10 Nisan 2012 Salı

dayaktan kurtulduk.. uykuda silbaştan..

Gibi gibi.. Oğlan işe gidiyorum dedim mi, kapıya geliyor beni yolcu etmeye iki pataklıyor gönderiyor-du. Bugün de geldi bir hışımla, ama vurmak yoktu annecim dedim. Dinledi sağolsun.

Pazar gecesi Ayaz'ı uyutma seansında önce bir konuşma yaptım kendisiyle. Neler yapması gerektiğini anlattım. Nerelerde okumuştum bilmiyorum ama şöyle birşey vardı; bu yaşlarda çocuklar olumsuzluk ekini pek takmıyorlarmış. Yani "terliksiz dolaşma" yerine "terliklerini giy" demek gerekirmiş. Büyükler için de geçerli olmalı bence. Olumsuzluk eki çok da faydalı değil. Her konuda tutmuyor bu tabii ama elimden geldikçe dikkat ediyorum ve işe yarıyor. İşte o gece de neler yapması gerektiğini anlattım neler yapmaması gerektiğini anlatmak yerine. Ağlama demedim de ağlayınca biz kötü etkileniyoruz, ağlamadan söylersen seni anlıyoruz ama her istediğini yapman mümkün değil dedim. Ağlamak yerine güzelce söyle, yine de yapmana izin vermeyeceksem daha çok sevebileceğin başka alternatifler buluruz dedim. Gülmeyin sakın çünkü anlıyor, hepsi anlıyor bunları. Çok faydalı oluyor Ayaz'la bu tür konuşmalar. Yarından itibaren tekrar kendi kendine uyuyacaksın dedim. Bu gece seninle dedi. Tamam bu gece benimle ama yarın bir masal bir ninni sonra seni öpüp iyi geceler dilerim dedim.

Dün gece biraz kanlı oldu, iki saatten fazla sürdü ama başardık. Ara ara sesim yükselse de kontrolümü kaybetmedim. En sonunda ne oldu? Kapıyı kapattım, tekrar yanına oturdum ve "dün konuşmuştuk, verdiğin sözleri tutacağını söylemiştin. bu gece artık tekrar kendin uyuyacağını söylemiştin. şimdi ne oldu sözünü tutuyor musun canım" dediğimde ağzından bütün gece çıkmayan "tamam" kelimesi döküldü sonunda ve onbeş dakika içinde uyudu bir daha hiç ağlamadan. Sadece biraz Ferber'den esinlenerek, 3 dakika sonra gelip seni tekrar öpeceğim dedim, sonra 5 dakika, sonra 7 dakika için gittiğimde uyumuştu. Ben yine de öptüm tabii.

Ayaz'da işler böyle. Tamam dedi mi tamamdır. Değilse demiyor zaten. O ilk iki saat süresince ne ben ne babası duyamadık tamamı. Ses çıkarmadan bekleyine ben de ona yarın gidip sulama kovanı alırız dedim. Çok sevindi. Babası bulup almış sağolsun. Haftasonu da bir çim adam almıştı da sulama kovasının hikayesi de oradan geliyor. Bekliyoruz bakalım saçlarının çıkmasını..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder