- Vücut yastığı: Benim kullandığım aslında tam olarak bu değildi. O zamanlar benden dört ay önde hamile olan, ve benden dört buçuk ay önce sevgili Ada Defneyi dünyaya getiren sevgili Ferda (kocamın kuzeninin eşi, böyle yazınca dıdımın dıdısı gibi duruyor hiç de öyle değil halbuki ne kadar yakın) getirmişti. Çok da iyi etmişti. Ona da bir arkadaşı vermiş. Benim o zamanlar böyle birşeyden haberim yoktu. Gerekli mi acaba diye düşündüm. Ayaz'a hamileyken uzunca bir süre sırt üstü de yatabilmiştim. Böyle sağa ya da sola yatma durumuna da çok takılmamıştım. Çünkü gelişimi gayet iyiydi ve hep hareketli bir bebekti. Birgün bıçak kemiğe dayandı ve uykuda kıpırdadığımda uyanmaya, biryandan öbür yana dönmek eziyet olmaya ve yattığım/ yatabildiğim pozisyonda da rahat edememeye başlamıdım. İşte bu yastık imdadıma yetişti. Bildiğimiz yastığın biraz daha incesi ve boyu da nerdeyse boyum kadar uzun olanıydı benimki. Tekrar rahat uykulara dönmemi sağlamış, hatta doğumdan sonra da uzun bir süre ayrılamamışızdır kendisi ile. Sevgiyle anarım..
- Eğilmek yerine/ Çömelmek: İnatla ben eğilirim de bişey olmaz da yaparken içime ya olursa kurdu düşüverdiğinde, annemin "e çömel o zaman" sözü hayatımı kurtarmıştır. Son ana kadar çömeldim.
- Araba kullanmak: Ben sanırım yaklaşık 39 haftamı doldurana kadar kullanmıştım. Tam gününü hatırlayamıyorum ancak, doğumdan iki hafta önce İstinye Migros'a gittiğimi çok net hatırlıyorum tabii ki yanımda annemle. Daha sonra ağrılarım da başladığı için zaten kullanmam istesem de mümkün olmadı. Son iki hafta yakın civarda yürüyerek gezmeyi tercih ettim, doğum için de tabii. Beni çok özgür hisettirmişti.
- Akşamları uyumak: Benim için uzun süren o uyku döneminde hiç de kafama takmayıp uyudum. Oh iyi ki de yapmışım diyorum şimdi.
- Canım koltuğum: Ben son on gün geceyi evdeki güzide koltukta yaklaşık oturur pozisyonda uyuyarak geçirdim. Hatta son günlerde sancılarım geldiğinde hemen koltuğa geçer rahatlama pozisyonunu alırdım. Eğer rahatlarsam anlardım ki daha doğum yok. Size de son günler kendinizi rahat hissedeceğiniz böyle bir mekan bulmanızı kesinlikle tavsiye ederim.
19 Ocak 2011 Çarşamba
Hamilelikte hayatımı kurtaranlar..
17 Temmuz 2009 Cuma
Eğitim Notları V - (Sağlıklı Bebek İzlemi/ Bebeklerde Sık Karşılaşılan Problemler(0-18 Ay))
Eğitim veren uzman doktorumuz çok seri olduğu için ve konuların çoğundan daha önce de bahsedildiği için yalnızca not alabildiklerimi aktaracağım.
Çocuklarda Uyku:
- Uyku ile ilgili eğitim ilk altı ayda başlamalı
- Beşiğe uykuya dalmadan yatırılmalı
- Ağladığı zaman mutlaka kucaklamalı(ilk 3 ay)
- Gün içinde 3 saatten fazla uyutmamalı(ilk ay)
- Gece beslenmek için uyandığında, gece uykusu farkını anlayabilmesi ve adapte olabilmesi için;
- Işığı açmamalı
- Konuşmamalı
- Hızlı ve sessizce beslemeli
- Gece bez değiştirmek için uyandırmamalı
- Kendi yatağımızda uyutmamalı
- 4. aydan sonra ayrı odaya geçirmeli
- Gece beslenmesini azaltmalı
- Yatak rutinleri oluşturmalı(masal, şarkı vb.)
- Bebeklerin gece kabusları olarak tanımlanan ani uyanmaları olabileceğini bilmeli, ani uyanmalardan ve sıçramalardan korkmamalıymış.
Kolik:
- Bebeklerin %10 kadarında ve genellikle erkek bebeklerde görülebilir
- Nedeni tam olarak bilimiyor
- Gaz-kolik işişkisi net olarak bilinmiyor
- Ağlama nöbetleri genellikle akşamları şiddetleniyor
- Hep sallanmak ve kucak isteyen bebekler
- Genellikle 20 günlükken başlayarak 3. ayın sonunda bitiyor
- Ilık banyo-masaj iyi gelebiliyor
- Fön makinesi/ aspiratör/ kolik cd si/ en önemlisi arabayla gezinti bu bebişleri teselli ediyormuş. Buradaki araba kendi arabamız :) ve doktor arabayla biraz çıkıp gezeceksiniz işte bunu kaul edin dedi :)
Diğer:
- Ateş deyince pratik yol olarak 38 dereceyi baz almamız ve kulaktan ateş ölçerleri kesinlikle tercih etmemizi söyledi doktor hanım. Body&tulum almaktan çok daha önemli, kulaktan ölçenlerden alırsanız rahat edersiniz, doğru ölçtüm/ölçemedim şüphesi kalmaz dedi.
- Ateş için ilk iş giysileri çıkarmak, ılık duş/ soğuk uygulama yapmak(soğuk uygulama; başını bileklerini soğuk ıslak bez ile silme gibi, duş ise soğuk duş olmamalı ılık duş olmalı!)
- Bunlar dışında; ateşle ilgili başka bilgiler, ishal, kabızlık, kusma, ev kazaları ile ilgili bir çok bilgiler ve sağlıklı bebeklerin fiziksel ve duygusal gelişimleri ile ilgili iki ayrı uzman tarafından pek çok bilgi verildi. Ben bebeklerimizi gerekli rutin akışıyla doktora götüreceğimiz, takibini doktorlarıyla beraber yapacağımız ve bir yerlerde okudukça endişeleneceğimiz ya da endişelendiysek zaten bir yerlerde okumanın bizi teselli etmeyeceği doktorla irtibata geçmemiz gerekeceği için bunları buraya yazmamayı seçtim.
Son eğitim notları yazımız olduğu için eğitimlerle ilgili birkaç fikrimi yazmak istiyorum tabii yine maddeler halinde:
- Konusunda uzmanlardan bilgi aldığınız ve bilmek istediklerinizi anında sorup anında cevap alabildiğiniz için bence supperdi.
- Biraz daha kısa olabilirdi. Bazı şeyler iki kez tekrarlandı.
- Düşündüm ki belki de iki ayrı uzmandan duymak o kadar da fena değildir.
- Gerekli miydi? Evet.
- Birebir tumasını beklemenin haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bana göre her bebeğin her insan gibi farklı karakteri, farklı tepkileri var. Bu nedenle tüm uzmanların da altını çizdiği gibi önemli olana iyi gözlemlemek bebeğimizi iyi takip etmek. Böyle olabilirse onun beklenti ve isteklerini de algılayabilir, bir uzmandan yardım almamız gerektiğinde dahi durumun ona açık ve net tarifleyebiliriz. Kendimize çok yüklenmemeliyiz. Bebeği sallamadan uyutmak mesela, öyle bebekler gördümkü çevremde sıkıysa sallama bakalım. Ancak bazı şeyler onların isteği olsa da bazı şeyler de bizim yanlışlıklarımızdan kaynaklanabilir, bu sorun değil. Düzeltiriz. Herşeyi olduğu gibi kabullenip kendimizi teslim etmememiz gerektiği gibi karşımızdakinin de bir bebek olduğu ve bazı şeyleri katı kurallarla anlayamayabileceğini kabullenmeliyiz bence. Yani hiçbirşey aşırı uçta olamaz, olmamalı. Ne fazla rahat ne fazla tasalı.. Bakalım ben nasıl bulabileceğim bu dengeyi, burada hep beraber görelim..
14 Temmuz 2009 Salı
Eğitim Notları IV - (Bebek Beslenmesi)
- İlk 6 ay diyet ve spor yapılmamalı(ağır sporlarla laktik asit üretildiği için sütün tadı değişiyor). Spordan kasıt tabii ki ağır sporlar
- İlk 6 ay sadece anne sütü verilmeli
- 6+ aylarda anne sütü ve ek gıdalar verilmeli
- Mümkünse iki yaşına kadar emzirmeli
- M.eme ucu beyaz pamukçuk ise mantar olabilir, bir hafta pomadla temizleyince geçer
- Tüylenme olursa koparılmamalı/ epilasyon lapılmamalı, makasla kesilebilir
- Bebeklerde kilo kaybı(ilk 4-5 gün) mutlaka olur, sonra kilo almaya başlar
- Doğum kilosuna ulaşması 14. günü bile bulabilir, endişeye gerek yok
- G.öğüslerde dolgunluk 4-5. gün başlar, hatta 7-8. günü bile bulabilir, endişeye gerek yok
- Sütün fazlası sağılıp buzluğa atılmalı ilerde çok işe yarayabilir
- Emzirme esnasında su içilebilir
- Emzirme koltuğu sabit olmalı
- İlk zamanlar emzirirken tv seyretmemeli, daha sonra da bebeğin dikkatini dağıtmayacak şekilde seyredilebilir
- İlk zamanlar bebekle göz teması olmalı, ancak özellikle 2. aydan itibaren kesinlikle göz teması olmamalı
- Emzirme bebekle yalnız olmalı, ya da baba da olabilir(özellikle hastanede)
- İlk dört gün bir m.eme 30 dakika sonra diğer m.eme 30 dakika şeklinde emzirilmeli(Yaklaşık ilk yedi gün gelen sütün adı kolostrum, protein ağırlıklı bir süt)
- Dördüncü günden sonra g.öğüslerde regl öncesi gibi değişiklik yaşanıyor, bu süte ise olgun süt deniyor
- Dördüncü günden sonra g.öğsü bitirene/yumuşayana kadar tek g.öğüs emzirmek gerekiyor. Asıl besleyici olan süt, sütün yağlı kısmı olduğu için emzirirken bir m.emeyi boşaltmasını beklemek gerekiyor. Yaklaşık ilk 15 dakika sütün şekerli kısmı daha sonra yağlı kısmı geliyor
- E.mme süresi her bebeğin performansına göre değişebiliyor, kimi 20 kimi 40 dakikada boşaltabiliyor
- Bir g.öğüs bittikten sonra ikinciyi de 5 dakika kadar sağmakta fayda var ki beyinde o da uyarılsın ve süt üretimine devam etsin. İkinciyi tamemen boşaltmaya gerek yok bu anneyi çok yorar
- Uyarılara rağmen sızan/uyuyan e.mmeye devam etmeyen bebek doymuş bebek oluyor
- İlk 40 gün ise sürelere bakmadan sık sık emzirmek gerekiyormuş
- Bebek ağlamadan emzirmek gerekiyor(uyanır uyanmaz g.öğse yerleştirirsek kazanan biz oluyormuşuz:) bebiş sinirlenmiyormuş)
- Bebek tek m.eme emdi bir dahaki emzirmede diğerini emzirmeli ki her iki yönde e.mmeye de alışşın
- Birini 15-20 dakika diğerini 5 dakika e.mdiyse birdahakine kaldığımız yerden devam etmeliymişiz
- E.mziriken ellerinin açık olması/ eldiven olmaması önemli, bebişimiz bizimle temas sağlayabiliyor böylece
- Doğru emzirdiğimizi anlayacağımız ipuçları:
- İlk dört gün e.mme sırasında ses olmamalı/ ses varsa e.miyor demektir, daha sonra ise yutkunma sesi olmalı/ gluk-gluk
- İlk yakalayışta -burası biraz kötü- müthiş bir acı hissedilse de birkaç saniye en çok bir-iki dakika sürmeliymiş, daha uzun sürerse doğru e.mzirmiyoruz büyük ihtimalle
- Bebek her istediğinde, özellikle ilk 40 gün
- Yine özellikle ilk 40 gün uyuyorsa bile 3 saatte bir uyandırılarak emzirilmeli
- Bebişin ağzı tam açılmış olmalı
- Sadece ucu değil aeoranın hepsini kavramalı
- M.eme ucunu sıkarak vermemeli, ağzını kocaman açana kadar oyalamalı ve kocaman açınca m.emeyi vermeli
Emzirme İyi mi? Bir hafta içinde;
- Bebeğin tartısı alınır
- Bebeğin emzirme hikayesi dinlenir
- Sarılık kontrolü yapılır
- Annenin g.öğüslerinin durumu kontrol edilerek karar verilirmiş
Büyüyor mu?
- Bebişte ilk 3-4 gün %7-10 arası tartı kaybı olur
- 1 hafta en çok 14 günde doğum kilosuna ulaşır
- ilk 3 ay, ayda 750-1000 gram kilo alır
- İlk sene yaklaşık doğum tartısı x 3 olursa büyüyormuş
Emzirme Sütyeni:
- Mutlaka kullanılmalı
- Pamuklu, balensiz, arkadan kopçalı olmalı
- Açıkdığında tam açılmalı ancak g.öğüste ince bir şeridi olmalıymış
Gö.ğüsler için:
- M.eme kremi öndermediler, anne sütüyle silmek yeterli
- G.öğüs ucu temastan çok fazla yıpranıyorsa ped yerine g.ğüs kalkanı kullanılabilir
- Emzirme geceliğinin önü tamamen açılabilir olmalıymış.
40 Günü Çıkarmak:
- Emzirme süreleri kısalır
- Gündüz uykuları azalır
- G.öğüs ucu iyice yumuşarmış.
2 Yaşına Kadar Emzirmek:
- M.emeyi emzik etmemeli
- Gece emzirmek için çok sık kalkmamalı
- Emzirmeden kesme kararında doktora danışılmalıymış.
Emzirmeyi Keserken:
- Öncelikle gündüz e.mmeleri azaltılmalı, gündüz bitince geceyi bitirmeye başlamalı
- Herhangi bir nedenle kesinlikle emzirmemek gerekirse, g.öğsün tamamı bandajlanarak hiçbir şey görmemesi sağlanmalı
- 21. günden itibaren biberonla tanıştırmalı(özellikle çalışan anneler); iki günde bir günde sadece bir defa 10cc gibi az bir miktar biberonla ya da çay kaşığıyla verimeli, bu işlem anne dışında biri tarafından yapılmalıymış.
Anne Sütünün Arttırılması(İlk günler):
- Doğar doğmaz emziermeye başlayarak
- Sadece anne sütü vererek(su yok)
- Her istediğinde vererek
- Emzik ve biberonla tanıştırmayarak
- Annenin bol bol sıvı alımıyla
- Annenin huzurlu olmasıyla
- Gece emzirmeleriyle arttırılırmış.
- İlk 4-5 gün günde 3lt sıvı, 2lt su gerisi diğer sıvı tüketimi tavsiye edildi.
Bunların Dışında Anne Sütünü Arttırmak İçin:
- Malt içeceği/ Vita malt, rezene/ ısırgan otu çayı vb. desteklerin %3-5 etkisi olduğu tespit edilmiş.
- Poşet çayların bir etkisiyok, aktarlardan alınan çaylar fayda edebilir.
- Maydanoz, ada çayı, yeşil çay, form çaylar önerilmiyor.
Çalışmaya Başlamadan:
- 2-3 hafta öncesinde stok/ hazırlık yapılmalı
- Sütün fazlası depolanmalı
- Biberonla tanışma 21. günden sonra başlayabilir, günde yalnızca 1 kez 10cc kadar ve anneden başka birisi tarafından verilmeli
Süt Saklama/ Depolama:
- Ayrı poşetler/ kaplarda üzerine tarih yazarak saklanmalı
- Buzdolabında(donmamış) 48 saat dense de 24 içinde tüketilmeli
- İki kapaklı buzdolabı buzluğunda en çok 3 ay muhafaza edilmeli
- Sağıldığı anda buzdolabına ya da derin dondurucuya koyulmalı(sonradan kaldırmak olmaz)
- Buzdolabından çıkarıp eve götürürken termos ya da buzlu kapta muhafaza edilmeli
24 saat muhafaza edilen buzdolabı sıcaklığı 2 - 4 derece arasında, 3 ay muhafaza edilen derin dondurucu sıcaklığı ise -18 - -21 derece arasında olmalı - Derin dondurucudan çıkan süt ılık su içinde ya da biberon ısıtıcılarında hızlı bir şekilde çözdürülmeli ve çözülen süt 24 saat içinde tüketilmeli
- Kullanacağımız miktarı içinden alıp, kalanı buzdolabına koyulmalı
- Tek kullanımlık poşetlerin havası alınmalı, kaplar hava almaması için ağzına kadar doldurulmalıymış(vakumluysa sorun yok).
- Not: Tek kullanımlık poşetleri saklama kaplarına göre daha çok tavsiye ettiler.
Eğitim Notları III - (Bebek Bakımı ve Sağlığı)
Açıklamamı yaptıktan sonra gönül rahatlığıyla yeni eğitim notlarımı yazıyorum.
Bizim hastanede yeni doğan bebek içiçn yapılan bazı uygulamalar:
• Bebekler yıkanıyor, bazı hastanelerde yıkamıyorlamış. Ancak bebeğin doğduğunda üzerinde olan bir tabakadan dolayı buradaki yıkama da bu tabaka gitmeyecek şekilde oluyormuş. Sonuçta göbek bağı düşene kadar yıkamayacağımız için ilk yıkaması hastanede oluyor. Bence güzel birşey.
• K vitamini yapıyor. Mutlaka yapılması gerekiyor, pıhtılaşma için gerekli imiş. Yapılıp yapılmadığı mutlaka sorulmalıymış.
• Göz için antibiyotikli damla/ özellikle normal doğumda gerekiyormuş.
• Hepatit B aşısı
Bebekler için 2,5-4 kg arası normal doğum kilosu olarak sayılabilir, 37 haftadan sonra doğan bebekler normal sayılabilir, 35 hafta ve altındakilerin kuvözde izlenmesi gerekebilirmiş.
Hastaneden ayrılmadan yapılan testler:
• Tiroid Hormonları
• Fenilketonüri taraması
• Metabolik hastalık taraması
• Sarılık
Yeni Doğan Sarılığı:
• Her bebekte görülebilir çok endişelenmemek gerekir
• Bilirubin miktarına bağlıdır
• Çok yükselirse rsk olabilir/ beyin ile ilgili
• Bilirubin kakayla atıldığı için bol bol emzirmek çok önemliymiş
•
İşitme Testi:
• Yeni doğanda işitme kaybı oranı 2-4/1000
• Test en erken doğumdan sonraki 48 saat içinde yapılır
• 15-30. günlerde tekrarlanabilirmiş
Kalça Ultrasonu:
• Öncelikle korkmamak lazım çünkü yeni doğduğunda tedavi edilmesi çok kolay bir durum. Sadece bacakları açık yatması ya da bunun için bir aparat kullanılması yeterli oluyor. Tabii ki yadığım herşey gibi bu da doktora danışılmalı, dikkat!
• Kalça çıkığı için riskli grup
1. Kız bebekler/ ilk bebekler
2. Boyun ya da ayaklarda eğrilik olan bebekler
3. Makat gelişi doğum
4. Aile hikayesi olan bebeklermiş
• Ultrason 1-1,5 ay sonra, riskli bebeklerde daha önce olmalıymış
• Sonradan olmaması için de sıkı kundak yapılmamalı, bacaklar serbest olacak şekilde yarım kundak yapılmalıymış. Yarım kundağın da ayrıca faydaları var ancak sıkı kundak kesinlikle yapılmamalı..
Sünnet:
• Bu konuda yazmayacağım, herkesin kendi fikri vardır sanırım, sonuçta bir sağlık problemi olmaması halinde anne-babanın karar vereceği bir durum.
Yeni Doğan Bbek Özellikleri:
• Eller ve ayaklar soğuk ve mor olur. Vücutta bir takım kırmızı/mor lekeler olabilir ve 2-3 yaş civarında kendiliğinden geçermiş.
• Kendileri biraz buruşuk olurlar efendim endişelenmeyin :)
• Baş, özellikle normal doğum olanlarda şekli bozuk olabilir, kendiliğinden geçer
• Bıngıldak 16-18 ayda kapanır ve mümkünse 4 aydan önce kapanmasınmış
Uyku:
İşte hepimizin merak ettiği konu(yoksa birtek ben mi merak ediyorum)
Uyku pozisyonu ve SIDS olmaması için şunlara dikkat etmekte fayda var
• Sırt üstü uyku tavsiye edilmekle birlikte, baş sağa ya da sola dönük olmalı(kusma gibi durumlar için) ve hep aynı tarafta olmamalı
• Uyurken ve gözümüzün önündeyken yan da yatırılabilir
• Yatak sert olmalı ve yastık ile kuştüyü yorgan olmamalı
• Bebek ve anne aynı yatağı paylaşmamalı
• Uyanık ve gözümüzün önündeyken yüz üstü de yatırmalı ki boyunda düzleşme olmasınmış
Sık görülenler:
• Burun tıkanıklığı
• Hapşırık
• Hıçkırık
• Hapşırık ve hıçkırık için çare em-zir-mek
• Burun tıkanıklığı ve hapşırık hastalık belirtisi olmayabilirmiş, normalmiş
Göbek Kordonu:
Benim için merak edilenler toplistten bir başlık daha
• 7-10 günde düşer
• %70 lik alkolle günde iki kez silinmeli
• Göbek düştükten bir gün sonra yıkanabilir
• Düşmesi gerekirse doktor tarafından gümüş nitrat uygulanmalı
• Kızarıklık, kötü koku, akıntı olrsa doktora başvurulmalı
• Bezlerken üzerini kapatmamaya dikkat edilmeli ve mümkün olduğunca havayla teması sağlanmalıymış
Oda Isısı-Giydirme:
• Oda ısısı ve giysileri bizimle aynı sıcaklıkta bizimle yanı giysiler şeklinde doğru orantılı
• Vucüt ısısı burnu ve ensesinden kontrol edilmeli, eller ve ayaaklar zaten soğuk olduğu için burdan anlaşılamıyor
• Camlar kapılar açık olabilir ama hava akımında olmaması gerekiyormuş
Ziyaretler:
• İlk 4 ay kalabalık alışveriş merkezleri gibi yerler pek iyi değil, özellikle de kış aylarında
• Dışarıda hava almaya çıkılabilir
• İlk 6 hafta dinlenmek iyi gelir
• 1 aydan sonra da genellikle bebişler uçabilirmiş(İnişte ve kalkışta emzirmeli-e.mme hareketi yapmalıymış)
Karşılaşılabilen Sorunlar:
• Burun tıkanıklığı
• Pişik; ilk aylar suyla, ıslak pamukla temizlenmeli
• Konak; banyodan 15 dakika kadar önce bebe yağı ya da zeytin yağı ile silinmeli
• Pamukçuk; karbonatlı suyla temizlenmeli(1 çaybardağı suya 1 çay kaşığı karbonat ile hazırlanarak günde 4 kez)
• Pamukçuk olmaması için anne g.öğüs ucu nemli kalmamalı göğüs pedi sık sık değiştirilmeli, bibereon kullanılıyorsa nemli kalmamalı günde bir kez sterilize edilmeli
• Bunlar sık olursa doğru doktora gidilmeliymiş
Ateş:
Benim toplistten bir tane daha.
• 37 dereceye kadar normal
• Koltuk altından ölçüldüğünde 37,3 dereceyi geçmemeliymiş
• İlk yapılacak şey üstündekileri çıkarmak olmalı
• 3 aydan küçükse doktora götürülmeli
• 3 aydan büyükse doktorla görüşerek ateş düşürücü kullanılabilirmiş
Çok Ağlıyorsa:
İşte bu herkesin toplistinde vardır eminim
• Sallama
• E.mme(emzik)
• Sarınma
• Şişşşş sesi
• Fön makinesi/ Aspiratör/ arabayla gezinti çare olabilirmiş
Alt Değiştirme:
• Beslenme öncesi yapılmalı
• Kız bebeklerde yukarıdan aşağı silerek temizlenmeli
• İlk günlerde göbek bağı nedeniyle,g göbek bağını kapatmadan kıvırarak bezlenmeli
• Erkeklerde p.ipi aşağı bakacak şekilde bezlenmeliymiş
Yıkama:
• Oda sıcaklığı 22-24 derece olmalı
• Su 36,5 derece olmalı, tabii bu eski yöntemle dirseğimizi suya sokarak da kontrol edilebilir
• Önce ön sonra arka taraf yıkanmalı
• Başı yıkanırken kulakları kapatılmalı
• Banyoları haftada iki kez şampuanla diğerlerini ise sadece suyla yaptırmalı
• Banyo sonrası hemen şapkası takılmalıymış
Evde Gerekenler:
Ben ayrıca alacaklarım aldıklarım tecrübelerimi yazacağım bu liste bize eğitimde verdikleri listedir efendim.
• Pamuklu body+tulum+şapka, bol eldiven, çorap
• Pamuklu triko
• Delikli battaniye
• Küçük ve büyük tülbent ve gaz bezleri(benim notum;mermer şahi dene kumaştan yapılanlar bu olmalı)
• Banyo havlusu
• Küvet
• Bebe yağı, şampuanı, banyo süngeri
• Bebek tırnak makası, bebek törpüsü
• Ateş ölçer
• 2 numaralı bebek bezi
• Pamuk(alt değişimi, göbek bakımı, göz ve burun temizliği için)
• Araba koltuğu
Bir başlıkta toplayamadıklarım/ Diğer:
• Bir aydan önce mümkün oldukça düz zeminde yatırmalı, ana kucağı vb. gibi yerlerde yatırılmamalı
• Bir yaşına gelene kadar arabada ters yönde/ şöförle sırt sırta yönlerde olacak şekilde gitmeli
• Bebeğin vücudu için bebe yayı-losyonu ya da sızma zeytin yağı kullanılabilir
• Burun tıkanıklığı için burun aspiratörü kullanılabilir, yüzeydekiler ise kulak pamuğu gibi pamukla temizlenebilir
• Tırnaklar için ilk başta kesmek zor olacağı ve sonra da kesince sivri yerlerin törpülenmesi için bebek törpüsü kullanılmalı
• Bir aydan sonra emzik verilebilirmiş
30 Haziran 2009 Salı
Eğitim Notları II - (Doğumda Anestezi/ Doğuma Hazırlık ve Doğum)
Ben bir aksilik olmazsa, kısmetse, inşallah normal doğum yapmak istiyorum. Eğitimde Doğuma Hazırlık ve Doğum kısmında tam olarak bahsettikleri konu buydu. Her iki yöntemi de anlattılar açıkladılar. Sanırım hepimizin merak ettiği ve endişelendiği "doğum sancılarının doğum sancısı olduğunu anlar mıyım? başladıktan sonra hastaneye yetişir miyim?" sorularına da şüpheye yer vermeden bir güzel cevap verdiler. Peki nedir bu cevap? Şöyledir ki; öyle doğum sancısını anlamamak gibi bir lüksümüz yok :) geldi mi ben geldim anacım, diğer sancılardan farklıyımmm diyormuş kendileri zaten. Öyle filmlerdeki gibi aa suyum geldi, pat doğurdum filan da yok. Bu süreç sancıların seyrek başladığı, gittikçe sıklaştığı ve doğumun ancak bundan sonra başladığı hiç de kısa olmayan ama çok da korkulmayacak bir süreçmiş. Sonuçta normal isteyip de olmasa da artık sezeryan da eskisi kadar çok rahatsızlık vermediği için doğumdan sonra, o da pek kötü değilmiş, pek üzülmemek gerekirmiş.
25 Haziran 2009 Perşembe
Eğitim Notları I - (Hamilelikte Duygu Durumu/ Anne-Baba-Çocuk İletişimi ve Eğitimi)
Konuya gelmeye çalışıyorum gelemiyorum o nedenle direk bu yazının amacı şudur demek isterim "eğitimde öğrendiklerimden özellikle unutmak istemediklerimi buraya not düşmek ve okuyanlarla paylaşmak."
Eğitim Programımız;
- Doğumda Anestezi/ Doğuma Hazırlık ve Doğum
- Gebelikte Egzersiz
- Hamilelikte Duygu Durumu/ Anne-Baba-Çocuk İletişimi ve Eğitimi
- Bebek Bakımı ve Sağlığı
- Bebek Beslenmesi
- Sağlıklı Bebek İzlemi/ Bebeklerde Sık Karşılaşılan Problemler(0-18 Ay)
İlk eğitimi daha sonra yazacağım(ikinciye katılamadım), tazeyken üçüncüsünden bahsetmek istiyorum. Yine maddelerle;
- Öncelikle doğum öncesi stres ve doğum sonrası sendromundan bahsedildi. Bu süreçler için en iyi çözümün güvendiğimiz tüm insanları etrafımızda toplamamız, süreci onlarla atlatmamız ve ciddi boyuttaysa tabii ki uzman desteği almamız gerekiyor.
- Doğumdan sonra hergün 10 dakikayı, ististasız kendimize ayırmalıyız. Bu kahve keyfi olabilir, gazete keyfi olabilir.. İçinde iş içermeyen keyif alacağımız birşey olmalı.
- Bebekle ilgilenirken çevremizdekilerden yardım alabiliriz ancak herkesi çok karıştırmadan kendi kurallarımızı koyarak aşırı müdahelelerden uzak durmalıyız.
- Bebeğimiz için iki yaşına kadar tv pek de iyi bişey değil. Herkesin kurtarıcısı lan bab.y.tv ya da reklamlar gibi kurtarıcılara yönelmemeliyiz. Çünkü eğitim/ öğrenme üç boyutlu olmalıymış arkadaşlar. İki boyutlu öğrenme diye birşey pek yokmuş. Örnek çok güzeldi; televizyonda görünen elmanın pek bir anlamı yok, tabii aynı anda elimizde bir elma olup, tadını, kokusunu, şeklini göstermiyor ve anlatmıyorsak.. ki bunları yaptığımızda da televizyonda bir elma görmesine gerek yok zaten.
- Eğitici oyuncaklar birden çok duyuya hitap eden oyuncaklarmış. Bunu ihmal etmemek lazım. Aynı anda hem görme hem duyma mesela.. Hatta ne kadar çok duyuya hitap ederse o kadar iyiymiş, çünkü o kadar çok uyaran veriyormuşuz bebişimize.. Yine örnek; bir kitapta resmi olan bir köpeğin tüylerinin de olması dokuma hissine de hitap etmesi hatta dokununca havlaması ya da birkaç top aldık mesela bunların birbirinden farklı olması(renkleri dokuları vb.)
- Dikkatttt! Dokunma hissi genelde ihmal edilirmiş, etmeyelim :)
- Bebişe her ihtiyacı olduğunda meme vermeliymişiz, her ağladığında değil. Zaten iyi gözlemle ağlamaların arasındaki farklar belli oluyor. Bunu yeğenlerimden de biliyorum.
- En keyifli kısma geldik; babalara seseleniyorum.. Gerçekten baba olmak/ olmamak sizin elinizde. Başlangıçtan itibaren her aşamanın içinde olmanız en güzeli. Bu bebeğinizle olan bağı güçlendirecek.
- Annelere sesleniyorum.. Başta biz, sonra anneanneler babaanneler derken babalar dışarda kalabiliyormuş. Bunun böyle olmaması, eşimizi, sevdiğimizi, bebişimizin babasını teşvik ve anneleri ve tabii kendimizi frenlemek de bizim elimizde.
- 0-3 yaş arası eğitim çokkkkkk hatta en önemli. Bu nedenle çalışacak olsak bile bebeğimize bakacak kişi de çok önemli. Ama o ne kadar iyi bakarsa baksın, ayırabildiğimiz vakitlerde bebeğimizle iletişimimiz ve onu geliştirmemiz daha da önemli :)
- Bebek bakmak sadece karnı tok, sırtı pek, altı temiz gibi fiziksel ihtiyaçlar anlamına gelmiyor. Bunlar zaten bir şekilde kotarılıyor. Ancak onun zihinsel ve bedensel gelişimine katkıda bulunmamız, bunun için bilgili davranmamız gerekiyor(Bizim ve tabii bebişimizle ilgilenen ona bakan diğerlerinin). Bu nedenle bakacak kişinin bu yönlerde de bebişe hitap etmesi gerekiyor.
- 0-3 yaş arası kreş pek tavsiye edilmeyip, oyun grubunu kesinlikle tavsiye ettiler.
- Bütün bunların yanında her bebek doğduğunda bir de annenin doğduğu cümlesi vardı ki bayıldım. Evet biz kadınlar olarak çok şanslıyız. İçgüdülerimizde var bu. Ancak öyle pat diye olmuyor tabii. Kendimizi psikolojik olarak hazırlamalıyız, çevremizdekiler bize destek olmalı, farklı bir dönem olduğunun farkında olmalı. Öncelikle de babalara düşüyor bu iş tabii ki. Biz annelere de şu iş düşüyor yukarıda söylediğim gibi; bebeğimiz doğduğunda babanın da doğmasına yardımcı olmak.
Aklımda kalanlar bunlar. Zaten herkesin araştırıp okumaktan bir çok bilgisi var. Ancak bire bir uzmanlardan dinlemek ve soru sorabilmek çok iyi oluyor. İmkanı olan herkese tavsiye ederim. Bildiğim kadarıyla bu eğitimlere katılmak için o hastanede doğum yapacak olmak gerekmiyor. Herhangi bir ücret de talep edilmiyor. Ben zaten bir aksilik olmazsa orada doğum yapmak istediğim ve doktorum da orada olduğu için doğrusu pek araştırmadım dışardan gelenlerden bir ücret talep edildiğini sanmıyorum.