsun.

Herkese iyi haftalar.


24 Ağustos 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bu hafta sonumuz da oldukça sakin geçti. Cuma gününü evde yemek ve hafta sonu için atıştırmalık hazırlıklarıyla geçti. Yine bu kekten yaptık, oğlumla birlikte ilk kez poğaça yaptık, başarılı oldu ama az oldu. Ayaz'la yine cuma günü kurulan minik pazarımıza gidip bol bol meyve aldık.

Akşam ben çok sevdiğim arkadaşlarımla(eski iş yerimden kadim dostlarım) yemekteydim, her birimizin doğum gününde yemeğe çıkıyoruz adet olarak. Ben yemeğe Hazal'ı da götürdüm. Baran ve Ayaz da sinemaya gittiler. Hazal hiç rahat vermedi, üstüne üstlük kimselere de gitmedi, ağladı. Tam uyuttum derken gözlerini açtı, ben iflas etmek üzereydim ki Babası ve ağabeyi geldiler, Hazal'ı da alıp eve gittiler. Ondan sonra rahat bir nefes alıp sohbetin tadını çıkardım.

Cumartesi klasik ev günümüzdü dinlendik, bir ara hep beraber bahçeye çıktık, dolaştık.

Pazar bu kez sevgili kuzenimin düğününde giyecek bir şeyler bulmak için alışverişe çıktım. Annem ve Hazal'la birlikte. Girdiğimiz ilk mağazadan beğendim ve aldım. Zaten bildiğimiz bir yerdi ve annem de elbisesini oradan almıştı. İnanılmaz indirim vardı bu sayede annem aklımın kaldığı bir diğer elbiseyi bana hediye olarak aldı.

şirinlik mi yapsam yaramazlık mı?

Sonra eve gittik çocukları yıkadık, Hazal'ı uyutmam iki saati buldu. İlk kez bu uyutma seremonisinde gerildim. Normalde ikinci anneliğin verdiği deneyimle böyle olsa bile sorun etmiyordum. Gerildim çünkü evdekiler yemek bekliyor, fırında yemek pişiyor her an yanabilir ve ben biraz Ayaz'la ilgilenmek istiyorum. Kendime telkin filan da yapamadım, gerildim şiştim işte. Ne zaman ki uyuttum gerginliğim bir yarım saat sonra ancak geçti.

Ayaz da üzüldü, hatta yatarken böyle şeyler olmasın lütfen diye ayar verdi bana.

Hafta sonunu elektrikli bir şekilde kapasak da bunu havadaki elektriğe bağlıyor ve sezonun son tatiline çıkacağımız bu hafta herkese iyi haftalar diliyorum. Çarşamba yolcuyuz kısmetse bu kez istikamet Kemer..

17 Ağustos 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bir uzun hafta sonu ile daha karşınızdayız sayın seyirciler. Genellikle evde geçen verimli bir hafta sonuydu.

Ara not: "hafta sonu" birleşik kelimesini ayrı yazmakta hala zorlanıyorum. Vakit buldukça geriye dönüp eski yazıları da düzeltmek istiyorum, yazım kurallarına dikkat etmek benim için hep önemli olmuştur.

Biraz yemek yaptım. Mesela cuma günü oğlumla cevizli-fındıklı kek yaptık. İlk kez denedik, çok lezzetli oldu ama hamurunu biraz daha yoğun yapsam daha iyi olurmuş. Dün de bugün yemek üzere Şıhılmahşi yaptım.

 cuma sabahı oğlumla havuza girdik.

sonra mis gibi kek yaptık

Cumartesi sabahın körü gibi Hazal'la birlikte uyandıktan sonra onu ikinci uykusuna yatırırken bizimkiler uyanmasın diye dua ettim.Dualarım kabul oldu ki ben de bir saat kadar daha uyudum. Sonra ailece havuza indik, hatta Hazal'ı havuz başında uyutup hep beraber girebildik. Akşam da Trabzon Park'taki Lider Pide'de pide denedik. Güzeldi ama mutlaka gidilmesi gereken bir yer değil bence.

cumartesi sabahı şekeri

Pazar gününü saat bire kadar Devious Maids izleyerek geçirdim desem? Kahvaltıdan sonra baba-oğul bizim arabaları yıkamaya karar verdiler. Su gibi olunca de duş alıp havuza gittiler. Bu arada Hazal da tarihin en uzun gündüz uykusunu yaptı mı, yaptı. Ben de ses olmasın diye -iyi bahane- yattım dizi izledim. Sonra da bütün işlerimi hallettim, bir şey kaçırmadım yani. Bir motivasyon gelmişti ki sormayın gitsin.

cumartesi akşam şekeri

Bir koşuturmamalı, evde çekirdek aile seanslı hafta sonumuz da böylece geçti.

10 Ağustos 2015 Pazartesi

4 günlük kaçamak..

Süpriz yaparken süpriz oluyorduk az kalsın.. Orduevine vardığımızda kimseleri bulamadık.. Yoksa bir yere mi gittiler diye strese girmişken, Ayaz ve dedesi göründü biz de bir oh dedik. Babaannesi ve Demet Halası gerçekten de alışverişe gitmişlerdi. Canımın içi önce babasını gördü sonra Hazalı ve beni, dondu kaldı ardından ilk önce kardeşine sarıldı. Zaten herkes ayrı ayrı şaşırdı, hepimiz için çok güzel bir anı oldu.

Bu kez kapalı şehirde fotoğraf çektim. Burası anlatamaz, görebilmek lazım o kadar enterasan ki güzelim evlerin, otellerin bomboş olması. Gezmek yasak zaten ancak orduevinin olduğu kısıtlı alandan fotoğraf çekebildim bir de orduevine giderken taksiden.

daha inşaatı tamamlanmamış bir otel



o zamanlardan bir araba galerisi

kapalı ve terk edilmiş güzelim şehirden manzaralar


 kavuşma






benim güzellerim

en güzel deniz ve plajımız

Daha önce de yazmıştım, buranın denizi bir harika, aynı zamanda çok sıcak. Dolayısıyla Hazal'ı da her gün bazen de günde iki kez denize soktuk. Kurum kurum kuruldu, o kadar tuzlu suya bile ses çıkarmadı. Ayaz desen balık adam oldu, en uzak iplere bile bizimle yüzüyor, dalıyor, suyun altını izliyor. Biz gitmeden önce hiç gitmemiş derin yerlere, anası babası gelince kendine güveni geldi çocuğumun. Günler bu şekilde bol bol deniz, öğle uykuları ve akşam çay sefaları ile geçti.

annesinin kuzusu

güzel ağaç.. mevsimi olduğunda dalları çiçeklerden yerlere kadar sarkıyor

benim yazdığım Ayaz

babasının yazdığı Ayaz ve gölgelerde biz..
  
su kuşu

biz gelmeden önce bir dişi daha düşmüş

Biz dün gece geldik, Ayaz da biraz önce halasıyla birlikte geldi. Ben ancak akşam görebileceğim. Ayın 26'sına kadar buradayız, sonra bir tatil daha. Bu yıl yine leyleği havada görüp önümüzdeki yıl daha çok gezeriz inşallah.

4 Ağustos 2015 Salı

hafta sonu.. boşluk.. Ayaz'sız hafta sonu

Evliyken fakat daha çocuk sahibi olmamışken teyzem hep "çocuğun olunca acaba önceden ne yapıyor muşum ben? diyeceksin" derdi ne kadar da doğruymuş.. Hakikatten çocukken neler yapardım, gençken neler yapardım hepsi gayet net de evli ve çocuksuzken ne yaparmışız acaba? Ne yapacağız,  bol bol kağıt oynar, dizi izler, gezerdik. Ben bir de kitap okurdum. Sonra bir numaralı minnoşum doğdu. Allahım ne kadar ilgi isteyen bir bebekti, yalnız birakip t.valete gidemezdim. Şimdi de bir o kadar ilgi isteyen çocuk. Tabii ki kendi oynuyor, sonra parka filan çıkıyor ama şimdiki yaşına göre yine fazla ilgi sever kendisi. Daha da sonra ise ikinci minnoş geldi ki biraz daha sakin diyebiliriz.

Sadede gelemedim bir türlü. Geçen perşembe sabahı Ayaz'ı babaannesi dedesi ve büyük halasıyla birlikte Kıbrıs'a yolcu ettik. Orada kaldığımız yeri daha önce anlatmıştım. Gidene kadar kendimi sıkı tuttum, Ayaz için zaten süper eğlenceli ve faydalı, gitmeyi de çok istiyor. E biz de biraz tek çocuklu moda geçer dinleniriz ne güzel di mi? Evdeki hesap çarşıya uymadı işte Ayaz kapıdan çıktığı anda içime bir taş oturdu ve gitmedi. Cuma günü uzun haftasonundan faydalanarak şuanda çeşitli sebeplerle ofise gitmeyen ya da ofisten kaçabilen kızları bize davet ettim. Bana en iyi gelebilecek terapi işte bu. Kızlar ve kızların Ayaz'ın yaşlarında oğluşları da geldi, çok güzel vakit geçiyor, sabahtan akşama beraberiz çok iyiyim, Oğlanları havuza yolladık, oynadılar. onları gördükçe aklımda Ayaz, ay ben bu işi Ayazsız nasıl yaptım, onu bu ortamdan mahrum bıraktım. İşin kötüsü Pazar sabahı da kahvaltıya Can ve Büşra gelecek, Ayaz'ın canı, sevgili Büşra Ablası. Vay ben bunu da nasıl yaptım, nerdeyse gelmeyin Ayaz yok diyeceğim. Cuma akşamı misafirler gidip de Hazal da uyuyunca evde bir sessizlik. Cumartesi sabah oldu daha da çöktü bu sessizlik. Ay daralıyorum dedim veee.. Bu hikayenin gerisini sonra yazacağım.

Annesinden ayrılmış yavru kedi

Ayazsız haftasonu yapılanlara iyi tarafından devam edelim.. Cuma günü kızlar geldi dediğim gibi, çok yoğun ve çok güzel hatta harika bir gündü. Pazar günü de misafirimiz vardı. Bunun dışında dinlendik, dinlendik. Game of Thrones u bitirdik sonunda, aman aman o ne finaldi öyle nasıl bekleyeceğiz bilmem kaç ay. Bir de Viking'lere başladık ama daha bir bölümcük izleyebildik, henüz sarmadı bilemiyorum. Bu arada ben The Mentalist'in son sezonunu bitirmeye çalışıyorum kendi çapımda.

Ada & Hazal Hanımlar

En güzeli ise Hazal'la cilveleşmekti diyebilirim. Hazal doğduğundan beri hep çunu düşündüm "Ben ne çok oynardım Ayaz'la, oyuncak bebek gibi bol bol vakit geçirirdim, devamlı resim/video çekerdim". İşte Hazal'la bunu yapamamın sbebi ben değilmişim, vakitsizlikmiş onu anladım. Yaklaşık 1.5 saat büyük yatağın üzerinde oynaşınca böyle oluyormuş demek ki dedim.

23 Temmuz 2015 Perşembe

iki çocukla seyahat.. tatil yapmaca.. dinlenmemece..

Başlıktan da anlaşılacağı gibi yan gelip yatamayacağımı biliyordum da bu kadar dinlenemeyeceğimi hatta bu kadar yorulacağımı bilemedim. Çünkü bizim tatilimiz anne&baba&çocuk&bebek ve babaanne&dede olan bir tatildi. Dört büyük tuş olduk diyebilirim. Tabii ki paslaştık, paylaştık, yattık zaman zaman yayıldık ama sonuçta elde var sıfır. Bu konuda hepimiz hemfikiriz. Yalnız kafaları boşalttık mı derseniz benimki bomboş oldu. Hiç birşey düşünemedim.

Kampa vardıktan sonra valizleri odalara attık, park yatağı üç kişi kan revan içinde kurduk. Artık bu işi öğrendim, dönerken tek başıma kapattım, korkun benden. Temizlik yaptık annemle. O gün biz denize giremedik. Erkekler girdi. Bir de son gün girmedim onun dışında fırsatları kaçırmadım.

Neden bilmem aslında gündüz uykusu uyuduğumuz da oldu, geceleri geç yatmadık, sabahları erken kalktık, Hazal'da bir gece hariç iyi uyudu ama her uykudan çamur gibi kalktık. Sıcaktan mıdır, temiz havadan mı, ikisi birden mi?

Allah ne gülen boyalar yaratıyor!

Hazal denize ilk kez bu tatilde girdi. Havuzu kuruldu, önce havuzda oynadı, ardından denize girdik pek hoşlanmadı. Başka bir gün havuz suyu ısındı, şişelerde suyu ısındı, sıcak suyla alıştı, denize götürdük ve kurum kurum kuruldu hanımefendi. Sırtını babasına yasladığında pek rahattı, ayrılınca mızmızlandı. Sırtı babasında kendi denizde güzel güzel süzüldü. Yine başka bir gün bu kez Ayaz da vardı. Hazal babasında Ayaz bende yapışık denizlendik.

Ayaz bizimle birlikte sala, oradan öbür sala, oradan en uzaktaki iplere her yere yüzdü. Oynadı battı çıktı. Hele son gün balık adam olmuştu resmen. Sadece çıkarken bazen yorulup babasının sırtında dönüş yaptı nazlı böceğim.

Dedesi zaten Ayaz'ın en yakın arkadaşı. Bol bol birlikte takıldılar. Gece gezmesine giderkense Ayaz'ı da götürdük. Akşamları bizimle takılabilsin diye gündüz uyuttuk. Uyumadan önce biraz dirense de o uykulardan uyanmak bilmedi.

Hazal çoğunlukla gece uykularına yatarken olay çıkardı. Ağladı susmak bilmedi. Bazen 5 bazen 15 dakikayı bize dar etti.

gülen boyaların şahı

Hande, Ayaz'a gülen boya adını takmıştı, gerçekten bebekken ağzını kocaman aça aça gülen, gülünce gözleri de gülen bir bebekti. Hala da çok güler yüzlüdür, gözleri parlar. Kardeşi de ondan eksik kalmadı. Allah hep güldürsün evlatlarımı.

canımız cicimiz Selenimizle manzara eşliğinde

Gece gezmesini Selenlerle yapmıştık. Sonra bir de babaanne ve dedelerin katılımıyla işte bu güzel manzarada kahvaltı yaptık. Bir gece mangal yaptık ki yapacağımıza pişman olduk. Rüzgardan bir şey anlamadık, o gece fırtına çıktı zaten.

Bayramın ikinci günü kampın mahşeri kalabalığından kaçıp Kuşadası'na gittik. Başka bir kalabalık karşıladı bizi. En azından rahat rahat yemeğimizi yedik.

Zaten bol bol yedik, kilo almış olabilirim. Artık Hazal da beş aylık olduğuna göre kilo verme çalışmaları başlasın.

Dönüşte Beni yine İzmir'e bıraktılar. İzmir'in yeri benim için her zaman ayrıdır.Babamla gidişlerimizi, gezmelerimizi hatırlatır. Baba kokusunu tattırır bana.

Bir tatilin daha böylece sonuna geldik.