26 Ocak 2010 Salı

Çalışan Anne olarak hazırlıklarım (I)..

Aslında yazının başlığını "Çalışan anne işe gitmek için nasıl hazır olur?" yapmıştım ancak sorunun cevabının "Hazır olamaz" olduğunu düşündüğüm için vazgeçtim. Hele ki benim kadar küçükken bıraktıysanız hazır olmak diye birşey yok diyebilirim.

Peki ben işe hazırlık sürecinde neler yaptım? İşte cevabı:

1. Bakıcı;

Öncelikle daha hamileyken, işten ne kadar süre uzak kalacağımın belli olmadığı zamanlarda bile bildiğim, karar verdiğim tek şey bebişimin bakıcısı olacak kişinin en geç doğumla birlikte işe başlamış olmasıydı. Biz arayışa beklenen doğum tarihinden 6-7 hafta kadar önce başlamıştık. Ajanslara başvurmadan önce yakınlarımıza, öncelikle oturduğumuz çevredeki tanıdıklara haber verdik. Yürüme mesafesinde olmasının avantaj olduğunu düşünüyorum. Buradan birkaç kişiyle görüştük, hatta biri başladı da. Ancak sonra o olmadı. Sonra arkadaş çevremize haber verdik. Bu şekilde tanıştığımız Ayaz'ın Berrin Teyzesi hala devam ediyor. Kendisiyle ve bizimle de iyi anlaşıyor Allah'a şükür. Tek vasıtayla yarım saatlik mesafeden geliyor.

Berrin bizimle çalışmaya başladıktan üç hafta sonra Ayaz dünyaya geldi. Gözünü açtığından beri onu evin içinde gördüğü için de hiç yadırgamadı. İlk üç ay her ne kadar Ayaz'a yapışık yaşasam, hiçbir işini, başkasına bırakmamaya çalışsam da (babası hariç) tabii ki o da oğlumun herşeyiyle ilgilendi. Beni izledi, yaptıklarımı ve yöntemimi benimsedi. Ayaz'a bakacak kişinin o doğduğundan beri evde olması kararımdan çokkkkk memnunum. Bunun son zamanlara bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle çalışmaya başlayacağınız kişi ya da kişilerle anlaşamama ve yolları ayırma riski varken. Tabii bu risk her zaman var. Ancak artık bunun olması için ekstra bir durum gerekiyor, karşılıklı anlaşamama, beğenmeme gibi etkenler ortadan kalkıyor.

2. Günlük Rutin;

Tracy'yi çok daha önce duymama rağmen kitabı almakta ihmalkarlık etmiştim. Doğumdan az sonra acil(!) koduyla internetten siparişi verdim. Ayaz henüz 40 günlük olmamıştı kitabı hatmettiğimde. Önce kırkı dolana kadar izleyeyim dedim. Sonra hadi iki aylık olsun bebişim şimdilik ne zaman isterse emzirmeye devam dedim. Baktım ki bizimki tam anlamıyla bir atıştırmacı oldu, ben de bu gidişe bir dur dedim. Ayaz'ın iki aylıktan itibaren zamana göre değişen bir rutini var. Tracy kadar ideal olmasa da fena değiliz bu konuda. Hatta anneanne/babaanneleri bile ikna ettik. Rutinimizi, geçen zaman içinde yaptıklarımızı ayrıca yazacağım. Rutin her bebek için gerekli ama çalışan anneler ve bebekleri için şart bence. Böylece ne zaman ne yaptığını üç aşağı beş yukarı biliyorum ve emzirme saatlerini evde olduğum saatlere göre ayarlıyorum. Ayaz ben evde olmadan sadece bir kez süt içiyor. Bu da biberona alışıp m.emeden vazgeçmesi riskini azaltıyor.

3. Ayaz Kullanım Kılavuzu;

Bunu hazırlarken Kitubi'nin Bebek bakım el kitabı'nı referans alarak bize göre küçük değişiklikler yaptım. Bebek bakım el kitabı yerine de adını Ayaz Kullanım Klavuzu koydum bitti gitti. Yine aynı şekilde günlük dokümanı hazırladım. Bakıcımız bunu hergün düzenli olarak doldurduğundan hem benim ne yapıyor ne ediyor diye aklım kalmıyor hem de ikide bir ne kadar süt içti, kaka yaptı mı gibi soru sormak zorunda kalmıyorum.

4. Bakıcı ne kadar iyi olursa olsun, insanın kanından gelen sevginin başka olduğunu düşünüyorum. Anneanne, babaanne, dede zaten bırakamıyorlar da, hem benim için kolaylık olsun hem de Ayaz için keyif olsun diye, iki haftada bir denk gelecek şekilde bir hafta anneanne bir hafta babaanneden bizim evde Ayaz'la ilgilenmelerini rica ettim. Bu şekilde hem Ayaz onlarla tam birgün geçirip sevilmeye doyuyor. Hem de Berrin o gün ev işlerini hallediyor. İleride bu anneanne, babaanne günleri devam ederse, Ayaz için tam şımartılma günü olacağını tahmin ediyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder