5 Ağustos 2009 Çarşamba

34 + 5

Şuandaki hafta ve günüm başlıktaki şekilde. 32. hafta için gün saymıştım çünkü önemli bir dönüm noktasıydı. Şimdi farklı kaynaklara göre önce 35. sonra 37. hafta için gün sayıyorum. 37 yi de görmek kısmet olursa nasıl gün sayabileceğimi bilemiyorum.
Önce kendimden bahsedeyim. 32, 32 diye beklerken tatildeki haftamızdı hedef haftamıza ulaştığımızda. Gerçekten çok kısa sürede karnım inanılmaz bir hızla büyüdü ve hareket kabiliyetim iciye kısıtlandı. Mesela eğilmek dünyanın en zor işlerinden biri artık benim için, hatta eğilmek yok tabii ki doğrusu çömelmek oluyor. Daha önceleri de fiziksel ve duygusal olarak pek çok değişim yaşadıysam da hayatımı aynen sürdürmeye çalıştım hep. Ancak bundan sonra gerçekten hamile olduğumu ve bu hareketliliğe bir dur demem gerektiğini anlamış bulunuyorum. Peki dur diyebiliyor muyum? Tabii ki hayır! Ben demiyorum ama bir yerden sonra bedenim diyor ve dinlenmek zorunda kalıyorum. Mesela geçen haftasonu, gece bir buçukta yatıp, sabahın altısında uyanmak zorunda kalıp, gözümden uyku akarken yine de planlarıma sadık kalarak saat onda annemle Eminönünde buluşup, sanırım her hamilenin yaptığı -yapmayanlar da yapmalı-, yaklaşık altı saat süren Eminönü seferini gerçekleştirip, bunun üstüne elimde torbalarla şirkete uğrayarak servisten gelen arabayı alıp eve gittim. Sonra da başta bana yardımcı olacak sonra da bebişimize bakabilecek bir adayla buluştuk kocişle. Tekrar eve dönüp biraz uzandıktan sonra ayağa kalkmak istediğimde ayaklarım beni kabul etmedi! Yat emri verdiler, resmen üzerlerine basamamak neymiş bunu anladım ve hemen bir duş alıp bedenimin verdiği talimatı yerine getirdim tabii ki, ayaklar havaya gözler uykuya!
Oğluma gelirsek, annesi olarak itiraf etmeliyim ki kendilerinin tombiş olması hevesi besliyordum hep ne yapabilirim. O da beni kırmamış ki 33 + 3 doktor kontrolünde 2900 gr çıkarak ve üç buçuk haftada bir kilo alarak doktorumuzla beraber hepimizi şoke etti. Zaten dolgun bebek kategorisinde seyreden kilosu iri bebek sınırına dayanmış oldu böylece. Şeker ya da onun gibi herhangi bir sorunum olmadığı için tamemen genetik olduğunu söyledi doktorumuz. Gerçekten de babası da aynen böyle kilolu ve koca kafalı doğmuş. Hatta doğumu baya olaylı olmuş. Bizim Ayazımız da koca kafa, doktor amcası böyle hitap ediyor kendisine. Bu kilo durumu her açıdan çok iyi olsa da normal doğumu riske sokuyor maalesef. Ben normal doğum olmasını çok istiyorum, baştan beri hiç sezeryan düşünmedim açıkçası. Şimdi oğlumun her ne kadar dombili olmasını istediysem de tamam artık oğlum dur da seni hemen kollarıma alayım diyorum. Duy beni, annen biraz kararsız kabul bir öyle diyor bir böyle ama sen yine de dinle onu :) Kilo durumlarımız böyle. Hareketlerimizi de buraya not etmek istiyorum. Zaten 4 aydan beri gittikçe hızlanan ve çoğalan hareketler 7x24 olmaya başladı artık. Şu an tam haftasını hatırlayamasam da yaklaşık 16. haftadan beri hareketlerini keyifle hissediyorum. Aynen o haftadan beri de her kontrole gittiğimizde babasıyla beraber çok hareketli normal mi sorumuzu rutin olarak yöneltiyoruz ve sakıncasımı var cevabımızı alıyoruz :) Tabii ki sakıncası yok ve hatta harika, son dönemlerdeyse karnımdan çıkmaya karar verdiğini düşünmeye başladım. Ya da kordonuyla ip atlıyor bebişim. Tam olarak kestiremedim. Oğlum sen çıkınca nasıl birşey olacaksın, ne şovlar yapacaksın bize merakla bekliyorum. Peşinde koşmaktan ne babanın fazla kiloları ne de benim hamilelik kilolarım kalacak gibi görünüyor. Daha şimdiden sana bayılıyoruzzzzz...

1 yorum:

  1. Anasina bak oglunu tahmin et demisler ya, annen annesi gibi sisko olacak bizim kerata :D
    Napayim kilolariyla ugrasabilecegim biri lazim bana :)
    Yerim ben o minigi...

    Babasi

    YanıtlaSil