24 Ağustos 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bu hafta sonumuz da oldukça sakin geçti. Cuma gününü evde yemek ve hafta sonu için atıştırmalık hazırlıklarıyla geçti. Yine bu kekten yaptık, oğlumla birlikte ilk kez poğaça yaptık, başarılı oldu ama az oldu. Ayaz'la yine cuma günü kurulan minik pazarımıza gidip bol bol meyve aldık.

Akşam ben çok sevdiğim arkadaşlarımla(eski iş yerimden kadim dostlarım) yemekteydim, her birimizin doğum gününde yemeğe çıkıyoruz adet olarak. Ben yemeğe Hazal'ı da götürdüm. Baran ve Ayaz da sinemaya gittiler. Hazal hiç rahat vermedi, üstüne üstlük kimselere de gitmedi, ağladı. Tam uyuttum derken gözlerini açtı, ben iflas etmek üzereydim ki Babası ve ağabeyi geldiler, Hazal'ı da alıp eve gittiler. Ondan sonra rahat bir nefes alıp sohbetin tadını çıkardım.

Cumartesi klasik ev günümüzdü dinlendik, bir ara hep beraber bahçeye çıktık, dolaştık.

Pazar bu kez sevgili kuzenimin düğününde giyecek bir şeyler bulmak için alışverişe çıktım. Annem ve Hazal'la birlikte. Girdiğimiz ilk mağazadan beğendim ve aldım. Zaten bildiğimiz bir yerdi ve annem de elbisesini oradan almıştı. İnanılmaz indirim vardı bu sayede annem aklımın kaldığı bir diğer elbiseyi bana hediye olarak aldı.

şirinlik mi yapsam yaramazlık mı?

Sonra eve gittik çocukları yıkadık, Hazal'ı uyutmam iki saati buldu. İlk kez bu uyutma seremonisinde gerildim. Normalde ikinci anneliğin verdiği deneyimle böyle olsa bile sorun etmiyordum. Gerildim çünkü evdekiler yemek bekliyor, fırında yemek pişiyor her an yanabilir ve ben biraz Ayaz'la ilgilenmek istiyorum. Kendime telkin filan da yapamadım, gerildim şiştim işte. Ne zaman ki uyuttum gerginliğim bir yarım saat sonra ancak geçti.

Ayaz da üzüldü, hatta yatarken böyle şeyler olmasın lütfen diye ayar verdi bana.

Hafta sonunu elektrikli bir şekilde kapasak da bunu havadaki elektriğe bağlıyor ve sezonun son tatiline çıkacağımız bu hafta herkese iyi haftalar diliyorum. Çarşamba yolcuyuz kısmetse bu kez istikamet Kemer..

18 Ağustos 2015 Salı

alış veriş işleri..

Duty Free söz konusu olunca alınacaklar listem olur benim. İlk sırayı rimelim çeker. Sonra karı koca parfümlerimiz. Bol bol çikolata ve içemeyip de koleksiyonunu yaptığımız içkilerimiz.

Bu kez son anda karar verdiğimiz için rimelim de olduğu için değişik bir şeyler bakayım dedim. Bol bol kremler bakarım, değişik parfümler denerim diye düşünüyordum. Bir de ne göreyim fiyatlar almış yürümüş. Ancak kampanyalı ürünler almaya değer. Ben de böyle bir iki parça aldım bakalım nasıl çıkacaklar. İşte karşınızda onlar;


Kalemleri denedim ve çok beğendim. Kutunun içinden bir adet siyah kalem çıkıyordu zaten, ek olarak koyu yeşil ve mürdüm rengi aldım. Rimeller de oldukça uygundu, sağa sola malzeme taşımayı sevmediğim için şirkette, arabada bulundurmak için bu seti tercih ettim.



Daha önce denemediğim bir de el kremi aldım. Bakalım nasıl çıkacak? Fikri olup da söyleyen olursa sevinirim.

Parfümlere de baktım ama elim gitmedi. İyi ki de gitmemiş orada 66 eruo olan parfümümü dönüşte burada indirimde 139 TL'ye buldum. 

Bu aralar yurt dışına gideceklere önerim, duty free söz konusu ise dikkatli olun derim.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

hafta sonu..

Bir uzun hafta sonu ile daha karşınızdayız sayın seyirciler. Genellikle evde geçen verimli bir hafta sonuydu.

Ara not: "hafta sonu" birleşik kelimesini ayrı yazmakta hala zorlanıyorum. Vakit buldukça geriye dönüp eski yazıları da düzeltmek istiyorum, yazım kurallarına dikkat etmek benim için hep önemli olmuştur.

Biraz yemek yaptım. Mesela cuma günü oğlumla cevizli-fındıklı kek yaptık. İlk kez denedik, çok lezzetli oldu ama hamurunu biraz daha yoğun yapsam daha iyi olurmuş. Dün de bugün yemek üzere Şıhılmahşi yaptım.

 cuma sabahı oğlumla havuza girdik.

sonra mis gibi kek yaptık

Cumartesi sabahın körü gibi Hazal'la birlikte uyandıktan sonra onu ikinci uykusuna yatırırken bizimkiler uyanmasın diye dua ettim.Dualarım kabul oldu ki ben de bir saat kadar daha uyudum. Sonra ailece havuza indik, hatta Hazal'ı havuz başında uyutup hep beraber girebildik. Akşam da Trabzon Park'taki Lider Pide'de pide denedik. Güzeldi ama mutlaka gidilmesi gereken bir yer değil bence.

cumartesi sabahı şekeri

Pazar gününü saat bire kadar Devious Maids izleyerek geçirdim desem? Kahvaltıdan sonra baba-oğul bizim arabaları yıkamaya karar verdiler. Su gibi olunca de duş alıp havuza gittiler. Bu arada Hazal da tarihin en uzun gündüz uykusunu yaptı mı, yaptı. Ben de ses olmasın diye -iyi bahane- yattım dizi izledim. Sonra da bütün işlerimi hallettim, bir şey kaçırmadım yani. Bir motivasyon gelmişti ki sormayın gitsin.

cumartesi akşam şekeri

Bir koşuturmamalı, evde çekirdek aile seanslı hafta sonumuz da böylece geçti.

13 Ağustos 2015 Perşembe

geçen hafta..

Biraz kurulu düzenimize geçebildiğimiz bir hafta oldu. Haftaya damga vuran streslerim neticesinde motivasyonumun arttığı bir hafta. Lütfen bunu düşürecek bir şey olmasın.

Hafta sonu için iki planımda benim dışımda sebeplerle iptal oldu. Zaten evde oturup yapmak istediklerim var, bir sonraki hafta yine tatile gidiyoruz ve dönüşte de okul ve Ayaz'ın doğum günü telaşesi başlayacağı için bu hafta bu aralar son sakin hafta sonum.

aman nazar değmesin

Hafta içinin benim için son gününde yani bugün, oğlum sürekli arayıp programda şimdi ne var anne diye soru yağmuruna tuttu. Ben söylersem dinliyor ya da ben iyi ikna edebiliyorum. Yazdıklarıma uyarsa mutlu olacağını söyledim, ki buna inanıyorum, şuanda o da böyle hissediyordur umarım.

Bugün bir süredir yapmak istediğim gibi işe servisle geldim. Hem erken geldim, işe başlamadan bir 15 - 20 dakikam oldu hem de böylece kitap okumak için vakit ayırabildim. En çok bu sebeple servise binmek istiyorum. Bir taşla iki kuş yani.

Ufak ufak düzenlemeler yapıyorum hayatımda, yukarıdaki servis - kitap örneğindeki gibi büyük olmayan ama beni mutlu eden şeyler. Bunlardan biri de bu blog. Fazla bir şey demeyeceğim sonra nazar değiyor yazamıyorum. Bu yüzden bu yazıya da bir nazarlık kondurdum.

Herkese iyi hafta sonları, benim için "long weekend" başlıyor!

Not: Bu yazıyı yazarken hafta sonu kelimesinin ayrı yazılması gerektiğini öğrendim. Dil bilgisi bilgime de fazla güvenirim aslında ama olmuş bir hata affedin..

annelik hakkında ahkam kesmek..

Çocuklarım hakkında, anneliğim hakkında ahkam kesme küstahlığını henüz kimse açıkça gösteremedi şükür. Ancak imalı bakışlar, ay biz şöyle yapıyoruz, ay bizim kız çok dikkat ediyor kesinlikle şunu bunu yapmıyor demeler beni benden alıyor.

Annelik zaten bir yetememe, yetişememe ve vicdan azabı hali, ne yapsak hep daha iyisini yapmak istediğimiz. Bazen durup kendime söylüyorum zaten yapıyordun diye. Bazen durup düşünüp hakkımı verdiğim de oluyor.

Benim tarzıma gelirsek, ben rahat olmaya çalışan bir anneyim. Rahat diyorum bak geniş değil. Çocuklarıma mümkün olduğunca serbest alan bırakmaya çalışıyorum. Nasıl anlatsam, gece dışarıdayız mesela aman da benim çocuğumun uyku vakti geldi hadi bana iyi günler diyerek kalkmıyorum. O günün getirdiği oysa biraz geç yatabilir. Evdeysem yatma vaktine, yemek vaktine, ne yediğine çok dikkat ediyorum da tatildeysem kaydırabiliyorum. Koşullara göre esnetebiliyorum bazı şeyleri.

evdekiler için günlük rutin

Listelerim var, günlük düzenlerim var, Ayaz'ı böyle büyüttüm ben çalışırken. Herşeyi planlıydı evdeyken.Yapacak başka bir alternatif yokken günlük rutini neyse o yapılırdı. Hazal için bir türlü oturtamıyorum ama ona annem bakıyor ve annelere bunu anlatmak zor oluyor. Tatillerin bitmesini bekliyorum. Bitince bastıracağım.

Yere düştüğünde ellerini hemen yıkamıyorum mesela. Lavabo yoksa ıslak mendille de idare ediyorum. O gün muz yiyecekse ama evde yoksa kayısı da yediriyorum, merak etmeyin çocuğa birşey olmuyor.

Bu şekilde yapmak benim tercihim, anneliğin kendine eziyet etmek olmadığını düşünüyorum. Küçük minik kelebeğiniz o gün yoğurt yiyememiş olabilir. Bu sayede biz Ayaz'la, 15 aylıkken, 10 gün Avrupa tatili yaptık. Meyve ve hazır mama dışında hiçbirşey yememişti, pardon bir de Burger King. Taktım mı hayır, çok nadir olacak bir durumdu.

Kısaca ben böyleyim bir başkası öyle. O iğneleyici bakışlar hiç ama hiç hoş değil onu söylemek istedim. En iyisini ben yaparım, çocuğuma en iyi ben bakarım, hiçbirşeyini ihmal etmem söylemleri.. Cık cık cık.. Hiç kimseye yakışmıyor bilesiniz.

11 Ağustos 2015 Salı

Hazal beş aylık oldu..

Hazalcım canım ile ilgili son güncelleme;

Kilo: 7400 gr.

Bu ay kontrolünde yine pek usluydu hatta mavi boncuklar saçmakla meşguldü. 

Ayaklarının üstüne bayağı sağlam basıyor, canı isterse hem sırt üstünden yüz üstü hem yüz üstünden sırt üstüne dönebiliyor. Çenesi hala düşük.

Çocuğumun kendi kendine uyuyabilmesini el birliğiyle bozduk efendim. Sallıyoruz, kah yatakta kah ayakta kah kucakta. Allah'tan hemen uyuyor ama ben ilerideki cinnet günlerini görebildiğim için bu bir gidişe bir son vereceğim. Bilmem ne zaman?

Birşeyleri güzelce kavrayıp tutuyor ve hop ağzına götürüyor tabii ki.

Bu ay da böyle geçti, anne sütüne devam.

Sevgiler..

10 Ağustos 2015 Pazartesi

4 günlük kaçamak..

Süpriz yaparken süpriz oluyorduk az kalsın.. Orduevine vardığımızda kimseleri bulamadık.. Yoksa bir yere mi gittiler diye strese girmişken, Ayaz ve dedesi göründü biz de bir oh dedik. Babaannesi ve Demet Halası gerçekten de alışverişe gitmişlerdi. Canımın içi önce babasını gördü sonra Hazalı ve beni, dondu kaldı ardından ilk önce kardeşine sarıldı. Zaten herkes ayrı ayrı şaşırdı, hepimiz için çok güzel bir anı oldu.

Bu kez kapalı şehirde fotoğraf çektim. Burası anlatamaz, görebilmek lazım o kadar enterasan ki güzelim evlerin, otellerin bomboş olması. Gezmek yasak zaten ancak orduevinin olduğu kısıtlı alandan fotoğraf çekebildim bir de orduevine giderken taksiden.

daha inşaatı tamamlanmamış bir otel



o zamanlardan bir araba galerisi

kapalı ve terk edilmiş güzelim şehirden manzaralar


 kavuşma






benim güzellerim

en güzel deniz ve plajımız

Daha önce de yazmıştım, buranın denizi bir harika, aynı zamanda çok sıcak. Dolayısıyla Hazal'ı da her gün bazen de günde iki kez denize soktuk. Kurum kurum kuruldu, o kadar tuzlu suya bile ses çıkarmadı. Ayaz desen balık adam oldu, en uzak iplere bile bizimle yüzüyor, dalıyor, suyun altını izliyor. Biz gitmeden önce hiç gitmemiş derin yerlere, anası babası gelince kendine güveni geldi çocuğumun. Günler bu şekilde bol bol deniz, öğle uykuları ve akşam çay sefaları ile geçti.

annesinin kuzusu

güzel ağaç.. mevsimi olduğunda dalları çiçeklerden yerlere kadar sarkıyor

benim yazdığım Ayaz

babasının yazdığı Ayaz ve gölgelerde biz..
  
su kuşu

biz gelmeden önce bir dişi daha düşmüş

Biz dün gece geldik, Ayaz da biraz önce halasıyla birlikte geldi. Ben ancak akşam görebileceğim. Ayın 26'sına kadar buradayız, sonra bir tatil daha. Bu yıl yine leyleği havada görüp önümüzdeki yıl daha çok gezeriz inşallah.

6 Ağustos 2015 Perşembe

süprizlerden bir demet

Siz bu yazıyı okurken ben Kıbrıs'ta oğluma kavuşmuş kızgın kumlardan sıcak sulara koşuyor olacağım kısmetse.

geçen yıldan bir kare, Hazal Hanım karnımda, Ayaz Bey kucağımda

Hani şu yazımda demiştim ya sonra yazacağım diye işte öyle bunaldık. Karı koca ev ne kadar sessiz diye söylenip durduk. Şimdi olsa neler yapardı konuştuk durduk. Sonra da youtube'dan "hasretinden yandı gönlüm" açınca kocacığım da hadi biletlere bakalım dedi. Anladık ki bize artık Ayaz'sız ve Hazal'sız hayat yavan. İşte biz bu kadar özlediğimiz için kaçmaya karar verdik, işleri de ayarlarız bir şekilde dedik aldık biletleri. Ayaz'a da diğer herkese de süpriz yapmaya karar verdik. Çok merak ediyorum tepkilerini.

Not: Seneye başbaşa Barselona hayalimiz devam ediyor, tatsız tuzsuz dediysek arada da kaçamaklar hayatın tadı tuzu değil mi?

4 Ağustos 2015 Salı

hafta sonu.. boşluk.. Ayaz'sız hafta sonu

Evliyken fakat daha çocuk sahibi olmamışken teyzem hep "çocuğun olunca acaba önceden ne yapıyor muşum ben? diyeceksin" derdi ne kadar da doğruymuş.. Hakikatten çocukken neler yapardım, gençken neler yapardım hepsi gayet net de evli ve çocuksuzken ne yaparmışız acaba? Ne yapacağız,  bol bol kağıt oynar, dizi izler, gezerdik. Ben bir de kitap okurdum. Sonra bir numaralı minnoşum doğdu. Allahım ne kadar ilgi isteyen bir bebekti, yalnız birakip t.valete gidemezdim. Şimdi de bir o kadar ilgi isteyen çocuk. Tabii ki kendi oynuyor, sonra parka filan çıkıyor ama şimdiki yaşına göre yine fazla ilgi sever kendisi. Daha da sonra ise ikinci minnoş geldi ki biraz daha sakin diyebiliriz.

Sadede gelemedim bir türlü. Geçen perşembe sabahı Ayaz'ı babaannesi dedesi ve büyük halasıyla birlikte Kıbrıs'a yolcu ettik. Orada kaldığımız yeri daha önce anlatmıştım. Gidene kadar kendimi sıkı tuttum, Ayaz için zaten süper eğlenceli ve faydalı, gitmeyi de çok istiyor. E biz de biraz tek çocuklu moda geçer dinleniriz ne güzel di mi? Evdeki hesap çarşıya uymadı işte Ayaz kapıdan çıktığı anda içime bir taş oturdu ve gitmedi. Cuma günü uzun haftasonundan faydalanarak şuanda çeşitli sebeplerle ofise gitmeyen ya da ofisten kaçabilen kızları bize davet ettim. Bana en iyi gelebilecek terapi işte bu. Kızlar ve kızların Ayaz'ın yaşlarında oğluşları da geldi, çok güzel vakit geçiyor, sabahtan akşama beraberiz çok iyiyim, Oğlanları havuza yolladık, oynadılar. onları gördükçe aklımda Ayaz, ay ben bu işi Ayazsız nasıl yaptım, onu bu ortamdan mahrum bıraktım. İşin kötüsü Pazar sabahı da kahvaltıya Can ve Büşra gelecek, Ayaz'ın canı, sevgili Büşra Ablası. Vay ben bunu da nasıl yaptım, nerdeyse gelmeyin Ayaz yok diyeceğim. Cuma akşamı misafirler gidip de Hazal da uyuyunca evde bir sessizlik. Cumartesi sabah oldu daha da çöktü bu sessizlik. Ay daralıyorum dedim veee.. Bu hikayenin gerisini sonra yazacağım.

Annesinden ayrılmış yavru kedi

Ayazsız haftasonu yapılanlara iyi tarafından devam edelim.. Cuma günü kızlar geldi dediğim gibi, çok yoğun ve çok güzel hatta harika bir gündü. Pazar günü de misafirimiz vardı. Bunun dışında dinlendik, dinlendik. Game of Thrones u bitirdik sonunda, aman aman o ne finaldi öyle nasıl bekleyeceğiz bilmem kaç ay. Bir de Viking'lere başladık ama daha bir bölümcük izleyebildik, henüz sarmadı bilemiyorum. Bu arada ben The Mentalist'in son sezonunu bitirmeye çalışıyorum kendi çapımda.

Ada & Hazal Hanımlar

En güzeli ise Hazal'la cilveleşmekti diyebilirim. Hazal doğduğundan beri hep çunu düşündüm "Ben ne çok oynardım Ayaz'la, oyuncak bebek gibi bol bol vakit geçirirdim, devamlı resim/video çekerdim". İşte Hazal'la bunu yapamamın sbebi ben değilmişim, vakitsizlikmiş onu anladım. Yaklaşık 1.5 saat büyük yatağın üzerinde oynaşınca böyle oluyormuş demek ki dedim.